Estetik Operasyonlarda Hekimin Hukuki Sorumluluğu ve Özen Yükümlülüğü

Avukat Bilal ALYAR

Estetik Operasyonlarda Hekimin Hukuki Sorumluluğu ve Özen Yükümlülüğü
Estetik Operasyonlarda Hekimin Hukuki Sorumluluğu ve Özen Yükümlülüğü

Estetik Operasyonlarda Hekimin Hukuki Sorumluluğu

Estetik Hukukunda Hekimin Özen Yükümlülüğü

Estetik hukukunda hekimin hukuki sorumluluğu, genel tıp hukukuna kıyasla çok daha özel bir dikkat ve özen rejimi altında değerlendirilir. Zira estetik cerrahi ve medikal estetik uygulamaları, hastanın yaşamını kurtarmaya yönelik zorunlu tıbbi müdahalelerden değil, kişinin fiziksel görünümüne dair beklentilerini karşılamak üzere talep edilen seçimli müdahalelerdir. Bu durum, hekimin uygulamasının hem beklentiyle hem de sonucu öngörülebilirlikle yakından ilişkili olmasına neden olur.

Hekimin estetik müdahalelerdeki yükümlülüğü, genel tıbbi standartların ötesinde bir özenle sürdürülmelidir. Estetik operasyona başlanmadan önce hasta ayrıntılı şekilde bilgilendirilmeli, uygulanacak prosedürün tüm aşamaları, riskleri, alternatif tedavi yöntemleri, başarı oranı ve komplikasyon olasılıkları eksiksiz şekilde anlatılmalıdır. Bilgilendirme sadece sözlü olarak değil, yazılı belgelerle ve görsellerle desteklenmeli, gerekirse animasyonlarla anlatım yapılmalıdır. Aksi takdirde, hekimin kusurlu sayılmasının yolu açılır.

Bu kapsamda hekimin bilgi verme yükümlülüğü sadece tıbbi risklerle sınırlı değildir. Aynı zamanda hastanın psikolojik beklentilerinin gerçekçi sınırlarda kalmasını sağlamak da hekimin etik sorumluluğundadır. Örneğin, burnunun ucunu kaldırmak isteyen bir hastaya "film yıldızı gibi olacaksın" denmesi, hasta beklentisini gerçek dışı yönlere sürükler ve bu durum daha sonra tazminat taleplerinin kaynağı olabilir. Bu nedenle estetik hekimliği, etikle hukukun en çok kesiştiği alanlardan biridir.

Özen yükümlülüğü aynı zamanda operasyonun teknik açıdan da standartlara uygun yapılmasını içerir. Uygulanacak anestezi yöntemi, kullanılacak medikal cihazlar, işlem sırasındaki sterilizasyon koşulları gibi teknik detaylar, operasyonun güvenliğini doğrudan etkiler. Hekim, hem kendi uzmanlığı dahilindeki bilgi ve beceriyi uygulamalı, hem de destek aldığı yardımcı personelin uygun nitelikte olmasını sağlamalıdır.

Aydınlatma Yükümlülüğü ve Onam

Aydınlatılmış onam kavramı, estetik hukukunun mihenk taşlarından biridir. Her ne kadar tıbbi tüm müdahalelerde zorunlu olsa da, estetik işlemlerde bu yükümlülük daha da önemlidir; zira müdahale, hayatı kurtarma zorunluluğuna değil, bireysel bir tercihe dayanır. Bu nedenle estetik hekimin, hastasına sadece ameliyat tekniklerini değil; sonucun hastanın hayalindeki görüntüyle ne ölçüde uyuşabileceğini, beklentilerin hangi sınırlarda karşılanabileceğini, olası estetik komplikasyonları (asimetri, iz kalması, duyu kaybı vb.) da anlatması gerekir.

Aydınlatılmış onam formu, detaylı olmalı, sadece hasta tarafından değil, işlemi yapacak hekim tarafından da bizzat imzalanmalıdır. Belgede; müdahalenin kime ait olduğu, klinik koşulları, olası riskler, nädiren görülen ama ciddi etkiler (nekroz, enfeksiyon, organ zedelenmesi vb.), tedavi süresi ve revizyon ihtimali detaylandırılmalıdır. Formda ayrıca; fotoğraf çekimi ve kullanım izni, sosyal medya paylaşımlarına izin verilip verilmediği gibi KVKK bağlantılı maddeler de yer almalıdır.

Hastanın yeterli bilgiye ulaşmadan attığı imzanın, estetik hukukunda koruma sağlamadığı kabul edilir. Bu yüzden hekimin hem özenli bir anlatım yapması hem de bunu belgeleyerek hukuki güvence altına alacak şekilde kayıt altına alması gereklidir. Bu kayıtlar, ilerideki hukuki ihtilaflarda hekimin en büyük dayanağı olacaktır.

Ayrıca, onam alınırken hastaya karar vermesi için yeterli süre tanınmalı; hastanın karar süreci aceleye getirilmemeli ya da baskı altına alınmamalıdır. Hastanın psikolojik durumu, yaşadığı kaygı düzeyi, işlem için motive olma şekli dahi dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde alınan onamın geçerliliği tartışmalı hale gelir.

Tazminat Sorumluluğu ve Zararların Tespiti

Estetik operasyonların sonucunda ortaya çıkan zararlar, hekimin tıbbi uygulamasının standarda uygun olmaması veya aydınlatma yükümlülüğünün ihlal edilmesi nedeniyle meydana gelmişse, hasta maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Burada zarardan kasıt yalnızca fiziksel bozulma değildir; aynı zamanda kişinin yaşadığı psikolojik travmalar, sosyal yaşamdan izole olması, özgüven kaybı, iş kaybı, kamu görünürlüğünün etkilenmesi gibi unsurlar da zarar kalemleri arasında yer alır.

Tazminat hesaplamasında, hastanın kişisel özellikleri (yaşı, mesleği, sosyal konumu), müdahalenin tipi (burun estetiği, meme büyütme, liposuction vb.), komplikasyonun düzeyi (geri dönüşü olmayacak kalıcı hasar, revizyon ihtiyacı, duyu kaybı) belirleyici olur. Mahkemeler ayrıca, hekim ile hasta arasındaki iletişimin niteliğini, tıbbi belgelerdeki düzeni, tedavi sürecinin yeterli yönetilip yönetilmediğini de dikkate alır.

Zararın ispatı için kullanılabilecek deliller oldukça çeşitlidir. Öncesi-sonrası fotoğraflar, tıbbi muayene raporları, psikolojik değerlendirme belgeleri, sosyal medya paylaşımları, çevre tanıklarının beyanları gibi her türlü kanıt, mahkeme nezdinde kullanılabilir. Ayrıca tıbbi bilirkişi incelemeleri, zararla müdahale arasındaki illiyet bağlını ortaya koymak için en kritik adımlardan biridir.

Tazminat miktarının belirlenmesinde sadece fiziksel hasar değil, kişinin toplum içindeki rolü de dikkate alınır. Örneğin, televizyon sunucusu bir kişinin yüz bölgesindeki başarısız bir dolgu uygulaması ile ortaya çıkan deformasyon, mesleki kariyerini doğrudan etkileyebilir. Bu gibi durumlarda mahkemeler yüksek oranda manevi tazminatlara hükmedebilir.