Estetik Cerrahi ve Hukuki Sorumluluk: Türlerin Ayırımı ve Uygulama Ölçütleri
11. Estetik Cerrahi Alanında Hukuki Sorumluluk Türlerinin Ayırımı ve Uygulama Ölçütleri
Estetik cerrahide karşılaşılan hukuki sorumluluk türleri, sözleşmesel sorumluluk ve haksız fiil sorumluluğu olmak üzere iki ana kategoride incelenir. Bu ayrım, yalnızca teorik bir nitelik taşımakla kalmaz; uygulamada davanın türünü, tarafların hak ve yükümlülüklerini, ispat yükünü, zamanaşımı sürelerini ve yargılama stratejilerini doğrudan etkileyen kritik öneme sahip bir sınıflandırmadır.
11.1. Sözleşmesel Sorumluluk
Estetik cerrahi işlemlerinde genellikle hasta ile hekim arasında açık ya da zımni bir vekâlet sözleşmesi kurulmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun vekâlete ilişkin hükümleri uyarınca, hekimin "özen borcu" bulunmaktadır. Hekimden beklenen, tıp biliminin ve güncel uygulama standartlarının gerektirdiği dikkat ve özeni göstermesidir. Hekim sonuç vaat etmez; ancak, sürecin her aşamasında hastanın menfaatlerini korumak ve zarar doğmasını engellemekle yükümlüdür.
Sözleşmesel sorumlulukta, zarar gören hasta, hekimin sözleşmeye aykırı davranarak özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu ihlalin zarara neden olduğunu ve zarar miktarını ispatlamakla yükümlüdür. Hekimin ise mesleki standarda uygun davrandığını ve komplikasyonların öngörülebilir veya kaçınılmaz nitelikte olduğunu ortaya koyması beklenir.
11.2. Haksız Fiil Sorumluluğu
Haksız fiil sorumluluğu, hekim ile hasta arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulmamışsa veya sözleşme dışı bir zarara neden olunmuşsa gündeme gelir. Örneğin, ön muayene sırasında yapılan dikkatsiz bir tıbbi yorum nedeniyle hastanın ruhsal zarar görmesi gibi durumlarda, haksız fiil hükümleri uygulanabilir. Haksız fiil kapsamında hekimin kusurlu davranışı, bu davranış ile zarar arasında illiyet bağı ve zarar unsurunun varlığı aranır.
Uygulamada haksız fiil sorumluluğu, özellikle sosyal medya aracılığıyla yapılan yönlendirmelerde, "estetik vaatlerin" açıkça dile getirildiği ve gerçekte hasta ile yeterli düzeyde bilgilendirilmiş bir tedavi ilişkisi kurulmadığı vakalarda gündeme gelmektedir.
11.3. Ayırıcı Unsurlar ve Pratik Etkileri
Sözleşmesel ve haksız fiil sorumluluğu arasındaki farkların, uygulamaya etkileri şu başlıklarda özetlenebilir:
Zamanaşımı Süresi: Sözleşmesel ilişkiden doğan talepler için genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Haksız fiilde ise zarar ve fail öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her hâlükârda 10 yıl uygulanır.
İspat Rejimi: Sözleşmesel ilişkide hekimin belgeleri sunma yükümlülüğü ağır basarken; haksız fiil sorumluluğunda davacı taraf daha kapsamlı bir ispat yükü taşır.
Delil Değerlendirmesi: Sözleşme ilişkisinde tıbbi kayıtlar, hasta bilgilendirme formları, onam belgeleri ve tedavi protokolleri delil olarak değerlendirilirken; haksız fiilde tanık beyanları ve uzman görüşleri daha etkili hâle gelir.
11.4. Yargı Kararlarında Yaklaşımlar
Yargıtay’ın kararlarında, estetik cerrahinin doğası gereği yüksek beklenti içeren müdahaleler olduğu, bu nedenle hekimin aydınlatma yükümlülüğüne özel hassasiyet göstermesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Başka bir kararda hekimin tüm belgeleri tam olarak ibraz etmiş olması ve işlemin uluslararası tıbbi kılavuzlara uygun yapılmış olması nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
11.5. Hekim Açısından Hukuki Güvenlik Önerileri
Hekimlerin olası hukuki sorumluluklardan kaçınmaları için:
Her işlem öncesinde detaylı ve yazılı aydınlatılmış onam alınmalı,
Müdahaleye ilişkin riskler hastanın anlayabileceği dilde ifade edilmeli,
Sosyal medyada kullanılan dil ve görsel içerik tıp etiğine uygun olmalı,
Yapılan tüm işlemler ve hasta kontrolleri eksiksiz şekilde kayıt altına alınmalı,
Hastanın yazılı ve sözlü talepleri sistematik biçimde arşivlenmeli, şeklindeki önlemler alınmalıdır.
Bu bölüm, estetik cerrahide karşılaşılan dava türlerini hem teorik hem pratik düzeyde ayırarak, hekimin hangi tür sorumluluğa tabi olduğunu anlamasına ve buna uygun hukuki koruma sistematiği geliştirmesine imkân tanımayı hedeflemektedir.