Denklik Avukatı ve Denklik İşlemleri: Akademik ve Stratejik Bir İnceleme
Denklik Avukatı ve Denklik İşlemleri Avukatı: Akademik ve Stratejik Bir İnceleme
1. GİRİŞ
Küreselleşme ve uluslararası eğitim olanaklarının artmasıyla birlikte, yurt dışında eğitim alan bireylerin sayısı her geçen yıl önemli ölçüde yükselmektedir. Bu durum, farklı ülkelerden alınan diploma ve derecelerin Türkiye’de tanınması ve denkliğinin sağlanması ihtiyacını doğurmuştur. Özellikle mesleki kariyerlerini sürdürmek veya akademik çalışmalarına devam etmek isteyen kişiler için diploma denklik işlemleri, üzerinde titizlikle durulması gereken hukuki ve idari bir süreç haline gelmiştir. Bu süreçte, denklik avukatı ve denklik işlemleri avukatı olarak adlandırılan uzman hukukçuların rolü giderek önemli bir boyut kazanmaktadır.
Denklik kavramı, en basit tanımıyla yabancı bir eğitim kurumu tarafından verilen diplomanın veya akademik derecenin, Türkiye’deki bir diploma veya dereceye eşdeğer kabul edilmesidir. Bu eşdeğerlik, yalnızca akademik düzeyde bir tanıma değil, aynı zamanda mezunların mesleklerini icra edebilmeleri, unvanlarını kullanabilmeleri ve gerekliyse meslek odalarına kayıt olabilmeleri için yasal bir zorunluluktur. Örneğin, yurt dışında tıp fakültesi bitirmiş bir doktorun Türkiye’de hekimlik yapabilmesi veya mühendislik diploması alan birinin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne kaydolabilmesi için diplomasının denkliğinin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından onaylanması gerekmektedir. Aksi halde, kişi sahip olduğu yabancı diplomaya rağmen Türkiye’de ilgili mesleği icra etme yetkisini elde edememektedir. Bu nedenle denklik işlemleri, bireylerin kariyer planlarını ve yaşamlarını doğrudan etkileyen kritik bir aşamadır.
Denklik işlemlerinin hukuki boyutu, konunun sadece idari bir prosedür olmanın ötesine geçtiğini göstermektedir. Yurt dışı diploma denklik başvuruları YÖK tarafından değerlendirilirken, başvurunun reddedilmesi veya başvuru sahibine Seviye ve Yeterlilik Belirleme Sistemi (SYBS) gibi ek sınav ve tamamlama yükümlülükleri getirilmesi durumunda, bireyler haklarını hukuki yollardan arama yoluna gidebilmektedir. Nitekim son yıllarda denklik başvurularının sayısında ciddi artışlar gözlenmektedir. YÖK’ün paylaştığı resmi istatistiklere göre, sadece 2020 yılında 11.089 denklik başvurusu karara bağlanmışken 2021’de bu sayı 11.535’e yükselmiştir (YÖK 8 ayda 7 bin 13 denklik başvurusunu karara bağladı). Her yıl on binlerce kişi, yabancı diplomalarının Türkiye’de geçerli sayılması için resmi makamlara başvuruda bulunmaktadır. Bu denklik taleplerinin bir kısmı olumlu sonuçlanmakla birlikte, hatırı sayılır bir bölümü ya belirli ek şartlara tabi tutulmakta ya da çeşitli gerekçelerle reddedilmektedir. Örneğin 2022 yılının ilk sekiz ayında verilen kararlardan 3.291’i “denklik” (olumlu), 3.214’ü SYBS, 368’i ret ve 140’ı iade veya diğer şekilde sonuçlanmıştır (YÖK 8 ayda 7 bin 13 denklik başvurusunu karara bağladı). Bu veriler, denklik işlemleri avukatı olarak faaliyet gösteren hukukçuların ne denli yoğun ve teknik bir alanda hizmet verdiğinin somut bir göstergesidir.
Denklik avukatı, hukuki literatürde tam olarak yerleşik bir unvan olmasa da uygulamada önemli bir ihtisas alanını ifade etmektedir. Bu tabir, özellikle diploma denklik davaları konusunda uzmanlaşmış, idare hukuku ve eğitim hukuku alanında deneyimli avukatlar için halk arasında kullanılmaktadır. Denklik işlemleri çoğunlukla idari bir süreç olduğu için, ortaya çıkan uyuşmazlıklar idari yargıda çözülür ve bu alanda uzman bir avukatın bilgi birikimi müvekkillerine büyük avantaj sağlar. Denklik avukatları, YÖK’ün ilgili birimleriyle yazışmaların yürütülmesi, gerekli belgelerin hazırlanması, sürecin mevzuata uygun ilerlemesinin takibi gibi idari işlemlerde danışmanlık yaparlar. Ayrıca, olumsuz sonuçlanan denklik başvurularına karşı itiraz yollarını ve dava süreçlerini etkin bir şekilde kullanarak müvekkillerinin haklarını savunurlar. Bu itibarla, “denklik avukatı” tabiri her ne kadar resmi bir mesleki tanım olmasa da, hem idari makamlar nezdinde hem de mahkemeler huzurunda diploma denkliğini sağlama mücadelesinde kritik bir aktör olarak karşımıza çıkar.
