Kripto Dolandırıcılığı Tazminat Davaları ve Hukuki Haklar: Yatırımcılar için Kapsamlı Rehber

Avukat Bilal ALYAR

Kripto Dolandırıcılığı Tazminat Davaları ve Hukuki Haklar – İstanbul ve Türkiye Geneli

Kripto para piyasalarının hızla büyümesiyle birlikte kripto dolandırıcılığı vakalarında da ciddi artış yaşanmaktadır. Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi, yatırımcı yoğunluğu nedeniyle bu tür dolandırıcılıkların sık görüldüğü bölgelerin başında gelmektedir. Mağdurlar için en önemli sorulardan biri, uğradıkları zararın tazminat yoluyla nasıl karşılanabileceğidir. Bu kapsamlı rehberimizde kripto dolandırıcılığı tazminat konusunu ele alarak yatırım danışmanlığı dolandırıcılığı, sahte kripto borsaları ve Ponzi (saadet zinciri) sistemleri gibi yaygın yöntemleri inceleyeceğiz. Herkesin anlayabileceği bir dilde ancak akademik ciddiyetten ödün vermeden, ilgili yasal dayanaklar çerçevesinde haklarınızı ve izlemeniz gereken hukuki süreçleri detaylı olarak açıklıyoruz.

Kripto Para Dolandırıcılığı Nedir?

Kripto para dolandırıcılığı, dijital varlıklar üzerinden hile ve aldatma yoluyla menfaat sağlama amacı güden her türlü sahtekarlık eylemini ifade eder. Dolandırıcılar genellikle insanların hızlı kazanç elde etme arzusunu ve kripto paralara olan ilgisini istismar ederek onları kandırmaya çalışır. Bu tür aldatıcı işlemler sonucunda mağdurlar, kripto varlıklarını veya paralarını kaybederek maddi zarara uğrarlar. Kripto para dolandırıcılığı, internet üzerinde anonim ve sınır ötesi işlem yapılabilmesi nedeniyle faillerin izini sürmeyi zorlaştıran bir suçturhikmetsengul.av.tr. Kriptonun sınır tanımayan doğası ve işlem anonimliği, dolandırıcıların izlerini finansal sistemde gizlemesini kolaylaştırabilmektedirhikmetsengul.av.tr. Yine de, Türk hukuku kapsamında kripto dolandırıcılığı açıkça suç olarak tanımlanmakta ve mağdurlara hukuki yollara başvurma imkanı tanınmaktadır.

Yaygın Kripto Dolandırıcılığı Türleri

Kripto para dünyasında farklı dolandırıcılık türleriyle karşılaşılabilir. Aşağıda, İstanbul özelinde de sıkça görülen en yaygın kripto dolandırıcılığı yöntemlerini ve bunların özelliklerini ele alıyoruz.

Yatırım Danışmanlığı Dolandırıcılığı

Bu yöntemde dolandırıcılar, kendilerini uzman yatırım danışmanı, finans kuruluşu temsilcisi veya kripto para piyasalarında deneyimli bir “broker” gibi tanıtarak bireyleri aldatırlar. Genellikle sosyal medya, telefon veya e-posta yoluyla irtibat kurup yüksek kazanç vadeden yatırım teklifleri sunarlar. Yetkili olmayan yatırım tavsiyeleri ile mağduru etkileyip, belirli bir kripto para birimine veya projeye para yatırmaya ikna ederler. Dolandırıcı, mağdurun güvenini kazanmak için bazen kısa vadede küçük kazançlar gösterip daha fazla para yatırmasını sağlar. Ardından, para veya kripto varlık dolandırıcının kontrolündeki hesaba aktarıldığında, dolandırıcı iletişimi keserek ortadan kaybolur. Bu tür senaryolar, hukuken hem ceza hukuku anlamında dolandırıcılık suçunu hem de Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında izinsiz sermaye piyasası faaliyeti suçlarını gündeme getirebilir. Örneğin, resmi lisansı olmadan yatırım danışmanlığı yapmak Türk hukukunda yasaktır ve bu tür eylemler Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında “nitelikli dolandırıcılık” suçu oluşturur. Mağdur açısından bakıldığında, yatırım danışmanlığı kisvesiyle aldatılan kişi uğradığı zararı tazmin etmek için hukuki yollara başvurabilir. Ancak dolandırıcının kimliğinin tespit edilmesi ve aleyhine yeterli delilin toplanması gerekecektiraltinoklu.av.tr. Bu nedenle, böyle bir dolandırıcılığa maruz kalanların derhal polise şikâyette bulunmaları ve uzman bir avukattan destek almaları kritik önemdediraltinoklu.av.tr.

Sahte Kripto Para Borsaları ve Cüzdanlar

Kripto para ekosisteminde en çok rastlanan dolandırıcılık tiplerinden biri de sahte kripto para borsa siteleri ve uygulamalarıdır. Dolandırıcılar, popüler kripto para borsalarının web sitelerinin ve mobil uygulamalarının neredeyse birebir kopyasını oluşturarak kullanıcıları tuzağa düşürür. Mağdur, gerçeğine çok benzeyen bu sahte platformlara kullanıcı adı, şifre veya kripto cüzdan anahtarlarını girdiğinde tüm bilgilerini dolandırıcılara kaptırırhikmetsengul.av.tr. Bu yolla dolandırıcılar, mağdurların kripto varlıklarını kendi hesaplarına transfer ederek çalarlar. Özellikle Türkiye’de yabancı veya güvenilir görünen isimlerle faaliyet gösteren sahte borsalar, çok sayıda kişiyi mağdur etmiştir. Örneğin, 2021 yılında patlak veren Thodex olayı, bir kripto borsası görünümlü dolandırıcılığa verilebilecek en çarpıcı örneklerden biridir. İstanbul merkezli bu sözde borsa bir gecede işlemleri durdurup sahipleri yurt dışına kaçmış, on binlerce kullanıcı yüz milyonlarca lira zararla karşı karşıya kalmıştır. Yine benzer şekilde 2021’de faaliyetleri durdurulan Vebitcoin gibi borsa vakaları da ülkemizde gündeme gelmiştir. Sahte borsa dolandırıcılığına maruz kalan mağdurlar genellikle hesaplarına erişimlerinin aniden engellenmesiyle gerçeği fark ederler. Bu aşamada yapılması gereken hemen adli makamlara başvurmak ve platformun yetkilileri hakkında ceza soruşturması başlatılmasını sağlamaktır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde siber suçlarla mücadele birimleri, son yıllarda bu tür vakalarla sıkça karşılaşmaktadır. Nitekim uygulamada kripto para dolandırıcılıkları çoğunlukla kripto varlık hizmet sağlayıcısı olan platformların internet sitelerinin taklit edilmesi suretiyle işlenmektedir; kopya siteler üzerinden kullanıcıların giriş bilgileri ele geçirilerek varlıklarına ulaşıldığı görülmektedirhikmetsengul.av.tr. Sahte borsalar dışında, mobil uygulama mağazalarında yer alan sahte kripto cüzdan uygulamaları da bir diğer tuzaktır. Kullanıcı bu tür bir uygulamaya kripto paralarını aktardığında, uygulama geliştiricisi dolandırıcılar anında fonları kendi hesaplarına çekebilir. Bu nedenle, kripto para işlemlerinde mutlaka resmi ve güvenilir borsa/cüzdan uygulamaları kullanılmalı, adres çubuğundaki site adı dikkatle kontrol edilmelidir.

