Kripto Dolandırıcılığına Yönelik Hukuki Çerçeve ve Uygulamalar
Kripto Dolandırıcılığı Cezası: Türkiye'de Hukuki Çerçeve ve İstanbul-Marmara Bölgesi Uygulamaları
Giriş
Kripto para ekosisteminin büyümesiyle birlikte, bu alanda işlenen suçlar da artış göstermiştir. Özellikle kripto para dolandırıcılığı, yatırımcıları hedef alan ve dijital platformlar üzerinden gerçekleştirilen yeni nesil bir suç tipidir. İstanbul ve Marmara Bölgesi, finansal ve teknolojik faaliyetlerin yoğunluğu nedeniyle bu tür suçlarla sıklıkla karşılaşmaktadır. Nitekim küresel ölçekte 2024 yılında siber saldırılar, hacklemeler ve kripto dolandırıcılık girişimleri sonucu yaklaşık 3 milyar dolar kayıp yaşandığı rapor edilmiştirdha.com.tr. Türkiye'de de kripto paraların yaygınlaşmasıyla birlikte bu suç girişimleri ve hukuki ihtiyaçlar artmaktadırdha.com.tr.
Hukuk sistemimiz, kripto varlıklar üzerinden işlenen dolandırıcılık fiillerini mevcut ceza mevzuatı kapsamında değerlendirmektedir. Türk Ceza Kanunu (TCK)'na göre kripto para dolandırıcılığı, nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında ele alınmakta ve bu suçu işleyenler 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadırdha.com.tr. Bu makalede, kripto para ve blokzincir teknolojisinin ne olduğu ve Türkiye'deki yasal statüsünü açıklayarak başlayacağız. Ardından TCK kapsamında dolandırıcılık suçunun unsurlarını inceleyip, kripto varlıklar yoluyla işlenen dolandırıcılığın senaryolarını ve cezaî yaptırımlarını tartışacağız. Suçun ispatında kullanılan dijital deliller, İstanbul ve Marmara özelinde kolluk birimlerinin yaklaşımları, Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde soruşturma-kovuşturma süreçleri ile mağdur hakları ve zararların tazmini gibi yönler detaylandırılacaktır. Ayrıca kripto dolandırıcılığının, bilişim suçları ve klasik dolandırıcılık gibi benzer suç tiplerinden farkları ortaya konulacaktır. Amaç, hem genel kamuoyunu bilgilendirmek hem de avukatlar ve yatırımcılar için teknik derinliği olan hukuki bir referans sunmaktır.
Kripto Para ve Blokzincir Teknolojisi: Tanım ve Türkiye’deki Yasal Statü
Kripto paralar, herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmadan, dağıtık bir bilgisayar ağı üzerinde işleyen dijital varlıklardır. Temelinde blokzincir (blockchain) adı verilen, işlemlerin şifrelenerek bloklar halinde kaydedildiği ve bu kayıtların değiştirilemez şekilde tüm ağda tutulduğu bir teknoloji yatar. Bu yönüyle kripto paraların fiziksel bir karşılığı yoktur; yalnızca dijital ortamda var olurlarmghukuk.av.trmghukuk.av.tr. Blokzincir teknolojisi sayesinde tüm işlemler şeffaf bir şekilde dağıtık defterlere kaydedilir ve geçmişe dönük olarak izlenebilir, bu da belli bir düzeyde doğrulanabilirlik sağlarmghukuk.av.tr. Örneğin, Bitcoin ve Ethereum gibi kripto paralar, kullanıcıların eşler arası (peer-to-peer) doğrudan işlem yapabilmesini, aracı finansal kurumlara ihtiyaç duymadan değer transferi gerçekleştirebilmesini mümkün kılmaktadır. Kripto varlıklar anonimlik (takma ad altında işlem yapma) özelliği ile de öne çıkar, bu da suçluların ilgisini çeken yönlerinden biridirhukukihaber.net.
