Estetik Cerrahinin Hukuki Boyutu: Yasal Sorumluluklar ve Haklar

Avukat Bilal ALYAR

Estetik Cerrahinin Hukuki Boyutu: Yasal Sorumluluklar ve Haklar
Estetik Cerrahinin Hukuki Boyutu: Yasal Sorumluluklar ve Haklar

Estetik Cerrahi: Güzelliğin Bilimle ve Hukukla Buluştuğu Nokta

Estetik cerrahi; bireylerin dış görünüşlerini daha estetik, orantılı ve genç görünümlü hale getirmek amacıyla gerçekleştirilen cerrahi müdahaleleri kapsayan bir tıp dalıdır. Estetik cerrahi, plastik cerrahinin bir alt dalı olup, yalnızca görünümle ilgili operasyonlara odaklanır. Bu makalede, estetik cerrahinin kapsamı, uygulanma nedenleri, en yaygın estetik cerrahi işlemleri, işlem sonrası süreçler, avantajlar, dikkat edilmesi gereken hususlar ve estetik cerrahinin hukuki boyutu detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Estetik Cerrahinin Hukuki Boyutu

Estetik cerrahi uygulamaları, yalnızca tıbbi değil aynı zamanda hukuki, etik ve idari sorumlulukları da beraberinde getiren çok yönlü müdahalelerdir. Türkiye'de estetik cerrahi müdahaleler, "tıbbi müdahale" kapsamında değerlendirilmekte olup, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Hasta Hakları Yönetmeliği, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Özel Hastaneler Yönetmeliği gibi çeşitli yasal düzenlemelere tabiidir. Bu bölümde estetik cerrahinin hukuki yönleri, uygulama standartları, hasta-hekim ilişkisi, malpraktis örnekleri, sigorta yükümlülüğü ve mahkeme kararları gibi birçok boyutuyla detaylı olarak incelenecektir.

1. Aydınlatılmış Onam (Rıza Unsuru)

Estetik cerrahi işlemler, müdahale öncesinde hastanın açık rızası olmadan yapılamaz. Türk Medeni Hukuku ve Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre hastaya, işlemle ilgili tüm riskler, komplikasyon olasılıkları, alternatif tedavi yöntemleri, iyileşme süresi, olası başarısızlık durumu gibi bilgiler eksiksiz aktarılmalıdır. Bu bilgilendirme sözlü olduğu kadar yazılı olarak da gerçekleştirilmelidir. Onam belgesi:

  • Hukuki koruma sağlar.

  • Hastanın bilgilendirilerek karar verdiğini gösterir.

  • Olası bir dava sürecinde hekimin en güçlü savunma aracı olur.

Yargıtay, estetik cerrahilerde bilgilendirme yükümlülüğünü daha da sıkı değerlendirmekte, işlemin sonucu estetik beklentiler içerdiği için çok daha hassas bir ölçüt uygulamaktadır.

2. Tıbbi Malpraktis ve Sorumluluk Halleri

Malpraktis; hekimin, meslek kurallarına aykırı olarak, özensiz veya bilgisiz bir şekilde işlem yapması sonucu hastada zarar meydana gelmesidir. Estetik cerrahinin malpraktisle ilgili sorumluluk doğurabileceği haller arasında şunlar sayılabilir:

  • Beklenen estetik sonucun sağlanamaması,

  • Kalıcı deformasyonlar (asimetrik sonuç, doku ölümü, enfeksiyon),

  • Gerekli tedavi sonrası bakımın yapılmaması,

  • Enfeksiyon kontrolünün sağlanamaması,

  • Uzun vadeli komplikasyonların önceden açıklanmaması.

Malpraktis davalarında genellikle bilirkişi raporları belirleyici olur. Hekimin uygulamasının tıbbi standartlara uygunluğu ve müdahalede kusur bulunup bulunmadığı raporlarla saptanır. Davacının (hastanın) zararı, davalının (hekimin) kusuru ve bu ikisi arasında illiyet bağı açıkça ortaya konmalıdır.

3. Estetik Cerrahinin Sözleşmesel Boyutu

Estetik cerrahi müdahaleleri genellikle bir "sonuç taahhütlü hizmet sözleşmesi" kapsamında değerlendirilir. Bu sözleşme türü, hekimin belirli bir sonucu garanti etmesi halinde gündeme gelir. Ancak Türk hukuk sisteminde genel ilke, hekimlerin bir "sonuç" değil, "özen" borcu taşıdığı yönündedir. Estetik cerrahın, sonucu garanti ettiğine dair bir beyanı varsa bu istisnai bir durum olarak değerlendirilir ve hukuki sorumluluk artırır.