Ponzi ve Saadet Zinciri Sistemleri

Ponzi şeması (saadet zinciri), kripto alanında da yeni bir görünüme bürünerek karşımıza çıkmaktadır. Klasik Ponzi sistemlerinde dolandırıcılar, mevcut yatırımcılara ödemeleri yeni katılanların parasıyla yaparak sürdürülemez bir döngü kurarlar. Kripto dünyasında ise çoğu zaman “yeni bir coin”, “madencilik çiftliği” veya “arbitraj robotu” gibi süslü vaatlerle kişiler sisteme dahil edilir. İlk aşamada bazı kullanıcılara sözde kâr payı veya temettü ödemeleri yapılarak güven aşılanır, böylece daha fazla para yatırmaları ya da yeni yatırımcılar getirmeleri sağlanır. Sistem büyüdükçe bir noktada dolandırıcılar toplanan yüklü meblağlarla ortadan kaybolur ve zincir çöker. Bu tür yapılar Türkiye’de de maalesef örnekleri görülen dolandırıcılıklardandır. Örneğin, geçmişte kripto para kisvesiyle faaliyet gösteren Ponzi yapıları, binlerce kişiyi mağdur etmiştir. Yakın zamanda İstanbul merkezli yürütülen “SİBERAĞ-15” operasyonu, saadet zinciri yöntemiyle milyonlarca liralık vurgun yapan bir şebekeyi ortaya çıkarmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın 2025 başında duyurduğu bu operasyonda, 2017-2024 arasında saadet zinciri yöntemiyle 30 milyar TL’ye yakın para giriş-çıkışı tespit edilen 21 şüpheli yakalanmıştırt24.com.trt24.com.tr. Dolandırıcılar sosyal medya üzerinden “reklam izle para kazan” gibi gerçek dışı vaatlerle çok sayıda vatandaşı sisteme çekmiş ve haksız kazanç elde etmiştirt24.com.tr. Bu örnek, Ponzi sistemlerinin kripto alanında ne denli büyük boyutlara ulaşabileceğini göstermektedir.

Türk hukuku, piramit satış (saadet zinciri) sistemlerini kesinlikle yasaklamıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 80. maddesinde, bir piramit satış sistemi kurmak, yaymak veya tavsiye etmek açıkça yasaklanmıştır. Bu yasağa aykırı eylemler, aynı zamanda TCK anlamında dolandırıcılık suçu oluştururgun.av.tr. Nitekim tüketici mevzuatına göre piramit satış düzenleyen kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanacak; bu tür eylemler basit dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilecektirgun.av.tr. Basit dolandırıcılığın cezası, TCK m.157’ye göre bir yıldan beş yıla kadar hapistir. Eğer dolandırıcılık suçu bilişim sistemlerinin kullanılması, basın-yayın yoluyla yapılması veya bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmesi gibi nitelikli hallerde işlenirse ceza çok daha ağırlaşır (TCK m.158). Özellikle kripto para gibi teknolojik araçlarla yapılan dolandırıcılıklarda, fiil çoğunlukla “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle” işlendiğinden TCK 158 uygulanır ve bu durumda fail hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası söz konusu olabilecektirharbiyehukuk.com.

Diğer Yaygın Dolandırıcılık Yöntemleri

Yukarıda sıralanan başlıca kategorilerin yanı sıra kripto dünyasında karşılaşılan başka dolandırıcılık yöntemleri de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Sahte ICO’lar (Initial Coin Offering): Yeni bir kripto para veya blok zinciri projesi başlatıyoruz vaadiyle gerçekleştirilen token satışlarıdır. Dolandırıcılar, gerçekte var olmayan veya değersiz bir proje için yatırımcı toplar, para toplayıp ortadan kaybolur.

  • Pump & Dump Şemaları: Organize gruplar, düşük piyasa değerli bir kripto parayı topluca satın alarak fiyatını yapay olarak yükseltir (pump). Sosyal medya vb. kanallarda reklamını yapıp diğer yatırımcıları çekerek fiyat iyice şişince de ellerindeki varlığı satarak (dump) fiyatı çökertirlermghukuk.av.tr. Sonuçta geç kalan yatırımcılar büyük zarar eder.

  • Kimlik Avı (Phishing) ve Sosyal Mühendislik: Dolandırıcılar e-posta, mesaj veya sosyal medya üzerinden resmi kurum/borsa görünümüyle mesajlar gönderip kullanıcıların özel anahtar, şifre gibi bilgilerini çalarlar. Ya da sosyal medyada hediye/çekiliş (giveaway) dolandırıcılığı yaparak “ödül kazanmak için küçük bir kripto gönderin” gibi numaralarla para toplarlarfinansingundemi.com.

  • Sahte Teknik Destek Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar kripto borsalarının veya cüzdan uygulamalarının müşteri hizmetleri gibi davranıp, sorun yaşadığını söyleyen kullanıcıları hedef alır. Uzaktan erişim yazılımları kullandırıp bilgisayarlarını ele geçirerek cüzdanlarına erişirler.

  • Ponzi Token’lar ve Rug Pull: Bir kripto proje başlatıp (örneğin yeni bir DeFi platformu veya oyun tokenı) insanları yatırım yapmaya çekerek token fiyatını yükselten dolandırıcılar, yeterli para toplandığında projeyi aniden terk edip (rug pull) fonlarla kaçarlar.

Bu ve benzeri yöntemler sürekli evrim geçirse de temelinde yüksek kazanç vaadi, aciliyet duygusu yaratma ve güven suistimali bulunmaktadır. Okuyucular, kripto para alanında bu yaygın dolandırıcılık yöntemlerine karşı her zaman tetikte olmalıdır.

Kripto Dolandırıcılığına Karşı Hukuki Mevzuat ve Yasal Dayanaklar

Kripto para dolandırıcılığıyla mücadelede, Türk hukuk sisteminin halihazırdaki çeşitli mevzuat hükümleri devreye girmektedir. Her ne kadar doğrudan “kripto varlıklar”a özgü ayrıntılı bir düzenleme uzun süre bulunmamış olsa da, mevcut yasalar çerçevesinde dolandırıcılık eylemleri cezalandırılmakta ve mağdurların tazminat talepleri hükme bağlanabilmektedir. Bu bölümde Türk Ceza Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Tüketici Koruma Kanunu ve ilgili diğer mevzuat bakımından kripto dolandırıcılığının hukuki temelini ele alıyoruz.

Ceza Hukuku: Dolandırıcılık Suçu (TCK)

Kripto paralar üzerinden gerçekleştirilen aldatma fiilleri, Türk Ceza Kanunu (TCK)’da düzenlenen dolandırıcılık suçu kapsamına girer. TCK m.157 uyarınca bir kimseyi hileli davranışlarla aldatıp onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına çıkar sağlanması “dolandırıcılık” suçunu oluşturur. Basit dolandırıcılık suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Ancak kripto dolandırıcılıklar çoğunlukla nitelikli halleri barındırır. TCK m.158, dolandırıcılık suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerini saymaktadır. Özellikle şu durumlar kripto vakalarında sıkça gerçekleşir:

  • Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: İnternet, bilgisayar veya elektronik ödeme sistemleri kullanılarak yapılan dolandırıcılıklar bu kapsamdadır. Kripto para dolandırıcılığı da genellikle bilişim sistemleri aracılığıyla yapıldığı için bu hüküm uygulanır ve ceza 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ile 5.000 güne kadar adli para cezası şeklindedirharbiyehukuk.com.

  • Tacir veya şirket yöneticisi gibi davranarak ya da bilişim şirketlerinin iştigal konusu gibi göstererek dolandırıcılık: Dolandırıcı kendini bir şirket yetkilisi, aracı kurum temsilcisi vb. tanıtıp güven sağladıysa yine nitelikli hal oluşur.

  • Birden fazla kişiyle birlikte örgüt kurarak dolandırıcılık: Büyük kripto saadet zinciri veya borsa dolandırıcılıkları çoğu kez organize bir ekip tarafından yapılır. Bu durumda ayrıca suç örgütü kurmak/yönetmek suçları da oluşabilir ve cezalar katlanır.

  • Basın ve yayın araçlarını kullanmak suretiyle dolandırıcılık: İnternet siteleri, sosyal medya veya kitle iletişim araçları kullanılarak geniş bir kitle hedef alındığında bu hal söz konusu olur.