Türkiye'de kripto paraların hukuki statüsü konusunda henüz kapsamlı ve özel bir mevzuat bulunmamaktadırmghukuk.av.tr. Türk hukuku, şu aşamada kripto paraları resmi bir para birimi veya ödeme aracı olarak tanımamaktadır. Nitekim 16 Nisan 2021 tarihli Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik uyarınca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasını yasaklamıştırminvalhukuk.comminvalhukuk.com. Bu düzenleme, kripto paraların mal veya hizmet bedeli ödemelerinde kullanılmasını engellerken; kripto varlıkların alım, satım ve yatırım amaçlı sahipliğini yasaklamamıştırminvalhukuk.com. Yani Türkiye'de bireylerin kripto para edinmesi, borsalarda alım-satım yapması halen serbesttir. Ancak kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve borsaları için bir lisanslama ve denetim mekanizması oluşturma yönünde çalışmalar vardır. Özellikle Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve ilgili kurumlar, kripto varlık platformlarının belirli standartlara uymasını sağlamak ve yatırımcıları korumak amacıyla yeni düzenlemeler hazırlamaktadırmghukuk.av.trmghukuk.av.tr. Nitekim 2024 itibarıyla Türkiye'de kripto piyasalarını düzenleyecek kapsamlı bir yasanın onaylandığı ve yatırımcıları koruyacak yeniliklerin yürürlüğe girdiği kamuoyuna yansımıştırdha.com.tr. Bu gelişmeler, kripto varlık sektörünün denetim altına alınarak daha güvenli hale getirilmesini hedeflemektedir.
Mevcut yasal çerçevede kripto paralar, resmî bir para birimi veya menkul kıymet statüsünde olmadığından, yaşanan uyuşmazlık ve suçlarda genel hükümlere başvurulmaktadır. Doktrindeki yaygın görüş ve yargı mercilerinin eğilimi, kripto paraları bir tür malvarlığı değeri olarak kabul etme yönündedirakademikhukuk.org. Örneğin, İstanbul'da bir icra mahkemesi, alacaklının talebi üzerine borçlunun kripto para borsasındaki hesabına haciz uygulayarak kripto parayı menkul değer (taşınır mal) olarak nitelendiren bir karar vermiştirhukukihaber.net. Bu karar, Türkiye'de kripto paraların hukuki açıdan mülkiyete konu olabilecek ekonomik değerler olarak görüldüğüne işaret etmektedir. Dolayısıyla, kripto paralar üzerinde işlenen hırsızlık, dolandırıcılık, zimmet gibi suçlar da "malvarlığına karşı suçlar" kapsamında ele alınmakta ve mevcut ceza kanunu hükümleri uygulanmaktadırmghukuk.av.tr.
Türk Ceza Kanunu’na Göre Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nda malvarlığına karşı suçlar bölümünde düzenlenmiştir (TCK md.157-158). TCK m.157 uyarınca dolandırıcılık; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya bir başkasının zararına, failin kendisine veya bir başkasına haksız yarar sağlaması şeklinde tanımlanırakademikhukuk.org. Bu tanımdan hareketle suçun maddi unsurları üç başlıkta özetlenebilir:
Hileli davranış: Failin, karşı tarafı aldatmak için bilerek ve isteyerek gerçek dışı beyanlar veya sahte durumlar yaratması, bir oyun veya senaryo kurmasıdır. Örneğin gerçekte var olmayan bir yatırım fırsatını varmış gibi göstermek, kurmaca bir kimlikle güven kazanmak hileli davranışa girer.
Aldatma (aldanma): Hileli davranış sonucunda mağdurun kandırılması, hataya düşmesi ve iradesinin bu sahte duruma dayanarak şekillenmesidir. Yani mağdur, failin yalanlarına inanarak kendi malvarlığı aleyhine bir işlem yapmaya ikna olur. Dolandırıcılıkta mağdurun rızası hile ile elde edilmiş sahte bir rızadır.
Yarar sağlama ve zarar verme: Fail, mağdurun aldatılmasından yararlanarak kendisine veya başkasına haksız bir menfaat temin eder; buna karşılık mağdur veya üçüncü bir kişi zarar görür. Örneğin failin hile ile mağdurdan para/varlık alması veya mağduru belli bir malvarlığı değerinden mahrum bırakması şeklinde ortaya çıkar.