Yine de Yargıtay kararları, estetik ameliyatlarda sonuç beklentisinin yüksek olması nedeniyle hekimin sorumluluğunu daha sıkı şekilde değerlendirmektedir. Örneğin, meme estetiği sonrası orantısızlık oluşması durumunda, ameliyat öncesi bilgilendirme yetersizse veya oran dengesizliği belirginse hekim kusurlu sayılabilir.

4. Disiplin Sorumluluğu ve Meslek Etiği

Estetik cerrahlar yalnızca yargı önünde değil, bağlı bulundukları meslek kuruluşları ve tabip odaları nezdinde de sorumluluk altındadır. Etik dışı reklam, hasta mahremiyetine aykırı sosyal medya paylaşımları, gereksiz estetik işlemler yapma gibi davranışlar disiplin cezalarına yol açabilir. Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği bu konularda esas alınır.

Ayrıca, cerrahın "kendi uzmanlık alanı dışındaki estetik işlemleri yapması" da hem etik hem yasal ihlale girer. Örneğin dermatoloji uzmanı bir hekimin, genel anestezi altında yapılan estetik cerrahilere müdahalesi hukuken sakıncalıdır.

5. Sigorta ve Tazminat Uygulamaları

Estetik cerrahlar, tıbbi malpraktis sigortası yaptırmak zorundadır. Bu zorunluluk, 2010 yılında çıkarılan 5947 sayılı yasa ile hekimler için yasal hale gelmiştir. Sigorta:

  • Maddi ve manevi tazminat davalarında teminat sağlar.

  • Hekimin varlıklarını koruma altına alır.

  • Hasta için hukuki güvence sunar.

Ancak, estetik cerrahinin sigorta kapsamında olup olmadığı bazı durumlarda tartışmalıdır. Örneğin tamamen kozmetik kaygılarla yapılan işlemler, sigorta poliçeleri dışında kalabilir. Bu nedenle cerrahların poliçe kapsamlarını çok iyi incelemesi gerekir.

6. Tüketici Hukuku ve Hizmet Kalitesi

Bazı yerel mahkemeler, estetik işlemleri tüketici hukuku kapsamında değerlendirerek hasta-hekim ilişkisini bir "hizmet sözleşmesi" olarak kabul etmektedir. Bu durumda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gündeme gelir. Hasta;

  • Ayıplı hizmet iddiasıyla dava açabilir,

  • Ücret iadesi veya yeniden işlem talep edebilir,

  • Tazminat talebinde bulunabilir.

Ancak Yargıtay genellikle estetik cerrahiyi tıbbi hizmet kapsamında değerlendirir. Bu nedenle dava türü ve yetkili mahkeme, işlemin niteliğine göre belirlenmelidir.

7. Estetik Cerrahinin Yargı Kararlarında Yeri

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, estetik cerrahiden doğan davalarda hekimin özen yükümlülüğü ön plandadır. Beklenen sonucun sağlanamaması tek başına kusur oluşturmaz. Ancak aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, komplikasyonların yeterince anlatılmaması veya müdahale sonrası yetersiz bakım sağlanması durumunda hekim sorumlu kabul edilir.

Örneğin:

  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2015/7223 E., 2016/11426 K. sayılı kararında, ameliyat öncesi risklerin yeterince anlatılmadığı gerekçesiyle hekimin tazminatla sorumlu tutulmasına hükmetmiştir.

  • İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 2022/1417 sayılı kararında ise bilgilendirme belgelerinin eksiksiz olduğu durumda hekimin kusurlu sayılmadığını belirtmiştir.

8. Sonuç

Estetik cerrahinin hukuki boyutu, hasta hakları, hekimin özen borcu, sözleşmesel sorumluluk, disiplin hukuku ve tüketici mevzuatı gibi birçok hukuk dalını kapsar. Estetik işlemler her ne kadar kişinin isteğine bağlı olarak yapılsa da, bu işlemlerde hasta ile hekim arasındaki ilişkiler hukuki açıdan hassas bir denge gerektirir. Cerrahın her aşamada şeffaf, dikkatli ve etik sınırlar içinde kalması hem kendisini hem de hastasını koruyacaktır.