Dolandırıcılık suçu, takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir; yani mağdur şikâyette bulunmasa bile savcılık yeterli delil gördüğünde resen soruşturma başlatabilir. Ancak pratikte, mağdurların şikâyeti soruşturmanın başlaması için fiilen gereklidir. Ceza soruşturması sonucunda toplanan delillerle fail tespit edilirse, savcılık iddianame düzenleyerek ceza davası açar. Ceza yargılaması sonucunda sanık suçlu bulunursa hapis ve para cezasına hükmedilir. Özellikle İstanbul’daki ağır ceza mahkemeleri, son dönemde kripto dolandırıcılığı davalarında caydırıcı cezalar içeren kararlar vermektedir. Örneğin, Türkiye tarihinin en büyük kripto dolandırıcılıklarından biri olan Thodex vakasında, ilk derece mahkemesi şirket kurucusunu on bin yılı aşan rekor bir hapis cezasına çarptırmıştıraa.com.tr. Bu gibi ağır cezalar, ceza hukukunun dolandırıcılık ile mücadeledeki sert tutumunu ortaya koymaktadır.

Özel Hukuk: Haksız Fiil ve Tazminat (Borçlar Kanunu)

Dolandırıcılık eyleminin hukuki yönü sadece ceza hukuku ile sınırlı değildir. Mağdurların uğradığı zararın karşılanması, özel hukuk alanında haksız fiil hükümlerine dayanan tazminat davaları ile mümkündür. Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.49 (eski 41), hukuka aykırı fiiliyle başkasına zarar veren kişinin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu düzenler. Kısacası, dolandırıcılık suçu aynı zamanda bir haksız fiil teşkil ettiğinden, fail mağdura karşı maddi ve manevi zararları ödemekle yükümlüdür.

Kripto para dolandırıcılığı mağdurları, kendilerini dolandıran kişi veya kişiler aleyhine tazminat davası açabilirlerhikmetsengul.av.tr. Bu davanın dayanağı haksız fiil sorumluluğudur. Uğranılan maddi kaybın (örneğin dolandırıcıya gönderilen para veya kripto varlığın değeri) maddi tazminat olarak geri ödenmesi, ayrıca olayın mağdurda yol açtığı manevi acı ve sıkıntı için manevi tazminat talep edilmesi mümkündürhikmetsengul.av.tr. Elbette tazminat davasının başarılı olabilmesi için öncelikle dolandırıcılık eyleminin ve failin kimliğinin ortaya çıkarılması gerekir. Bu nedenle uygulamada genellikle önce ceza soruşturmasının sonuçları beklenir; ceza davasında failin suçlu bulunup mahkum olması, hukuk mahkemesindeki tazminat davasını güçlendirecektir. Nitekim Yargıtay içtihatlarında da ceza mahkemesinin hükmünün, tazminat davasında maddi olgular konusunda bağlayıcı olduğuna dair ilkeler vardır. Bu makalede yüksek mahkeme kararlarına değinilmeyecek olsa da, ceza yargılamasında alınan sonuçların tazminat talebine zemin hazırladığı söylenebilir. İstanbul ve civarındaki hukuk mahkemeleri de kripto paraların hukuki değerini tanıma noktasında tereddüt etmemektedir. Zira kripto paralar her ne kadar fiziken elde tutulamasa da malvarlığı değeri olarak kabul görmektedir ve kişinin malvarlığına dahil ekonomik bir değer sayılmaktadırhikmetsengul.av.tr. Dolayısıyla kripto paralar da tıpkı para, altın, hisse senedi gibi maddi değerler olarak değerlendirilir; bunların hileli yollarla elden çıkarılması halinde tazminat konusu olmaları tabiidir.

Tazminat davalarında görevli mahkeme, olayın özelliklerine göre değişebilir. Eğer dolandırıcı ile mağdur arasında bir sözleşme ilişkisi yoksa (genelde yoktur, tamamen hile ile para alınmıştır) ve eylem haksız fiil niteliğinde ise, mağdur doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açabilir. Ancak bazı durumlarda dolandırıcı kendini bir şirket/kurum gibi tanıtıp mağdura hizmet sunma vaadinde bulunmuşsa, ortada fiili bir tüketici işlemi de vardır denebilir. Böyle hallerde mağdur Tüketici Mahkemesi’nde de dava açma yoluna gidebilir. Örneğin sahte bir kripto borsasına para yatıran kişi, o platformun hizmet sunma vaadi karşısında tüketici konumunda olduğunu ileri sürerek tüketici hukuku kapsamında da hak talep edebilir. Nitekim 6502 sayılı kanun uyarınca tüketici işlemlerinde hileli ve aldatıcı uygulamalara karşı tüketicilerin tazminat talep hakkı vardır. Hangi mahkemede dava açılacağı konusunda birden fazla seçenek olursa, avukatınız en uygun yolu belirleyecektir. İstanbul’da kripto dolandırıcılığı vakalarıyla ilgilenen hukuk büroları, genelde hem ceza hem hukuk boyutunu birlikte ele alarak mağdurların çıkarlarını maksimum düzeyde korumaya çalışmaktadır.

Tüketici Hukuku ve Diğer Mevzuat

Yukarıda da değinildiği gibi, bazı kripto dolandırıcılığı vakalarında Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun devreye girebilir. Özellikle piramit satış (saadet zinciri) sistemleri tüketici hukuku kapsamında özel bir önem taşır. Kanunun 80. maddesi, piramit satışları yasaklamakla kalmaz, buna aykırı eylemlerin TCK kapsamında cezalandırılacağını da belirtirgun.av.tr. Ticaret Bakanlığı, piramit yapıların tespitinde idari soruşturmalar yürütüp suç duyurusunda bulunabilmektedir. Örneğin, geçmişte “Çiftlik Bank” gibi bir saadet zinciri oluşumunda bakanlık soruşturması sayesinde yasal süreç hızlanmıştır.

Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn) ve Bankacılık Kanunu gibi düzenlemeler de kripto dolandırıcılığı bağlamında dikkate alınabilir. Her ne kadar kripto varlıklar uzun süre bu kanunların kapsamında net bir yer almamış olsa da, dolandırıcıların eylemleri bazen bu yasalara aykırı yönler taşıyabilir. Örneğin, izinsiz şekilde halktan para toplayarak yatırım yapmak (kaçak fon yönetimi) Sermaye Piyasası Kanunu’na göre suçtur. Geçmişte kripto görünümlü bazı saadet zinciri vakalarında, dolandırıcılar SPKn.’nun izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri veya Bankacılık Kanunu’nun izinsiz mevduat toplama suçlarıyla da yargılanmıştır. Bu tür yasal yollar, savcılık tarafından resen değerlendirilecek teknik konulardır. Mağdurun bilmesi gereken ise, kripto paraların bugüne kadar özel bir kanunla düzenlenmemiş olmasının hukuki korumasızlık anlamına gelmediğidir – mevcut yasalar dolandırıcılığı cezalandırmak ve zararları tazmin etmek için yeterli araçlar sunmaktadır.