Dolandırıcılık suçunun manevi unsuru kasttır; fail, karşı tarafı bilerek aldatmak ve bu suretle haksız kazanç elde etmek istemelidirakademikhukuk.org. Taksirle (dikkatsizlikle) bu suç işlenemez. Suçun temel şekli gerçekleştiğinde (yani basit dolandırıcılık), kanunda öngörülen ceza 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdırakademikhukuk.org.
Bunun yanı sıra, TCK m.158'de nitelikli dolandırıcılık halleri sayılmıştır. Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık suçunun belirli ağırlaştırıcı koşullar altında işlenmesiyle oluşur ve daha yüksek ceza yaptırımı öngörülür. Kanunun 158. maddesinde sayılan bu ağırlaştırıcı hallere birkaç örnek vermek gerekirseakademikhukuk.orgakademikhukuk.org:
Dini inanç ve duyguların istismarıyla dolandırıcılık (örneğin, "dini amaçla para topluyoruz" diyerek insanları kandırmak),
Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanarak (ör. çaresiz durumdaki birine yalan vaadlerle yaklaşmak),
Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılmasıyla dolandırıcılık (ör. internet, mobil bankacılık gibi dijital platformları kullanarak aldatma fiilini gerçekleştirmek),
Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanarak (ör. televizyon, gazete, sosyal medya gibi kitle iletişim araçları üzerinden geniş kitleleri aldatmaya yönelik hileli kampanyalar yürütmek),
Tacir veya şirket yöneticisi tarafından ticari faaliyeti sırasında (ör. bir şirketin yöneticisinin iş ilişkisi kurduğu müşterilerini, o ticari ilişkiye dayanarak aldatması),
Meslek sahibi kişilerce, mesleki güvenin kötüye kullanılmasıyla (ör. bir avukatın veya finans danışmanının kendisine duyulan güveni suistimal ederek müvekkilini/müşterisini dolandırması),
Kamu kurumu nüfuzu kullanılmak suretiyle (ör. kendisini kamu görevlisi veya banka/finans kurumu çalışanı olarak tanıtıp güven sağlayarak dolandırmak)...
Bu gibi hallerde dolandırıcılık suçu nitelikli kabul edilir ve kanunda ceza 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası olarak belirtilmiştirakademikhukuk.org. Görüldüğü üzere, nitelikli hal, suçun basit haline kıyasla çok daha ağır bir ceza tehdidi altına sokmaktadır.
Kripto para dolandırıcılığı vakaları genellikle bu nitelikli hallerden en az birini içerir. Özellikle dolandırıcılar bilişim sistemlerini araç olarak kullanarak internet üzerinden geniş kitlelere ulaşmakta veya çevrimiçi platformlar aracılığıyla mağdurları aldatmaktadırakademikhukuk.org. Bu nedenle kripto varlık eksenli dolandırıcılıklar çoğunlukla TCK 158/1-f bendine (bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle) uyan nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirilirakademikhukuk.org. Öte yandan, kripto para girişimleri çoğu zaman ticari bir şirket kisvesi altında yürütüldüğünden, eğer fail bir şirket yöneticisi sıfatıyla bu suçu işliyorsa TCK 158/1-(h) bendindeki “şirket yöneticisi tarafından ticari faaliyet sırasında” hali de uygulanabilir. Keza bazı dolandırıcılar sahte bir kripto şirketi kurarak veya yasal izin gerektiren bir faaliyeti varmış gibi göstererek para toplamakta; bu durumda “izne tabi bir faaliyette bulunma vaadiyle para toplama” şeklindeki nitelikli hal (TCK 158/1-(k)) de gündeme gelebilmektedir. Görüldüğü gibi, kripto dolandırıcılığı olguları TCK’daki çeşitli nitelikli dolandırıcılık bentleriyle kesişebilmekte, bu da cezanın alt sınırını yükseltmektedir.