Estetik cerrahi uygulamaları, yalnızca tıbbi değil aynı zamanda hukuki yükümlülükler doğuran işlemlerdir. Türkiye'de estetik cerrahi müdahaleler, "tıbbi müdahale" kapsamında değerlendirilir ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile Türk Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Hasta Hakları Yönetmeliği çerçevesinde yasal düzenlemelere tabidir.

1. Rıza Unsuru

Hukuka uygun bir estetik cerrahi müdahale için öncelikle hastanın aydınlatılmış onamının alınması zorunludur. Bu kapsamda:

  • Hastaya yapılacak işlemin amacı, süreci, riskleri ve alternatifleri açık ve anlaşılır şekilde anlatılmalıdır.

  • Onam formu yazılı olarak alınmalı ve hastanın özgür iradesiyle imzaladığı belgelenmelidir.

  • Aydınlatma yapılmadan veya rıza alınmadan yapılan işlemler hukuka aykırıdır ve hekimi hukuki ve cezai sorumlulukla karşı karşıya bırakabilir.

2. Tıbbi Malpraktis (Hekim Hatası)

Estetik cerrahın mesleki standartlara aykırı davranması halinde "tıbbi malpraktis" (tıpta kötü uygulama) gündeme gelir. Yargıtay içtihatlarına göre, estetik cerrahiden kaynaklanan tazminat davaları genellikle aşağıdaki sebeplerle açılmaktadır:

  • Beklenen sonucun sağlanamaması (örneğin simetrik olmayan meme estetiği sonucu)

  • Operasyon sonrası kalıcı iz, fonksiyon kaybı veya komplikasyon gelişmesi

  • Bilgilendirme eksikliği

  • Teşhis veya tedavi hataları

Malpraktis davaları, hem maddi hem manevi tazminat taleplerini içerebilir. Hasta, zararın cerrahın kusurlu davranışından kaynaklandığını ispatlamakla yükümlüdür.

3. Estetik Ameliyatların Yargıdaki Değerlendirmesi

Yargıtay kararlarına göre estetik cerrahiden beklenen sonucun elde edilememesi her zaman hekimin kusurlu olduğu anlamına gelmez. Cerrahın, tıbbın genel kabul görmüş kurallarına uygun hareket ettiğini ispatlaması durumunda sorumluluktan kurtulması mümkündür.

Örneğin, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2018/2051 E. 2018/3765 K. sayılı kararında, hastanın önceden bilgilendirildiği ve komplikasyon riskini kabul ettiği durumlarda hekimin sorumlu tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

4. Estetik Cerrahide Sigorta Zorunluluğu

Özel hastaneler ve estetik cerrahlar, Türk Tabipleri Birliği Mesleki Sorumluluk Sigortası kapsamında mesleki sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdür. Bu sigorta, hekimin kusurlu olduğu durumlarda hastaya tazminat ödenmesini güvence altına alır.

5. Tüketici Hukuku Kapsamında Estetik Cerrahi

Bazı mahkemeler, estetik cerrahi işlemlerini bir "hizmet ilişkisi" olarak değerlendirerek, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerini uygulamaktadır. Bu çerçevede:

  • Hekimin "ayıplı hizmet" sunduğu iddiası ileri sürülebilir.

  • Hasta, sözleşmenin feshi, ücret iadesi veya tazminat talebinde bulunabilir.

Ancak estetik cerrahinin bir sağlık hizmeti olduğu unutulmamalı; davaların niteliği ve yargı yolu bu bağlamda belirlenmelidir.

6. Estetik Cerrahın Hukuki Sorumluluğunun Sınırları

Cerrahın sorumluluğu, uygulama hatası veya meslek kurallarına aykırılıkla sınırlıdır. Aksi durumda, sonuç odaklı beklentilerin karşılanamaması hekimi sorumlu kılmaz. Ayrıca komplikasyonlar, tıbbi literatürde öngörülebilir kabul edilen sonuçlar olduğunda hekimin sorumluluğu doğmayabilir.

Estetik cerrahinin hukuki boyutu, hem hasta haklarını korumayı hem de sağlık hizmeti sunanların sorumluluklarını belirlemeyi hedefler. Bu nedenle, estetik müdahaleye karar vermeden önce sadece fiziksel ve psikolojik etkiler değil, hukuki çerçeve de dikkate alınmalıdır. Aydınlatılmış onam, tıbbi özen yükümlülüğü, şeffaf iletişim ve mesleki sigorta; estetik cerrahi sürecinde hukuki güvenliği sağlayan başlıca unsurlar arasında yer almaktadır.