2024 Yılı Kripto Varlık Düzenlemeleri

Kripto sektöründe hukuki boşlukların giderilmesine yönelik çalışmalar da son dönemde hız kazanmıştır. Özellikle 2024 yılında Türkiye, kripto varlıkları doğrudan düzenleyen ilk kapsamlı yasal adımları attı. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapan 7518 sayılı Kanun, 2 Temmuz 2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yürürlüğe girdigloballegalinsights.com. Bu düzenleme ile Türk hukukunda ilk defa kripto varlıkların tanımı yapıldı ve kripto varlık hizmet sağlayıcıları (örneğin kripto para borsaları, saklama hizmeti sunanlar) için lisanslama ve denetim esasları getirildigloballegalinsights.com. Henüz ikincil düzenlemeler tamamlanma aşamasında olsa da, artık Türkiye’de kripto para platformlarının SPK benzeri bir otorite gözetimine girmesi beklenmektedir. Bu gelişme, uzun vadede kripto alanında dolandırıcılıkların önlenmesi ve yatırımcının korunması açısından önemli bir adımdır. Lisanslı kripto varlık şirketleri, müşterilerine karşı daha fazla sorumluluk taşıyacak ve asgari sermaye, güvence fonu gibi mekanizmalar getirilebilecektir. Ancak tabii ki her düzenleme, tamamen yasadışı şekilde faaliyet gösteren dolandırıcıları engellemede sınırlı kalır. Yine de yeni yasal çerçeve sayesinde, en azından yurt içinde faaliyet gösteren kripto platformlarının denetlenmesi ve olası suistimallerde hızlı müdahale mümkün olacaktır. Örneğin, lisanslı bir borsanın ani şekilde işlemleri durdurup kullanıcı varlıklarını kaçırması durumunda, bu platformun lisansı iptal edilip yöneticileri hakkında cezai ve hukuki işlemler derhal başlatılabilecektir. Bu nedenle, kripto yatırımcıları için de tavsiye edilen, mümkün olduğunca denetlenen ve yasal zeminde faaliyet gösteren platformları tercih etmeleridir.

Kripto Dolandırıcılığı Mağdurları İçin Hukuki Süreçler

Kripto dolandırıcılığına maruz kalan bir kişi, hakkını aramak ve zararını gidermek için hem ceza hukuku hem de özel hukuk yollarına başvurabilir. Bu bölümde, mağdurların izleyebileceği dava türlerini, bu davaların nasıl yürüdüğünü, ispat yükünün kimde olduğunu, arabuluculuk imkanlarını ve tazminat hesaplamasının nasıl yapıldığını ayrıntılı şekilde ele alacağız. İstanbul özelinde bu süreçlerin nasıl işlediğine dair uygulama bilgilerine de değineceğiz. Amaç, dolandırıcılık mağdurlarının hangi adımları atmaları gerektiğini ve hukuki süreçte kendilerini nelerin beklediğini açık bir şekilde ortaya koymaktır.

Ceza Soruşturması ve Davası

Dolandırıcılık suçuna karşı ilk yapılması gereken şey, derhal Cumhuriyet Savcılığı’na veya kolluk birimlerine (polis/jandarma) şikâyette bulunmaktır. Mağdurun olayı vakit kaybetmeden resmi makamlara bildirmesi, failin yakalanma ihtimalini artırır ve aynı zamanda ileride açılacak tazminat davası için de sağlam bir temel oluşturur. Şikâyet dilekçesinde veya ifadenizde, dolandırıcılığın nasıl gerçekleştiğini, sizin ne kadar zarara uğradığınızı, varsa şüphelendiğiniz kişi/kurumların bilgilerini ve elinizdeki tüm delilleri ayrıntılı şekilde sunmanız gerekir.

Şikâyet üzerine savcılık bir ceza soruşturması başlatır. Siber Suçlarla Mücadele şubeleri, özellikle kripto parayla ilgili dolandırıcılık dosyalarında teknik incelemeler yaparak IP adresleri, banka hesap hareketleri, kripto para transfer kayıtları gibi verileri araştırır. İstanbul’da bu konuda uzmanlaşmış savcılık büroları ve emniyet birimleri bulunmaktadır. Soruşturma sonucunda şüpheli kişi veya kişiler tespit edilirse savcılık iddianame düzenleyerek cezai dava açar. Ceza davası, dolandırıcılık suçunun niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür (nitelikli dolandırıcılık suçları genellikle Ağır Ceza’da yargılanır). Dava sürecinde mağdur olarak siz de “katılan” sıfatıyla yer alabilir, duruşmalara iştirak edip taleplerinizi dile getirebilirsiniz.

Ceza yargılamasında ispat yükü kamusal makamlar üzerindedir. Yani savcılık makamı, sanığın suçlu olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamak zorundadır. Sizin sağlayacağınız belgeler, tanık ifadeleri, para transfer dekontları, mesaj kayıtları gibi deliller bu ispata büyük katkı sunacaktır. Ceza Mahkemesi yargılaması sonucunda sanık suçlu bulunursa hükmedilen hapis cezasının yanı sıra, eğer mağdur talep etmişse tazminat meselesi de karara bağlanabilir. Uygulamada, ceza mahkemeleri genellikle tazminat konusunu ayrı bir hukuk davasına bırakmakla birlikte, bazı durumlarda Adli Para Cezası veya eşya iadesi şeklinde mağdurun zararının giderilmesine yönelik hükümler kurulabilmektedir. Örneğin, sanığın dolandırıcılık eylemiyle elde ettiği kripto varlıklar tespit edilip devlet tarafından el konulmuşsa, mahkeme bunların müsaderesine ve mümkünse mağdura iadesine karar verebilir.

Ceza davasında hüküm kesinleştikten sonra, mahkum olan failin cezasının infazı yanında mağdurun zararlarının tazmini aşaması gelir. Eğer ceza yargılaması sırasında tazminat konusunda karar verilmemişse, mağdurun hakkı saklı tutulur ve hukuk mahkemelerinde tazminat davası açılabilir. Özetle, ceza soruşturması ve davası, failin cezalandırılmasını sağlayarak adaletin tesisi yönünden önem taşır; aynı zamanda failin suçluluğunun kanıtlanması, tazminat taleplerinizi de güçlendirecek bir karine oluşturur.

Tazminat Davası (Hukuk Yolu)

Dolandırıcılık sonucu uğranılan maddi kayıpların geri alınması ve manevi zararların karşılanması amacıyla açılacak tazminat davası, ceza davasından ayrı bir hukuk sürecidir. Bu dava, doğrudan doğruya sizi dolandıran kişiye (ve varsa bu eyleme iştirak eden diğer sorumlulara) karşı ileri sürülen özel hukuk taleplerini içerir. Tazminat davası, genellikle ceza davasıyla paralel gidebileceği gibi, ceza davasından bağımsız olarak da açılabilir. Fakat pratikte çoğunlukla ceza dosyasındaki tespitler ve hüküm beklenir, çünkü ceza mahkemesinin karar vermesi birçok olguyu netleştirir.

Bir tazminat davası açarken dava dilekçesinde olayın tüm ayrıntıları hukuki dayanaklarla anlatılır: Dolandırıcılık eyleminin nasıl gerçekleştiği, davalı olarak gösterilen kişinin bu eylemi yaptığına dair deliller, uğranılan maddi zararın tutarı ve talep edilen manevi tazminat miktarı belirtilir. Bu tür davalarda ispat yükü esasen davacı mağdur üzerindedir. Yani, haksız fiil ve zarar olgusunu kanıtlama yükümlülüğü sizdedir. Ceza mahkemesinde alınmış bir mahkumiyet kararı varsa, bu zaten fiilin ve failin sabit olduğunu gösterdiğinden hukuk mahkemesi bunu göz önünde bulundurur. Eğer ceza davası yoksa ya da fail bulunamamışsa, hukuk mahkemesinde kendi delillerinizle olayı kanıtlamanız gerekir. Bu açıdan bakıldığında, delil toplama süreci son derece kritik hale gelir.

Tazminat davasında kullanılabilecek deliller arasında: banka hesap hareket dökümleri, kripto para transfer kayıtları (blockchain işlem kayıtları ve cüzdan adresleri), dolandırıcı ile yapılmış yazışmalar (WhatsApp, e-posta, sosyal medya mesajları vb.), telefon arama kayıtları, varsa sözleşme/dekont gibi belgeler ve tanık beyanları sayılabilir. Özellikle dijital ortamdaki yazışmaların noter onaylı ekran görüntüsü veya uzman bilirkişi raporlarıyla doğrulanması, delil niteliğini güçlendirecektir. İstanbul’daki mahkemeler, son yıllarda kripto ile ilgili teknik delillere daha aşina hale gelmiştir; gerektiğinde bilişim bilirkişileri aracılığıyla bir cüzdan adresinin kime ait olabileceği ya da transferlerin izlenmesi gibi konularda raporlar alınmaktadır.