Kripto Varlıklar Yoluyla Dolandırıcılık: Yaygın Senaryolar ve Cezai Yaptırımlar
Kripto para dünyasında karşılaşılan dolandırıcılık senaryoları çeşitlilik göstermektedir. Fail profilinden kullanılan yönteme kadar farklı şekillerde tezahür eden bu suçların ortak noktası, mağduru aldatma ve onun kripto varlıklarını haksız şekilde ele geçirme amacı gütmesidir. Aşağıda, kripto varlıklar üzerinden işlenen en yaygın dolandırıcılık türleri ve bunların hukukî nitelendirmesi örneklerle ele alınmıştır:
Sahte Yatırım Danışmanlığı ve Ponzi Şemaları: Dolandırıcılar yüksek kazanç vaatleriyle insanları kandırarak bir kripto para projesine veya fonuna yatırım yapmaya ikna ederler. Örneğin, belli bir getiri garantisi sunup yeni yatırımcıların parasını eski yatırımcılara ödeyen bir Ponzi (saadet zinciri) düzeni kurulabilir. İlk başta bazı yatırımcılara küçük ödemeler yapılarak güven kazanılır, ancak sistem sürdürülemez hale geldiğinde dolandırıcılar toplanan büyük meblağlarla ortadan kaybolur. Bu senaryoda mağdurlar kendi rızalarıyla (aldatılarak) para aktardıkları için fiil dolandırıcılık olarak nitelendirilir. Suç, genellikle çok sayıda kişiye karşı ve bilişim araçları kullanılarak işlendiğinden nitelikli dolandırıcılık kapsamında 3–10 yıl hapis cezası öngörülürdha.com.tr. Eğer dolandırıcılar elde ettikleri gelirleri kripto paralar üzerinden aklamaya çalışmışlarsa, ayrıca suç gelirlerini aklama suçundan da yargılanabilirler (TCK 282).
Kripto Borsa Dolandırıcılığı (Borsa Exit-Scam): Bu tür vakalarda dolandırıcılar, kripto para alım-satımına aracılık eden sahte veya güvensiz bir borsa/platform kurarlar. Başlangıçta kullanıcıların güvenini kazanmak için sorunsuz işlemler yapılır; hatta kimi zaman promosyonlar ve sosyal medya reklamlarıyla geniş bir müşteri tabanı çekilir. Yeterli miktarda kripto varlık ve para platformda biriktiğinde ise borsa aniden kapanır, kullanıcıların hesaplarına erişimi engellenir ve şirket yöneticileri ellerindeki varlıklarla yurt dışına kaçar. Türkiye’de de örneklerine rastlanan, aniden kapanan kripto para borsaları ve ortadan kaybolan platformlar bu kategoriye girmektedirdha.com.tr. Böyle durumlarda fail şirket yöneticileri, yatırımcıları aldatarak onların kripto paralarını zimmetlerine geçirdikleri için nitelikli dolandırıcılıktan yargılanırlar. Suç, hem bilişim sistemlerinin kullanılması (çevrimiçi platform) hem de tacir/şirket yöneticisi tarafından işlenmesi nedeniyle birden fazla nitelikli hal kapsamına girebilir. Kanun, herhangi bir nitelikli halin varlığıyla yetindiğinden, ceza üst sınırı yine 10 yıl hapistir. Mağdur sayısı çok olduğu için her bir müşteki açısından ayrı dolandırıcılık suçu oluşabilir; ancak Yargıtay içtihadına göre aynı plan dahilinde birçok kişiye karşı işlenen fiiller zincirleme suç kapsamında değerlendirilebilmektedir (bu makalede Yargıtay kararlarına girilmeyecek, sadece mevzuat temelinde analiz yapıldığından bu konu detaya girilmeyecektir). Ayrıca böyle büyük ölçekli dolandırıcılık vakalarında soruşturma genellikle İstanbul gibi merkezlerde yürütülmekte, uluslararası kaçış varsa kırmızı bülten çıkarılarak faillerin iadesi talep edilmektedir.