Denklik işlemlerinin önemi, sadece bireysel kariyerler açısından değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki itibar ve nitelikli iş gücü dolaşımı açısından da değerlidir. Nitelikli Türk vatandaşlarının yurt dışında eğitim alıp ülkeye dönmeleri, ya da yabancı uzmanların Türkiye’de çalışmak istemeleri durumunda denklik prosedürlerinin etkin işlemesi, beyin göçünün dengelenmesi ve uluslararası uzmanlık transferinin gerçekleşmesi için gereklidir. Bu nedenle YÖK ve ilgili kurumlar, uluslararası anlaşmalar ve Avrupa normları çerçevesinde denklik politikaları geliştirmektedir. Özellikle Lizbon Tanıma Sözleşmesi (1997) gibi uluslararası düzenlemeler, yükseköğretim diplomalarının karşılıklı tanınmasına ilişkin temel prensipleri ortaya koymuştur. Türkiye de bu sözleşmeye taraf olup ulusal mevzuatını büyük ölçüde bu ilkelere uyumlu hale getirmiştir. Bununla birlikte, her ülkenin eğitim sistemi ve kalite standartları farklı olduğundan, Türkiye’nin diploma denklik kriterleri zaman zaman tartışmalara ve hukuki ihtilaflara konu olmaktadır. Örneğin, bazı ülkelerin tıp veya hukuk eğitimlerinin niteliği, süresi veya içerdiği uygulama eğitimi Türkiye’deki standartlardan farklı olabildiği için, YÖK bu alanlarda denklik verirken ek sınavlar (STS - Seviye Tespit Sınavı gibi) veya staj tamamlama şartı arayabilmektedir. Bu tür uygulamalar, başvuru sahiplerince kimi zaman ağır veya haksız bulunmakta ve sonuç olarak idari dava süreçleri gündeme gelmektedir. Denklik işlemleri avukatı, tam da bu noktada devreye girerek, bir yandan YÖK’ün koyduğu ölçütlerin hukuka uygun olup olmadığını denetlerken diğer yandan müvekkilinin yabancı eğitim kurumundan aldığı eğitimin değersizleştirilmemesi için çaba sarfeder.
İstanbul, denklik işlemleri ve denklik avukatlığı bakımından özel bir öneme sahip bir şehirdir. Bunun başlıca nedenlerinden biri, İstanbul’un Türkiye’nin en büyük metropolü olmasının yanı sıra uluslararası eğitim ve iş merkezi rolünü üstlenmesidir. Her yıl binlerce İstanbullu genç, lisans veya lisansüstü eğitimlerini yurt dışında sürdürmekte ve mezun olduktan sonra İstanbul’a dönerek kariyerlerine burada devam etmeyi planlamaktadır. Aynı şekilde, yurt dışından aldığı diplomayla İstanbul’da çalışmak isteyen çok sayıda yabancı veya Türk uyruklu profesyonel bulunmaktadır. İstanbul’daki küresel şirketler, üniversiteler ve araştırma merkezleri, yabancı diplomalı uzmanların ilgisini çekmektedir. Bu dinamik ortam, İstanbul’da denklik işlemleri avukatı arayışını artırmaktadır. Özellikle İstanbul’da denklik avukatı desteği, hem başvuru sahiplerine coğrafi yakınlık ve iletişim kolaylığı sağlaması hem de İstanbul’daki yerel network ve deneyimin süreçlere katkıda bulunması açısından değerlidir. Her ne kadar denklik başvurularının nihai mercii Ankara’daki YÖK Başkanlığı olsa da, İstanbul’da ikamet eden başvuru sahipleri için sürecin her adımında yanlarında uzman bir avukatın bulunması, işlemlerin takibi ve gerektiğinde Ankara’ya yapılacak müracaatlar için büyük kolaylık sunmaktadır. Bu kitapta ilerleyen bölümlerde, İstanbul örneği üzerinden denklik avukatlığının pratik yönlerine ve yerel dinamiklere ayrıca değinilecektir.