Tazminat davanızın başarılı olması için, mahkemeyi dolandırıcılık fiilinin gerçekleştiğine, davalının bundan sorumlu olduğuna ve sizin de şu kadar maddi zarara uğradığınıza ikna etmelisiniz. Mahkeme, hem fiilin hem zararın kanıtlandığı kanaatine varırsa, maddi tazminat olarak belirli bir para tutarının davalıdan alınarak size ödenmesine hükmeder. Bu tutar genellikle dolandırıcılıkla kaybettiğiniz meblağın Türk Lirası karşılığıdır. Örneğin 2 Bitcoin’iniz çalındıysa, dava tarihi veya zarar tarihi itibariyle TL değerinin hükmedilmesi söz konusu olur (genelde haksız fiillerde zarar tarihi esas alınır ve ayrıca yasal faiz işler). Manevi tazminat talebi kabul edilirse, mahkeme olayın özelliklerine göre manevi acınızı bir nebze hafifletecek uygun bir para miktarını karşı tarafın ödemesine karar verebilir. Manevi tazminatta net bir hesaplama formülü yoktur; hakimin takdirine bağlı olarak, dolandırıcılığın büyüklüğü, mağdurun uğradığı psikolojik etkiler, failin kusurunun ağırlığı gibi kriterler değerlendirilir.

Tazminat davası sonucunda mahkeme kararı kesinleştikten sonra, eğer davalı bu tutarları ödemezse icra takibi aşamasına geçilir. Mahkeme kararı, ilam niteliğinde bir belge olduğundan İcra Dairesi’ne başvurarak borçlu hakkında haciz işlemleri yapılabilir. Dolandırıcının bilinen banka hesapları, mal varlıkları, taşınmazları tespit edilip haczedilerek paraya çevrilir ve size ödenir. Ancak pratikte dolandırıcılar genelde paraları kaçırdığından, tahsilat her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle, soruşturma aşamasında mal varlıklarına el konulması veya tedbir konulması çok önemlidir (savcılıklar bunu yapabilmektedir). Eğer ceza davası sonunda mahkumiyet almış bir dolandırıcı varsa ve malvarlığı bulunuyorsa, devlet zaten müsadere işlemleri yapmış olacağından, tazminat alacağınızın tahsilini bir nebze kolaylaştırabilirmghukuk.av.tr.

Özetle tazminat davası, mağdurların maddi kayıplarını geri alabilmeleri için vazgeçilmez bir yoldur. Bununla birlikte sabır gerektiren, teknik ayrıntıları olan bir süreçtir. İstanbul gibi büyükşehirlerde mahkemelerin iş yükü fazla olduğundan, böyle davalar birkaçı yıl sürebilmektedir. Süreci hızlandırmak ve hak kaybına uğramamak için uzman bir avukatla çalışmak neredeyse zorunludur. Nitekim kripto para dolandırıcılığı davaları karmaşık ve uzun süreçler gerektirebilir; konusunda uzman bir avukat, hukuki stratejiyi doğru belirleyerek müvekkilin haklarını korumakta kritik rol oynarmghukuk.av.tr.

Ceza ve Hukuk Yollarının Karşılaştırması

Aşağıda, kripto dolandırıcılığı mağdurlarının başvurabileceği ceza ve hukuk yollarının temel özellikleri özetlenmiştir:

Hukuki YolAmacıYetkili MerciOlası SonuçlarCeza Soruşturması ve DavasıFailin cezai sorumluluğunu tespit ederek kamu düzenini sağlamak, dolandırıcılığı cezalandırmak.Savcılık (soruşturma aşaması), Ceza Mahkemesi (dava aşaması)Hapis cezası, adli para cezası, suçtan elde edilen malvarlıklarının müsaderesi; bazı durumlarda mağdura iade veya ceza mahkemesince hükmedilen tazminat.Tazminat Davası (Hukuk)Mağdurun uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini sağlamak.Asliye Hukuk Mahkemesi veya Tüketici Mahkemesi (olayın niteliğine göre)Maddi tazminat (kaybedilen paranın/varlığın TL karşılığı ve faiz), manevi tazminat (uygun görülen manevi telafi bedeli). Karar icra yoluyla tahsil edilir.İdari Başvuru (Tüketici Hakem Heyeti)(Sınırlı durumlarda) Eğer dolandırıcılık bir tüketici işlemiyle bağlantılıysa ve meblağ nispeten düşükse, hızlı çözüm arayışı.Tüketici Hakem Heyetleri (belirli parasal sınırın altındaki uyuşmazlıklarda)Uzlaşma kararı niteliğinde tavsiye kararı; çoğunlukla dolandırıcılık gibi niyetli eylemlerde işlevsizdir, çünkü fail katılım göstermez.

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, mağdurlar genelde hem ceza hem hukuk yollarına aynı anda başvururlar. Ceza davası failin cezalandırılmasını sağlarken, hukuk davası zararın tazmini odaklıdır. Her iki sürecin bir arada ve uyumlu şekilde yürütülmesi mağdurun çıkarına olacaktır.

Arabuluculuk ve Uzlaşma Süreçleri

Arabuluculuk, hukuk uyuşmazlıklarında tarafların dava yoluna gitmeden önce bir arabulucu eşliğinde uzlaşıp anlaşmaya varmalarını amaçlayan alternatif bir çözüm yoludur. Türkiye’de son yıllarda belirli dava türlerinde arabulucuya başvurma dava şartı haline getirilmiştir. Kripto dolandırıcılığı kaynaklı uyuşmazlıklarda arabuluculuk konusuna iki açıdan bakmak gerekir:

  • Tüketici Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk: 6502 sayılı Tüketici Kanunu m.73/A gereği, tüketici işlemlerinden doğan parasal uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmaktadıralfaarabuluculuk.com. Eğer kripto dolandırıcılığı olayı, bir tüketici işlemi kapsamında değerlendirilebiliyorsa (örneğin mağdur ile dolandırıcı arasında bir mal/hizmet ilişkisi kurulmuşsa), mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk başvurusu yapmak gerekebilir. Ancak pratikte sahte kripto borsası veya yatırım danışmanlığı gibi aldatma hallerinde dolandırıcı zaten iyi niyetli bir hizmet sunucusu olmadığı için arabuluculuk çoğu kez fiilen mümkün olmaz. Yine de, şekli olarak tüketici mahkemesinde görülebilecek bir tazminat talebinde önce arabuluculuğa başvurmanız istenebilir.

  • Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk: Eğer taraflar tacir sıfatına sahipse ya da uyuşmazlık ticari bir ilişkiye dayanıyorsa (kripto alanında nadiren böyle olur), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki alacak ve tazminat talepleri için de dava öncesi arabuluculuk zorunludur. Dolandırıcılık tipik olarak ticari bir sözleşmeye dayanmadığından bu kural genellikle devreye girmez.

  • Haksız Fiil Kaynaklı Uyuşmazlıklarda: Genel olarak haksız fiillerden doğan tazminat davaları, zorunlu arabuluculuk kapsamında değildircankayaarabuluculuk.com. Yani dolandırıcılıktan kaynaklanan bir tazminat davasında, eğer tüketici ilişkisi söz konusu değilse, dava öncesi arabulucuya gitme mecburiyeti yoktur.

Her ne kadar zorunlu olmasa da, arabuluculuk gönüllü bir yol olarak her zaman kullanılabilir. Özellikle dolandırıcının kimliği belliyse ve malvarlığı mevcutsa, bazen dava yoluna gitmeden sulhen anlaşma mümkün olabilir. Örneğin fail, cezai yaptırımlarla karşılaşmamak veya ceza indiriminden yararlanmak için mağdurun zararını karşılamayı kabul edebilir. Bu durumda arabulucu huzurunda yapılacak bir anlaşmayla tazminat ödeme planı protokole bağlanabilir. Arabuluculuk anlaşma belgesi, mahkeme kararı gibi icra edilebilir olduğundan, uzlaşma sağlanırsa hızlı şekilde sonuca ulaşılabilir.