Sahte ICO’lar ve Token Dolandırıcılığı: ICO (Initial Coin Offering - İlk Coin Arzı), yeni bir kripto para projesine sermaye sağlamak için kullanılan bir yöntemdir. Dolandırıcılar, gerçekte var olmayan veya değersiz bir blokzincir projesi için cazip bir hikâye kurgulayarak ICO duyurusu yaparlar. Yatırımcılara hayali bir kripto para birimi satışı gerçekleştirilir; karşılığında elde edilen fonlar toplanıp proje ekibi ortadan kaybolur. Mağdurlar ellerinde değersiz "token"lerle kalır. Bu senaryoda da yatırımcılar kandırılarak kendi rızalarıyla ödeme yaptıkları için dolandırıcılık suçu oluşurmghukuk.av.tr. Dolandırıcılar genellikle internet sitesi, sosyal medya ve ünlü isimlerin sahte referanslarını kullanarak kitleleri aldattıklarından, yine TCK 158/1-f kapsamında değerlendirilirler. Ceza, vaka bazında elde edilen haksız kazancın büyüklüğüne bakılmaksızın 3 ila 10 yıl arası hapistir. Eğer dolandırıcılar kendilerini meşru bir şirket gibi göstermişlerse bu ayrıca nitelikli hal (şirket yöneticisi tarafından) sayılabilir.
Kimlik Avı (Phishing) ve Teknik Destek Dolandırıcılığı: Bu yöntemde fail, mağduru hedef alan siber tuzaklar kurarak onun kripto paralarını ele geçirir. Örneğin dolandırıcı, tanınmış bir kripto borsasının müşteri hizmetleri gibi davranıp e-posta/SMS göndererek veya sahte web sitesine yönlendirerek mağdurun hesap şifresini ve 2FA kodlarını çalar. Ardından mağdurun kripto cüzdanındaki varlıkları kendi adresine transfer eder. Bir diğer örnek, sosyal medyada sahte çekiliş veya hediye vaadiyle ("Bize 0.1 BTC yolla, sana 0.5 BTC geri gönderelim" gibi) kullanıcıları kandırarak kripto istemektir. Bu gibi durumlarda mağdur kandırılarak kendi eliyle transfer yaptığı ölçüde dolandırıcılık suçu oluşur. Eğer fail, mağdurun hesabına izinsiz sızıp transfer yapmışsa, bu nokta aldatmadan ziyade bilişim sistemine girme ve verileri değiştirme (TCK 243-244) suçlarına kayar ki bunun ayrımı ileriki bölümlerde ele alınacaktır. Phishing yoluyla dolandırıcılıkta da ceza yine nitelikli dolandırıcılık kapsamında belirlenir. Ayrıca genellikle organize bir yapı söz konusu olduğundan, birden fazla fail ve koordineli eylem varsa suç işlemek için örgüt kurma suçu (TCK 220) bile gündeme gelebilir.
Pump & Dump ve Piyasa Manipülasyonu: Dolandırıcılar, düşük değerli bir kripto para birimini gizlice ellerinde topladıktan sonra sosyal medyada ve forumlarda o kripto para hakkında asılsız övgüler ve haberler yayarak talep oluştururlar. Fiyat hızla yükselince (pump) diğer yatırımcılar fırsatı kaçırmamak için alım yapar. Dolandırıcılar ise tepe noktada ellerindeki varlıkları satarak kar eder ve piyasadan çıkar. Sonrasında şişirilmiş balon patlar, fiyat çakılır (dump) ve geç kalan yatırımcılar büyük zarar yaşar. Bu eylem klasik anlamda bir aldatma ve yapay piyasa manipülasyonu olduğundan, mağdurların dolandırıldığından bahsedilebilir. Türk hukukunda sermaye piyasası aracı olmayan varlıkların manipülasyonu doğrudan SPK mevzuatına tabi değilse de, burada dolandırıcılık suçunun unsurları oluşabilir. Fail, sosyal medyada yalan bilgiler yayarak kitleleri aldattığı için nitelikli dolandırıcılık kapsamında yargılanabilir. Ayrıca eğer bu fiil, organize şekilde ve finansal bir danışmanlık şirketi görünümü altında yapılmışsa ilave suçlar da gündeme gelebilir.