Elinizdeki bu çalışma, denklik avukatlığı konusunu tüm boyutlarıyla ele alan kapsamlı bir rehber niteliğindedir. Akademik ve analitik bir yaklaşımla kaleme alınan kitabımız, konuyu hem teorik çerçevede hem de uygulamadaki örneklerle derinlemesine incelemeyi hedeflemektedir. Her bölüm, birbirini tamamlayacak şekilde yapılandırılmış olup, okuyucuya sistematik bir bilgi akışı sunmaktadır. İlk olarak, ikinci bölümde “Denklik Kavramı ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altında, diploma denkliğinin ne anlama geldiği, bu kavramın ortaya çıkışı ve tarihsel süreç içinde geçirdiği evreler ele alınacaktır. Bu kısımda, Osmanlı’dan günümüz Türkiye’sine uzanan çizgide denklik uygulamalarının nasıl evrildiği ve uluslararası sözleşmelerin (özellikle Avrupa Bölgesi’nde yükseköğretim alanındaki anlaşmaların) Türk hukukuna yansımaları tartışılacaktır.
Üçüncü bölüm olan “Türk Hukukunda Denklik İşlemleri”, güncel mevzuat çerçevesinde Türkiye’de diploma denkliğinin hukuki temelini analiz edecektir. YÖK Kanunu, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği ve ilgili diğer düzenlemeler incelenerek, başvuru süreçlerinin yasal dayanakları, değerlendirme kriterleri ve idari prosedürler ayrıntılı biçimde ortaya konulacaktır. Dördüncü bölümde “Dünya Ülkelerinde Denklik İşlemlerine Genel Bakış” başlığıyla, farklı ülke örnekleri üzerinden denklik uygulamalarının genel bir panoraması çizilecektir. Bu bölümde, çeşitli ülkelerin yabancı diploma tanıma politikaları mukayeseli olarak incelenerek, Türkiye’nin konumunun küresel ölçekte anlaşılmasına katkı sağlanacaktır.
Beşinci bölümden yedinci bölüme kadar, Avrupa ülkeleri, ABD ve Kanada ile Asya ve Orta Doğu ülkelerinde denklik işlemleri ayrı başlıklar altında daha spesifik olarak değerlendirilecektir. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerindeki denklik prosedürleri, AB’nin Bologna Süreci ve ortak tanıma çerçevesi bağlamında ele alınacak; ABD ve Kanada’da eyalet bazlı meslek denkliği uygulamaları ve lisanslama süreçleri açıklanacak; Asya ve Orta Doğu’da ise hem gelişmiş eğitim sistemine sahip ülkelerin (örneğin Japonya, Güney Kore) hem de Türk vatandaşlarının sıklıkla eğitim için gittikleri ülkelerin (örneğin Azerbaycan, KKTC, Mısır gibi) denklik yaklaşımları tartışılacaktır. Bu uluslararası perspektif, denklik avukatı olarak çalışan hukukçuların sadece Türk hukukunu değil, gerektiğinde yabancı uygulamaları da bilmesinin önemini vurgulayacaktır.
Sekizinci bölüm, “YÖK Diploma Denklik İşlemleri” başlığıyla Türkiye’deki denklik sürecinin pratik yönlerine odaklanacaktır. Başvuru için gereken belgeler, YÖK’ün çevrim içi başvuru sistemi, belgelerin incelenmesi, üniversitelerden görüş alınması, YÖK Tanıma ve Denklik Komisyonu’nun işleyişi ve Yürütme Kurulu kararları detaylandırılacaktır. Ayrıca, SYBS kapsamındaki Seviye Tespit Sınavı, Ders Tamamlama ve Staj gibi yükümlülüklerin ne zaman ve nasıl uygulandığı anlatılacak; bu süreçlerde denklik işlemleri avukatı desteğinin fark yaratabileceği noktalar belirtilecektir. Dokuzuncu bölümde, “Tıp, Mühendislik, Hukuk, Eğitim Branşlarında Denklik İşlemleri” ayrı ayrı ele alınacaktır. Farklı meslek alanlarında denklik gerekliliklerinin değişebildiği, örneğin tıp ve hukuk gibi alanlarda ek sınav şartı veya staj zorunluluğu bulunurken mühendislikte farklı kriterlerin uygulanabildiği açıklanacak; her bir branş için karşılaşılan tipik zorluklar ve bunlara karşı hukuki çözümler incelenecektir.