Diğer yandan, ceza hukuku boyutunda da uzlaşma adı verilen bir müessese vardır. Ceza Muhakemesi Kanunu m.253, belirli suçlar için mağdur ile failin uzlaştırmacı aracılığıyla anlaşmasını düzenler. Ancak dolandırıcılık suçu, birden fazla mağdura sebep olduğunda veya nitelikli halleri içerdiğinde uzlaşma kapsamı dışında kalmaktadırozguhukuk.com. Genelde basit dolandırıcılık suçu teorik olarak uzlaşmaya tabi olsa bile, uygulamada çok istisnai olarak bu yola gidilir. Örneğin tek bir mağduru birkaç bin lira dolandırmış bir fail, soruşturma aşamasında zararı karşılayıp uzlaşmak isteyebilir; eğer uzlaşma sağlanırsa ceza davası açılmaz. Fakat kripto dolandırıcılıklar genelde geniş kitleleri etkilediğinden uzlaşma hükümleri devreye girmez.

Sonuç olarak, arabuluculuk yolu dolandırıcılık vakalarında sık başvurulan bir yöntem değildir, çünkü güvenilir bir anlaşma zemini bulmak zordur. Yine de hukuki süreç başlamadan önce profesyonel hukuki danışmanlık alarak karşı tarafla iletişim kurulup kurulamayacağı değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda, dolandırıcının yakalanmamak veya cezada indirim almak için zararı geri ödemeye razı olduğu görülmüştür. Bu gibi durumlar, mağdur açısından hızlı bir tazmin imkanı doğurabilir. Arabuluculuk görüşmelerinde bir anlaşmaya varılamazsa veya böyle bir ihtimal yoksa, vakit kaybetmeden dava yoluna devam edilir.

İspat Yükü ve Delil Toplama

Hukuki süreçlerde ispat yükü (yükümlülüğü), davanın türüne göre değişiklik gösterir. Ceza davalarında savcılık ve kovuşturma makamı suçu ispatlamak durumundayken, tazminat davalarında iddia eden taraf olarak mağdur, kendi iddialarını ispatla mükelleftir. Dolandırıcılık gibi niyete dayalı eylemlerde, doğası gereği pek çok şey örtülü yapılır; bu nedenle ispat konusunda bazı zorluklar yaşanabilir. Ancak teknoloji ve dijital izler, bu davalarda en büyük yardımcıdır.

Delil olarak kullanabileceğiniz unsurlar şunlardır:

  • Yazışmalar ve İletişimler: Dolandırıcıyla yaptığınız tüm görüşmelerin kaydı çok önemlidir. WhatsApp, Telegram, e-posta, SMS gibi mecralardaki mesajları mutlaka ekran görüntüsü olarak saklayın. Mümkünse noterden bu yazışmaların dökümünü alarak resmi belge haline getirin. Bu yazışmalar dolandırıcının vaatlerini, yalanlarını, kimliğini ele verebilir.

  • Para Transfer Kayıtları: Banka hesabınızdan dolandırıcıya gönderdiğiniz havale/EFT dekontları veya kripto cüzdanınızdan yaptığı transferlerin txid kayıtları somut delillerdir. Banka dekontlarında alıcının hesap bilgileri, isim/unvan gibi kritik bilgiler yer alır. Kripto transferlerinde ise cüzdan adresleri ve işlem hash’leri delil olarak sunulabilir. Gerekirse mahkeme, bir kripto uzmanı bilirkişi aracılığıyla o cüzdan adresinin hangi borsada olduğunu veya paranın izini sürebilir.

  • Ses ve Görüntü Kayıtları: Dolandırıcı ile telefon görüşmesi yaptıysanız ve önemli itiraflar veya vaatler varsa, bu görüşmeleri yasal çerçevede kayıt altına almış olmanız ispatta işinize yarar. Türkiye’de üçüncü kişilerle yapılan görüşmelerin kayıt altına alınması özel hayata girse de, Yargıtay bazı kararlarında suç delili elde etme amacıyla mağdurun kendi konuşmasını kaydetmesini hukuka aykırı delil saymamıştır. Yine de bu hassas bir konudur; kayıtların kullanımı konusunda avukatınıza danışınız.

  • Tanık Beyanları: Sizi bu yatırıma yönlendiren bir arkadaşınız, olaya şahit olan bir aile bireyi gibi tanıklar varsa, onların mahkemede vereceği ifadeler de değerlidir. Örneğin dolandırıcı ile yüz yüze görüşmüş bir tanık, kimliği teşhis etmede yardımcı olabilir.

  • Uzman Raporları: Bilişim uzmanlarından alınacak teknik raporlar, dolandırıcının internette bıraktığı izleri (IP adresi, cihaz bilgisi vb.) ortaya koyabilir. Ayrıca kripto para işlemlerinin değerini hesaplamak için finans uzmanı bilirkişi raporları gerekebilir (özellikle değerleme tarihini belirlemek ve TL karşılığını bulmak için).

İspat sürecinde zaman faktörü de önemlidir. Delillerin hızlı toplanması, kaybolmamaları açısından kritik. Örneğin, borsa dolandırıcılığında site kapandıktan kısa süre sonra sunuculara veya verilere ulaşmak imkânsız hale gelebilir. Bu yüzden mağdurlar, avukatları aracılığıyla mahkemeden delil tespiti talep edebilir. İstanbul’da sıkça yapılan bir uygulama, dolandırıcılık iddiasıyla savcılığa başvurulduğunda savcının ilgili banka hesaplarına veya kripto platformundaki hesaplara derhal bloke koydurmasıdır. Bu da bir çeşit delil ve malvarlığı tedbiridir.

Son olarak, ceza davasında mahkumiyet kararı alındığında bu, hukuk davasında işinizi bir hayli kolaylaştırır. Çünkü ceza mahkemesi kararıyla failin fiili işlediği sabit görülmüştür. Siz sadece zarar miktarınızı ve bağlantısını ispatlamaya odaklanırsınız. Eğer ceza davası yoksa, hukuk davası hâkimi sizin sunduğunuz delillerle ikna olursa tazminata hükmedecektir. İspat yükünün getirdiği zorluklar nedeniyle, hukuki yardım almadan hareket etmek risklidir. Zira hangi delilin nasıl sunulacağı, neyin ne şekilde ispat edileceği hukuki bilgi gerektirir. Bir avukat, gerekli durumlarda ihtiyati tedbir kararları aldırarak dolandırıcının mal kaçırmasını önleyebilir, ya da bilgi belge talepleri yaparak üçüncü kurumlardan (bankalar, GSM operatörleri vs.) önemli verileri temin edebilir.

Tazminat Miktarının Hesaplanması

Dolandırıcılık nedeniyle açılan davalarda tazminat hesaplaması, uğranılan maddi zararın belirlenmesi ve uygun manevi tazminat tutarının takdiri anlamına gelir. Bu hesaplama, mahkeme tarafından yapılırken bazı kriterler göz önünde bulundurulur:

  • Maddi Tazminat: Mağdurun fiilen kaybettiği parasal değerin karşılanmasını amaçlar. Kripto paraların değeri çok değişken olabildiği için, genellikle zarar tarihi itibariyle uğranılan zarar baz alınır. Örneğin, dolandırıcıya 100.000 TL göndermişseniz, maddi zararınız 100.000 TL’dir ve davada bu tutarı (faiziyle birlikte) istersiniz. Eğer 2 BTC göndermişseniz, gönderme tarihinizde 2 BTC’nin TL değeri hesaplanır. Bazı hallerde mahkeme karar tarihi değerini esas alabilir, ancak kural olarak zarar anı esas alınır ve üzerine işlemiş faiz eklenir. Faiz genellikle haksız fiil tarihinden (dolandırıcılık tarihinden) itibaren işletilir ve yasal faiz oranı uygulanır. Türkiye’de özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde zararın değerlenmesi meselesi gündeme gelebilir; mahkemeler, aradan uzun süre geçtiyse, paranın alım gücündeki düşüşü dikkate alan emsal faiz veya enflasyon oranlarını da değerlendirebilir.