Yukarıdaki senaryolar, günümüzde kripto para dünyasında sıkça görülmekte olup her biri esasen aldatma ve haksız menfaat sağlama unsurlarını içerdiği için ceza hukuku bakımından dolandırıcılık olarak cezalandırılır. Kripto suçları olarak anılan bu vakalarda henüz özel bir suç tipi tanımlanmamış olduğundan, savcılıklar ve mahkemeler mevcut TCK hükümlerini uygulamaktadırmghukuk.av.tr. Uygulamada kripto paranın dijital bir araç olması, suçun niteliğini değiştirmemektedir; sadece suçun işleniş yöntemine dair teknik ayrıntıları farklılaştırmaktadır. Bu nedenle kripto para dolandırıcılığına karışan failler, klasik dolandırıcılık suçlularıyla aynı hükümlere tabi tutulmakta; ancak yukarıda belirtildiği gibi çoğunlukla nitelikli halden dolayı daha yüksek cezalara maruz kalmaktadırlarakademikhukuk.org.
Suçun İspatında Teknik ve Dijital Deliller
Kripto para ile işlenen dolandırıcılıkların ortaya çıkarılması ve ispatı, geleneksel dolandırıcılık vakalarına göre daha fazla teknik uzmanlık ve dijital analiz gerektirebilir. İşlemlerin büyük ölçüde çevrimiçi platformlarda ve blokzincir üzerinde gerçekleşmesi, geride geniş bir dijital izler bütünü bırakır. Bu izlerin doğru tespit edilip delil haline getirilmesi, hem kolluk makamları hem de yargılama mercileri için kritik önemdedir.
Blokzincir kayıtları en önemli dijital deliller arasındadır. Bitcoin, Ethereum gibi halka açık blokzincirlerde yapılan tüm transferler, ilgili kripto para ağının genel defterinde (ledger) kayıt altındadırmghukuk.av.tr. Bu kayıtlar işlem tutarını, gönderici ve alıcı cüzdan adreslerini, işlem zamanını ve blok onaylarını içerir. Blokzincir verileri değiştirilemez ve şeffaftır; herhangi biri, bir cüzdan adresinin işlem geçmişini çevrimiçi tarayıcılar aracılığıyla görüntüleyebilir. Dolayısıyla bir dolandırıcılık vakasında, mağdurun gönderdiği kripto paranın hangi adrese gittiği, oradan hangi ara adreslere aktarıldığı teknik olarak izlenebilir. Nitekim kolluk birimleri de dolandırıcıların kripto para hareketlerini adım adım takip etmek için özel analiz yazılımları (Chainalysis, Elliptic vb.) kullanabilmektedir.
Ancak blokzincirin sağladığı bu şeffaflık, tek başına failleri tespit etmeye yeterli olmayabilir. Zira blokzincir adresleri anonimdir (pseudo-anonymous); bir adresin kime ait olduğunu doğrudan defterden öğrenemezsiniz. Bu noktada devreye dijital adli bilişim (digital forensics) teknikleri ve diğer dijital deliller girer. Soruşturma makamları şu yöntemlere başvurabilir:
Kripto Borsa Kayıtları: Eğer dolandırıcı, mağdurdan aldığı kripto parayı bir kripto para borsasındaki hesabına aktarmışsa, o borsadan kimlik bilgileri talep edilir. Türkiye'deki kripto borsaları MASAK mevzuatı gereği kullanıcılarının kimlik ve adres bilgilerini (KYC – Know Your Customer) tutmak zorundadır. Savcılık, ilgili borsaya müzekkere yazarak belirli cüzdan adreslerinin hangi hesaplara ait olduğunu sorabilir. Yerli borsalarda bu bilgi hızla temin edilebilirken, yabancı borsalarda uluslararası adli yardımlaşma süreçleri gerekebilir. Bu yolla, blokzincirde izlenen şüpheli adresin gerçek kişiye bağlanması sağlanır.
IP Adresleri ve Log Kayıtları: Dolandırıcılık eylemi sırasında kullanılan web sitelerinin, e-posta servislerinin veya mesajlaşma uygulamalarının kayıtları incelenerek failin IP adresi gibi izler tespit edilebilir. Özellikle sahte kripto platformlarının sunucuları veya domain kayıtları analiz edilerek faillerin kimliği veya konumu hakkında ipuçları elde edilebilir. Örneğin sahte bir kripto yatırım sitesini işleten kişinin site barındırma kayıtlarından kimliği tespit edilebilir ya da mağdurla dolandırıcı arasında geçen e-postaların başlık bilgileri incelenerek dolandırıcının IP adresi bulunabilir.
