Boşanma Avukatının Perspektifinden Çocuk Teslimi ve İlişki Kurma Uyuşmazlıkları
Boşanma Avukatı Perspektifinden Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki Kurma Uyuşmazlıkları: Hukuki Çerçeve, Yaptırımlar ve Avukatın Stratejik Rolü
Giriş
Boşanma sürecinde taraflar arasında en sık karşılaşılan ve en hassas boyuta sahip olan uyuşmazlık konularından biri, çocukla kişisel ilişki kurulması ve çocuğun teslimidir. Ebeveynlerin ayrılması yalnızca yetişkinler arasında değil, çocuk üzerinde de çok yönlü etkiler doğurur. Bu durum özellikle çocuğun bir ebeveynle sürekli yaşaması, diğer ebeveynle ise sınırlı sürelerle görüşmesi nedeniyle hukuki düzenleme ve uygulamada özel önem arz eder.
Boşanma avukatı bu süreçte yalnızca taraflardan birini temsil etmekle kalmaz; aynı zamanda çocuğun üstün yararını gözetmek, psikolojik travmaların önüne geçmek ve kişisel ilişki kurma hakkını hukuka uygun şekilde tesis etmekle de sorumludur. Avukat, kişisel ilişki ve teslim düzenlemelerinin doğru biçimde protokole yansımasını sağladığı gibi, ileride ortaya çıkabilecek ihlallere karşı da hukuki yolları önceden yapılandırmalıdır.
Bu makalede, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde çocukla kişisel ilişki düzenlemeleri, icra sistemi yoluyla çocuk teslimi süreçleri, bunların uygulanmasında yaşanan pratik sorunlar ve boşanma avukatının bu alandaki stratejik rolü detaylı biçimde incelenecektir.
Hukuki Düzenleme: Türk Medeni Kanunu ve İlgili Mevzuat
Türk Medeni Kanunu’nun 182. ve 325. maddeleri, boşanma durumunda çocuğun velayetinin kimde kalacağı ve velayeti alamayan tarafla çocuğun kişisel ilişkisinin nasıl düzenleneceği hususlarını belirler. Kanuna göre, çocukla kişisel ilişki kurulması hem çocuğun hem de ebeveynin hakkıdır ve bu ilişki çocuğun üstün yararına uygun olarak düzenlenmelidir.
Ayrıca 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu da bu konuda destekleyici hükümlere sahiptir. Boşanma avukatı, müvekkilinin taleplerini bu kanunlar ışığında şekillendirmeli, kişisel ilişki takvimini saat, gün ve süre esaslı olarak açık biçimde belirlemelidir. Gerekirse eğitim dönemlerine, bayramlara, yaz tatiline ve özel günlere ilişkin ayrıntılı hükümler konulmalıdır. Bu durum gelecekte yaşanabilecek icra takiplerinin hukuka uygunluk açısından sorun yaşamaması açısından kritiktir.
Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişkinin Uygulanması: İcra Sistemi ve Yeni Model
Boşanma sonrasında çocuğun velayet hakkı bir ebeveyne bırakıldığında, kişisel ilişki hakkı tanınan ebeveynin çocuğu belirlenen gün ve saatlerde görmesi, teslim alması ve ardından iade etmesi gerekmektedir. Uygulamada bu teslimler uzun yıllar boyunca İcra ve İflas Kanunu kapsamında yürütülmüş ve bu süreçte ciddi psikolojik travmalar yaşanmıştır.
2021 yılında yürürlüğe giren düzenlemelerle, çocuk teslimi işlemleri artık İcra Daireleri yerine Adalet Bakanlığı bünyesindeki Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri aracılığıyla, uzman gözetiminde ve çocuğun psikolojisini koruyacak ortamda gerçekleştirilmektedir. Boşanma avukatı, bu süreci koordine etmeli, uygulamada görevli uzmanlarla iletişim kurmalı ve müvekkilinin hak kaybına uğramaması için takvimleri sıkı takip etmelidir.
Ayrıca çocuk teslimine ilişkin kararların uygulanmaması durumunda, artık doğrudan velayet değişikliği değil; önce teslimin sağlanması, devamında ihlalin sürekliliği halinde icra yaptırımı ve yeniden kişisel ilişki takviminin düzenlenmesi gibi aşamalı bir mekanizma işlemektedir. Boşanma avukatı bu mekanizmanın her aşamasına uygun hukuki dilekçeler hazırlamalı, gerekli delil ve belgeleri sağlamalıdır.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar: Direnç, Psikolojik Etki, Velayet Silahı
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurma süreçlerinde en büyük sorunlardan biri, velayet sahibi ebeveynin karşı tarafın kişisel ilişki hakkını fiilen engellemesidir. Bu engelleme bazen doğrudan çocuğu teslim etmeyerek, bazen de çocuğa karşı diğer ebeveyni kötüleyerek dolaylı biçimde yapılmaktadır. Bu durum "velayeti silah olarak kullanma" şeklinde tanımlanır.
Boşanma avukatı, bu gibi durumlarda tanık beyanları, uzman raporları, mesajlaşmalar, sosyal hizmet görüşmeleri gibi belgelerle ihlalleri ispatlamalıdır. Ayrıca çocuğun psikolojik olarak etkilenmesi halinde, pedagog veya psikolog eşliğinde mütalaa alınmalı ve kişisel ilişki takvimi bu durum dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Gereken hallerde çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin değiştirilmesi dahi talep edilebilir.
Avukatın Stratejik Rolü: Protokol, Takip, Arabuluculuk
Boşanma avukatı, çocuğun teslimi ve kişisel ilişki sürecinin tüm aşamalarında aktif bir rol üstlenmelidir. Protokol hazırlığı aşamasında bu konu açık ve ayrıntılı şekilde yazılmalı, daha sonra yaşanabilecek icra ve mahkeme süreçleri için zemin hazırlanmalıdır. Takvim netliği ve tarafların yükümlülükleri ne kadar açık yazılırsa, o kadar az ihtilaf doğar.
İhlal durumunda avukat sadece takip işlemi yapmakla kalmaz, aynı zamanda müvekkiline duygusal destek verir, uzman görüşü alır ve gerektiğinde taraflar arasında arabuluculuk yapılması sürecine eşlik eder. Bu tür davalarda avukatın empati yeteneği, iletişim becerisi ve stratejik öngörüsü de teknik bilgisi kadar önemlidir.
Sonuç
Çocuğun bir ebeveynle kişisel ilişki kurma hakkı, sadece hukuki değil aynı zamanda insani bir değerdir. Bu ilişkinin doğru biçimde kurulması, çocuğun ruhsal sağlığının korunması ve ebeveynler arasında çatışmanın minimize edilmesi açısından hayati önemdedir. Boşanma avukatı, bu hakkın korunmasında yasal düzenlemeleri etkin kullanan, süreci yakından izleyen ve hem ebeveynin hem çocuğun yüksek yararını gözeten kilit bir aktördür. Etkili bir boşanma avukatı, sadece dava kazanmaz; aynı zamanda sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkilerinin geleceğini de inşa eder.