  • Manevi Tazminat: Dolandırıcılığın mağdurda yarattığı elem, stres, itibar zedelenmesi gibi manevi zararları karşılamak üzere takdir edilir. Bu miktar, mağdurun ekonomik durumundan ziyade olayın ağırlığı ve etkisine göre belirlenir. Örneğin ömür birikimini kaybeden bir kişinin uğradığı manevi yıkım daha derin görülebilir. İstanbul’daki mahkemeler, manevi tazminat konusunda genellikle temkinli davranır ve fahiş olmayan, makul bir tutar belirler (örneğin 50.000 TL gibi). Amaç zenginleşme değil, manevi huzuru bir parça da olsa yerine getirmektir. Hakimin takdir hakkı geniş olduğundan, benzer vakalarda farklı tutarlar kararlaştırılabilir.

  • Yasal Giderler ve Faizler: Mahkeme kararında, hükmedilen tazminata yasal faiz eklenmesine karar verilir. Bu da genellikle zarar tarihinden itibaren işleyecek faizdir. Ayrıca dava masrafları ve vekalet ücreti de haksız çıkan tarafa yükletilir. Dolandırıcı davalı aleyhine karar verildiğinde, harçlar ve avukatlık ücreti de onun ödemesi gereken kalemlerdir.

  • Birden Fazla Mağdurun Durumu: Eğer dolandırıcı, birden fazla kişiyi dolandırmışsa, her bir mağdur kendi zararını ayrı davayla talep eder. Toplu davalar Türk hukukunda (class action) mekanizması bireysel bazda yoktur, ancak mağdurlar benzer iddialarla dava açıp bunlar konsolide edilebilir veya birlikte yürütülebilir. Her mağdurun tazminat miktarı kendi kaybına göre hesaplanacaktır. Dolandırıcının farklı mağdurlara farklı miktarlarda borcu olması halinde, icra aşamasında toplanan paralar alacaklılar arasında sıraya girer (taksim edilir). Bu nedenle büyük çaplı vakalarda, dolandırıcının varlığı tüm mağdurlara yetmeyebilir. Hukuken her biri tam alacaklı olsa da, fiilen tahsilat paylaşılmak durumunda kalabilir.

Tazminat hesaplamasında nihai kararı hâkim verir. Davanız süresince, özellikle maddi tazminat tutarının belirlenmesi için bir bilirkişi incelemesi yapılması muhtemeldir. Bilirkişi, sunduğunuz belgelerden yola çıkarak zararın miktarını hesaplar. Örneğin kripto para değeri hesabı, döviz kuru hesabı, banka faizi vs. teknik konular bilirkişiye tevdi edilebilir. Bu rapor doğrultusunda hakim, kararda ödenmesi gereken miktarı netleştirir.

Unutulmamalıdır ki, tazminat kararı almak ayrı, onu tahsil etmek ayrı bir mesele olabilir. Eğer dolandırıcıda haczedilecek bir malvarlığı yoksa, kağıt üzerindeki karar tahsil edilemeyebilir. Fakat en azından 10 yıl boyunca ilamınız elinizde olacağından, borçlunun ileride edineceği malvarlıklarına karşı da haciz koyma hakkınız saklıdır. Ayrıca dolandırıcılık suçlarından doğan tazminat borçları, iflas durumunda bile ayrık tutulup öncelikli kabul edilebilir (kasten verilen zararlar iflas masasında öncelik kazanabilir). Bu detaylar, her somut olaya göre değişebilecek hukuki teknik konulardır.

İstanbul ve Marmara Bölgesinde Kripto Dolandırıcılığı: Yoğunluk ve Uygulama Örnekleri

İstanbul, Türkiye’nin finans merkezi olması ve nüfus yoğunluğu nedeniyle kripto dolandırıcılıklarının da en sık görüldüğü il konumundadır. İstanbul Valiliği’nin verilerine göre, 2023 yılında İstanbul’da kayda geçen dolandırıcılık suçu sayısı 14.575 olarak açıklanmıştırrudaw.net. Bu rakam, bir önceki yıla göre %16’lık bir artışı ifade etmektedir. Özellikle internet ve telefon dolandırıcılığı vakalarının, klasik yöntemlere göre daha fazla artış gösterdiği belirtilmiştirrudaw.net. 2024 yılının ilk iki ayında ise İstanbul’da dolandırıcılık suç sayısı 2.435 olarak tespit edilmiştirrudaw.net. Bu yüksek rakamlar, her gün onlarca kişinin dolandırıcıların tuzağına düştüğünü göstermektedir. Elbette bu sayılar tüm dolandırıcılık suçlarını kapsamakla birlikte, uzmanlar son yıllarda bu suçların önemli bir kısmının kripto para temalı hale geldiğine dikkat çekmektedir.

Marmara Bölgesi genelinde de benzer bir tablo söz konusudur. Sanayisi ve ticareti gelişmiş illerin bulunduğu Marmara, dolandırıcıların hedef kitlesini oluşturan tasarruf sahiplerinin çok olduğu bir bölgedir. Özellikle Kocaeli, Bursa, İzmir gibi illerde de kripto saadet zinciri oluşumlarına rastlandığı bilinmektedir. Örneğin yakın geçmişte Balıkesir ve Bursa illerinde, “kripto madencilik çiftliği” adı altında Ponzi sistemi kuran bazı şahıslar yakalanmıştır (basına yansıyan bu tür operasyonlar bölgesel yoğunluğu ortaya koyuyor). Ancak İstanbul, hem dolandırıcıların üs olarak seçtiği hem de mağdurların en fazla bulunduğu yer olarak öne çıkıyor.

Yerel mahkeme uygulamalarına bakıldığında, İstanbul’daki mahkemelerin kripto dolandırıcılığı dosyalarında giderek daha fazla tecrübe kazandığı görülüyor. Özellikle İstanbul Anadolu Adliyesi, Thodex gibi büyük kripto borsa vakalarıyla gündeme gelmiştir. Bu tür büyük çaplı davalarda onlarca sanık ve yüzlerce mağdur dosyaya dahil olabilmektedir. Mahkemeler, yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için dijital verilerin incelenmesi, MASAK ve Bilişim Suçları birimlerinden raporlar alınması gibi yollara başvuruyor. Örneğin Thodex davasında mahkeme, MASAK’tan para akışlarına dair detaylı analiz raporu talep etmiş, ayrıca uluslararası adli yardımlaşma yoluyla firari sanığın iadesini sağlamıştır. Yine İstanbul’daki ağır ceza mahkemeleri, kripto varlıkların müsaderesi ve mağdurlara iadesi konusunda önemli kararlar vermeye başladı. Bu da kripto paraların artık hukuken “değer” olarak görülüp muamele gördüğünün kanıtıdır.

Mağdur profil ve örnekleri incelendiğinde, kripto dolandırıcılığı mağdurları oldukça geniş bir yelpazede karşımıza çıkar. Üniversite öğrencisinden emekli memura, ev hanımından iş insanına kadar farklı kesimlerden kişiler bu tuzaklara çekilebilmektedir. Beykent Üniversitesi’nin 2024’te İstanbul’da yaptığı bir araştırma, dolandırıcılık mağdurlarının %37’sinin internet dolandırıcılığına (buna kripto da dahildir) maruz kaldığını ortaya koymuşturbeykent.edu.trbeykent.edu.tr. Aynı araştırmada, mağdurların %72’sinin dolandırılma sonrasında diğer insanlara güvenini kaybettiği, %47’sinin hayata genel güven duygusunun sarsıldığı saptanmıştırbeykent.edu.tr. Bu bulgular, kripto dolandırıcılığının sadece maddi kayıp değil ciddi bir psikolojik travma yarattığını da göstermektedir. Nitekim mağdurlar arasında dolandırıldığını uzun süre ailesinden gizleyen, utanç duyan veya depresyona giren pek çok kişi vardır. Hatta bazı mağdurlar, sonuç alınamayacağı düşüncesiyle hiçbir resmi makama başvurmamaktadır – araştırmaya göre dolandırılan kişilerin sadece üçte biri durumu kolluk kuvvetlerine bildirmiştirbeykent.edu.tr. İstanbul’da faaliyet gösteren hukuk büroları, bu psikolojiyi bildiklerinden mağdurlara hem hukuki hem moral destek sunmaya gayret etmektedir.