Cihaz ve Depolama İncelemeleri: CMK m.134 uyarınca, şüphelinin bilgisayarları, telefonları ve dijital depolama cihazları mahkeme kararıyla incelenebilir. Böyle bir arama/el koyma işleminde cihazların imajları alınarak uzman bilirkişiler tarafından çözümleme yapılır. Dolandırıcılığa ilişkin yazışmalar (e-postalar, WhatsApp/Telegram görüşmeleri), cüzdan uygulamaları, kripto cüzdan özel anahtarları, şifreler, hesap bilgileri gibi pek çok delil bu cihazlarda bulunabilir. Örneğin failin bilgisayarında mağdurlarla yaptığı yazışmalar veya bir Excel listesinde tüm yatırımcıların kayıtları tespit edilirse, bunlar suçu ispatlayan güçlü delillerdir. Benzer şekilde, failin cihazında ele geçen bir donanım cüzdan (hardware wallet) ya da kağıt cüzdan notları, suça konu kripto paraların izini sürmeye yardımcı olur.
Uzman Raporları (Bilirkişi İncelemesi): Kripto paraların teknik yönü karmaşık olabileceğinden, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde genellikle bilirkişi incelemesine başvurulur. Adli bilişim uzmanları blokzincir analiz raporları hazırlayarak mahkemeye sunarlar. Bu raporlarda şüpheli kripto adreslerinin hareketleri, bağlantılı olabileceği bilinen cüzdanlar (örneğin darknet piyasaları veya önceki dolandırıcılıklarla ilişkilendirilen adresler), coinlerin aklanmak için mikser (mixing service) kullanılıp kullanılmadığı gibi bilgiler detaylandırılır. Ayrıca dijital delillerin bütünlüğü ve güvenilirliği konusunda da bilirkişi görüşü alınır. Dijital deliller kolayca kopyalanabilir veya değiştirilebilir olduğundan, orijinalliklerinin ve kimle ilişkili olduklarının tespiti uzmanlık gerektirireyavuz.av.tr. Bu sebeple, mahkemeler ele geçen dijital materyallerin usulüne uygun şekilde (hash değerleri alınarak) korunduğunu ve incelendiğini, elde edilen bulguların sanığa ait olduğunu doğrulamak adına bilirkişi raporlarına dayanırlar.
Tanık ve Mağdur Beyanları: Birçok kripto dolandırıcılığı, geniş kitleleri etkilediği için onlarca, hatta yüzlerce mağdurun ifadesine başvurulur. Mağdurların dolandırıcıyla nasıl irtibat kurdukları, kendilerine ne tür vaatler verildiği, hangi kanallar üzerinden kandırıldıkları (telefon, sosyal medya, toplantı vs.) gibi hususlar dinlenir ve tutanağa geçirilir. Özellikle mağdurların elinde sözleşme, dekont, yazışma gibi belgeler varsa bunlar da delil olur. Örneğin bir mağdura sahte bir kripto yatırım sözleşmesi imzalatıldıysa ya da dolandırıcı kendini tanıtmak için sahte bir kimlik kullandıysa bunlar evrak delili olarak dosyaya girer.
Para Transfer İzleri: Kriptoya dönüşmeden önce veya dönüşüm sonrası geleneksel finans sistemine tekrar girerken oluşan para izleri takip edilir. Dolandırıcılık geliri genelde banka havalesi, EFT, kredi kartı ödemesi gibi yöntemlerle önce toplanıp sonra kriptoya çevriliyor olabilir. Bu durumda MASAK ve bankacılık gözetim birimleri devreye girerek şüpheli finansal işlemleri rapor edebilir. Kolluk, bankalardan şüphelilerin hesap hareketlerini, kripto borsalara yaptıkları para giriş-çıkışlarını tespit eder. Böylece suç zincirinin fiat para tarafı da ortaya konulabilir. Hatta büyük çaplı vakalarda MASAK, 5549 sayılı Kanun uyarınca şüpheli hesaplara 7 iş günü süreyle geçici bloke koyup savcılığın el koyma kararı almasına fırsat tanıyabilir.