Onuncu bölüm, “Denklik Başvurularında Karşılaşılan Hukuki Sorunlar” üzerine kuruludur. Bu kısımda, denkliği reddedilen başvurularda öne çıkan gerekçeler (örneğin okulun tanınmaması, programın süresinin yetersizliği, uzaktan eğitim olması, öğrencinin eğitim süresince yeterince yurt dışında bulunmaması gibi) ele alınacak (YÖK 8 ayda 7 bin 13 denklik başvurusunu karara bağladı) ve bu gerekçelere karşı açılan davalarda mahkemelerin bakış açıları değerlendirilecektir. Özellikle idare mahkemeleri ile Danıştay’ın denklik davalarına ilişkin emsal kararları, başvurucuların hak arama yolları bağlamında incelenecektir. On birinci bölüm, “Denklik Avukatı Olarak Müvekkil Temsili” adını taşımakta olup, denklik süreçlerinde avukatların üstlendiği roller, müvekkillerine karşı sorumlulukları ve etkili temsil için gereken beceriler ayrıntılı olarak tartışılacaktır. Bu bölümde, avukat ve müvekkil ilişkisi, vekaletname ile işlemlerin yürütülmesi, dilekçe ve savunma hazırlama teknikleri gibi pratik konular da işlenecektir.
On ikinci bölüm olan “Örnek Yargı Kararları Analizi”, denklik alanında oluşmuş seçkin mahkeme kararlarının derinlemesine incelendiği bir kısımdır. Burada, hem Türk idari yargısının (idare mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay) hem de uluslararası yargı organlarının (örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi, eğer ilgili kararı varsa) denklik konusunda vermiş olduğu kararlar ele alınacaktır. Bu örnekler, teorik tartışmaların somut olaylar üzerindeki yansımalarını görmemizi sağlayacak, denklik işlemleri avukatı için dava stratejileri geliştirmede yol gösterici olacaktır. On üçüncü bölüm, “Denklik İşlemleri Avukatı için Stratejik Yaklaşımlar” başlığını taşımakta olup, bu alanda uzmanlaşmak isteyen avukatlara yönelik strateji önerileri sunacaktır. Denklik davalarında başarılı olabilmek için gerek hazırlık aşamasında (örneğin yurtdışı üniversitelerin tanınırlığının araştırılması, müvekkil belgesinin detaylı incelenmesi) gerekse dava sürecinde (bilirkişi raporlarına itiraz, yürütmeyi durdurma talepleri vb.) izlenebilecek yöntemler analitik bir biçimde değerlendirilecektir.
On dördüncü bölümde, “İstanbul’da Denklik Avukatı Desteğinin Önemi” özel olarak mercek altına alınacaktır. İstanbul’un sosyo-ekonomik ve coğrafi konumu itibarıyla denklik taleplerindeki payı, burada faaliyet gösteren avukatların deneyimleri ve İstanbul’da yaşayan denklik başvuru sahiplerinin yaşadığı özgün durumlar tartışılacaktır. Bu kısım, İstanbul örneği üzerinden, yerel dinamiklerin denklik süreçlerine etkisini ve büyükşehirlerde uzman avukat desteğinin neden kritik olduğunu gözler önüne serecektir. Son olarak, on beşinci bölüm olan “Sonuç ve Değerlendirme”, kitabın genel bir özetini yapacak, temel bulguları vurgulayacak ve geleceğe yönelik öneriler sunacaktır. Türk hukukunda denklik uygulamalarının geliştirilmesi, uluslararası standartlarla uyumun güçlendirilmesi ve denklik avukatı kavramının kurumsallaşması konusunda ileriye dönük değerlendirmeler bu bölümde yer alacaktır.
Bu kapsamlı inceleme, İstanbul’dan “denklik avukatı” veya “denklik işlemleri avukatı” araması yapan bireylerin karşısına, aradıkları tüm sorulara yanıt verebilecek nitelikte bir kaynak olarak çıkmayı hedeflemektedir. Kitap boyunca her bölüm, akademik titizlik ve detay zenginliğiyle ele alınmıştır. Paragraflar, konunun farklı boyutlarını net bir şekilde ortaya koyacak biçimde yapılandırılmış; gerektiğinde istatistiksel veriler, yasal düzenlemeler ve yargı kararları referans alınmıştır. Bu sayede okurlar, denklik işlemlerinin hem teorik arka planını hem de pratikteki işleyişini bütünsel bir anlayışla kavrayabilecektir.
Sonuç olarak, denklik meselesi günümüz Türkiye’sinde gerek bireylerin kariyer planları gerekse ülkenin eğitim politikaları bakımından merkezi bir öneme sahiptir. Bu alanda uzmanlaşmış denklik avukatları, uluslararası eğitim deneyimlerini Türkiye’de değerlendirmek isteyen herkese rehberlik eden kritik aktörlerdir. İstanbul gibi uluslararası etkileşimin yoğun olduğu bir metropolde ise bu rehberlik, pek çok kişinin hayallerini gerçeğe dönüştürmesinde belirleyici bir rol oynar. Elinizdeki bu eser, denklik süreçlerinin karmaşık dünyasında yol almak isteyen tüm okurlara ışık tutmayı amaçlamaktadır. Şimdi, bir sonraki bölümde denklik kavramının kökenlerine ve tarihsel gelişimine yakından bakarak bu yolculuğa başlayalım.