Hukuk bürolarının karşılaştığı tipik senaryolar, yukarıda anlattığımız dolandırıcılık türleriyle paraleldir. Örneğin İstanbul’daki bir avukatlık bürosuna şu hikâyelerle sıkça başvuru gelir:

  • “Sosyal medyada tanıştığım bir ‘yatırım uzmanı’, bana kısa sürede paramı ikiye katlamayı teklif etti. Başta küçük bir miktarla girdim, gerçekten kazandığımı gösterdi. Sonra evimi ipotek edip yüklü miktar gönderdim, ancak şimdi paramı çekemiyorum ve o kişi kayıp.”

  • “Cep telefonuma gelen bir SMS’de, hesabımdan şüpheli kripto para işlemi yapıldığı ve düzeltmek için verilen linke tıklamam istendi. Bankam sandım, linke girdim. Meğer telefonuma virüs yüklenmiş, tüm kripto cüzdanım boşaltıldı.”

  • “Bir arkadaş ortamında tanıştığım biri, yurtdışında çok kazançlı bir kripto madencilik işine ortak aradığını söyledi. Bana sözleşme imzalattı ve para aldılar. 6 ay düzenli kâr payı verdiler, sonra aniden tüm irtibat kesildi. Ofislerine gittim, yerinde yeller esiyor.”

  • “İnternette gördüğüm bir reklamda, bir kripto arbitraj platformu tanıtılıyordu. Mantıklı geldi, siteye üye oldum. Bitcoin gönderdim, botlar al-sat yapıp kâr ettiriyor gibiydi. Paramı çekmek isteyince ‘vergi için şu kadar ödeme yapmalısınız’ dediler, onu da ödedim. Sonra site kapandı, ne param kaldı ne muhatap.”

Bu gibi olaylar, hukukçuların artık yabancı olmadığı senaryolar haline geldi. İstanbul’da bu alanda uzmanlaşan avukatlar, ilk olarak müvekkillerine yapılabilirlik analizi sunar: Dolandırıcının izini sürmek mümkün mü, tespit edilmiş mi, nereden başlanmalı? Ardından çoğunlukla ceza ve hukuk süreçleri eş zamanlı yürütülür. Ayrıca son dönemde avukatlar, MASAK ve Interpol gibi kurumlarla da koordinasyon içinde çalışmak durumunda kalıyor; çünkü bazı dolandırıcılar yurt dışına kaçıyor veya parayı kripto üzerinden farklı ülkelere aktarıyor. Örneğin, İstanbul’dan dolandırdığı parayı Tayland’da kripto ATM’lerinden nakde çeviren bir şebeke ortaya çıkarılmışsa, avukatlar o ülkede de girişimlerde bulunabiliyor.

Yerel düzeyde dikkat çeken bir diğer husus, kolluk birimlerinin proaktif tutumu. İstanbul Emniyeti, “sanal devriye” adı verilen yöntemlerle sosyal medya ve internet ortamında yaygın dolandırıcılık ilanlarını, sahte siteleri tespit etmeye çalışıyort24.com.tr. Zaman zaman Emniyet ve Jandarma, mağdurlar şikâyetçi olmasa bile, tespit ettiği şüpheli şemalara operasyon düzenleyebiliyor. Bu sayede daha fazla kişinin mağdur olması önleniyor. Elbette tüm girişimlere rağmen, kripto dolandırıcılıklarında en büyük sorumluluk yine kullanıcıların bireysel dikkatine düşmektedir.

Sonuç ve Korunma Yolları

Kripto para dolandırıcılığı, hem İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde hem de ülke genelinde ciddi boyutlara ulaşmış bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu makalede incelediğimiz üzere, hukuki açıdan mağdurların ceza davası yoluyla adaletin sağlanmasını talep etme ve tazminat davası yoluyla maddi/manevi kayıplarını geri isteme hakları vardır. Türk Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu ve Tüketici Kanunu gibi temel mevzuat; yatırım danışmanlığı dolandırıcılığı, sahte borsa vakaları, Ponzi sistemleri gibi eylemleri yaptırıma bağlayacak ve mağdurun hakkını aramasına imkan tanıyacak hükümler içermektedir. Nitekim kripto dolandırıcılığı mağdurları, gerekli deliller mevcutsa haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açabilirler ve bu davalarda kripto paralar da malvarlığı değeri olarak kabul edilip hesaplamalar buna göre yapılırhikmetsengul.av.tr.

Hukuki süreçler teknik ve uzun soluklu olabildiğinden, uzman bir avukattan destek almak mağdurlar için en doğru yaklaşımdır. Özellikle İstanbul’da bu tür davalarla ilgilenen ve siber suçlar konusunda deneyimli hukuk büroları mevcuttur. Bir avukat, hem ceza soruşturmasının etkin yürütülmesine katkı sunacak (örneğin savcılıkla iletişim kurup kritik taleplerde bulunacak), hem de tazminat davasında lehinize strateji geliştirip delilleri en güçlü şekilde sunacaktır. Unutmayın ki, dolandırıcılık mağduru olmak utanılacak bir durum değildir ve hukuk sistemi sizin yanınızdadır. Her ne kadar bazı mağdurlar “nasılsa param geri gelmez” diyerek hukuki yollara başvurmasa da, en azından sorumluların cezalandırılması ve başka insanların zarar görmemesi için bile olsa şikâyetçi olmak toplumsal bir görevdir.

Öte yandan, önleyici tedbirler her zaman en etkili çözümdür. Kripto para yatırımları yaparken çok dikkatli olunmalı, aşırı yüksek getiri vaat eden tekliflere şüpheyle yaklaşılmalıdır. İstanbul Emniyeti ve diğer resmi kurumlar, vatandaşlara sık sık şu uyarılarda bulunuyor: Bilmediğiniz kişi veya kurumlara asla para göndermeyin, sosyal medya üzerinde tanıştığınız “finans uzmanlarına” itibar etmeyin, kripto paralarınızı çekmek için sizden ekstra vergi/masraf adı altında para isteyenlere kanmayın. Resmi lisansı olmayan veya hakkında çok az bilgi bulunan platformlardan uzak durun. Kısacası “ücretsiz peynir yalnızca fare kapanında olur” atasözünü akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Sonuç olarak, kripto para dolandırıcılığına maruz kalmanız halinde hukuk yolları sonuna kadar açıktır ve gerekli adımları atarak hakkınızı arayabilirsiniz. Bu süreçte zamanaşımı gibi süreleri kaçırmamak için hızlı davranmak, delilleri vakit kaybetmeden toplamak önemlidir. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde savcılıklar ve mahkemeler bu tip olaylara aşina olduğundan, doğru yönlendirmelerle etkin bir mücadele mümkündür. Kripto dolandırıcılığı tazminat davaları, mağdurların kaybettiklerini geri kazanmaları için bir umut ışığı sunarken, aynı zamanda bu alandaki kötü niyetli kişilere karşı da caydırıcı bir rol oynamaktadır. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsanız, hukuki haklarınızı bilerek ve bilinçli adımlarla hareket ediniz. Unutmayın ki adalet er ya da geç tecelli eder; önemli olan, hak arama kararlılığını göstermektir.

Mspiegel: Bu makale bilalalyar.av.tr bünyesinde yayınlanmak üzere hazırlanmıştır ve genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Spesifik hukuki durumlar için profesyonel destek almanız tavsiye edilir.