Uluslararası İşbirliği: Kripto paralar sınır tanımadığı için dolandırıcılar yurt dışına kaçabilir veya parayı yabancı platformlara aktarabilirler. Bu durumlarda, Interpol ve ilgili ülkelerin adli makamlarıyla işbirliği yapılması gerekir. Türkiye, birçok ülkeyle adli yardımlaşma anlaşmalarına sahiptir. Örneğin bir dolandırıcının Avrupa'daki bir kripto borsasında hesabı belirlenirse, o ülkeye yazılan istinabe talebiyle hesabın dondurulması ve bilgi paylaşımı istenebilir. Ya da firari fail hakkında kırmızı bülten çıkarılıp iadesi talep edilebilir. Örneğin yakın geçmişte Türkiye’de büyük bir kripto dolandırıcılığı ile suçlanan bir platform kurucusunun yurt dışında yakalanarak iade edilmesi için Interpol kanalları kullanılmıştır (basına yansıyan haliyle). Dolayısıyla kripto dolandırıcılık soruşturmaları çoğu zaman uluslararası ayak içerir ve farklı ülke otoriteleriyle koordinasyonu zorunlu kılar.
Tüm bu dijital delil toplama ve analiz süreçlerinde önemli olan, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü usullere uygun hareket edilmesidir. Hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen dijital deliller mahkemede geçersiz sayılabileceği için, kolluk kuvvetleri arama ve elkoyma işlemlerini hakim kararıyla, uzman personel eşliğinde gerçekleştirmelidir. Örneğin bir bilgisayara el konulduğunda, CMK 134 gereği derhal kopyalama ve imaj alma işlemi yapılmalı; cihazın hash değeri alınarak bütünlüğü korunmalıdır. Aynı şekilde bir kripto borsa hesabına el koyma (dondurma) işlemi yapılacaksa, CMK 128. maddeye göre Sulh Ceza Hakimliği'nden hak ve alacaklara el koyma kararı alınmalıdır. Nitekim günümüzde savcılıklar, şüphelilerin kripto para hesaplarına da bankadaki hesapları gibi el konulmasını talep etmektedir. Örneğin Emniyet tarafından 9 ilde eş zamanlı yürütülen bir operasyonda, 21 şüphelinin toplam 752 adet banka ve kripto para hesabına mahkeme kararıyla el konulduğu İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanmıştıricisleri.gov.tr. Bu tür tedbirler, suça konu kripto varlıkların kaçırılmadan dondurulmasını ve ileride müsadere veya iade edilebilmesini sağlamaktadır.
Özetlemek gerekirse, kripto paraların teknik doğası, dolandırıcılık suçunun ispat aşamasında yeni zorluklar ve imkanlar ortaya çıkarmaktadır. Blokzincir teknolojisi işlemlerin takibini mümkün kılarken, anonimlik faillerin gizlenmesine yardımcı olabilmektedir. Bu nedenle etkin bir soruşturma, hem teknik izleri hem de geleneksel delilleri bir arada değerlendirerek bütüncül bir yaklaşım gerektirir. Dijital dünyada iz bırakmadan hareket etmek neredeyse imkansız olduğundan, uzman ekipler tarafından yürütülen titiz bir inceleme ile kripto dolandırıcılık vakalarının aydınlatılması mümkün olmaktadır.
İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde Kripto Suçlarına Karşı Kolluk Yaklaşımları
İstanbul, Türkiye'nin finansal teknolojiler merkezi konumunda olduğundan, kripto para suçlarıyla mücadelede ön safta yer almaktadır. İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, kripto paraların karıştığı dolandırıcılık vakalarını soruşturan uzman birimlerin başında gelir. Marmara Bölgesi'ndeki diğer büyük illerde (Kocaeli, Bursa, Tekirdağ gibi) de Siber Suçlar şubeleri mevcut olup, bu birimler İstanbul'la koordinasyon halinde geniş çaplı operasyonlar yürütebilmektedir. Özellikle birden fazla ili etkileyen veya uluslararası boyutu olan kripto para soruşturmalarında, İstanbul genellikle operasyonların merkezi konumundadır.
Son yıllarda İstanbul polisinin kripto suç şebekelerine yönelik başarılı operasyonları dikkat çekmektedir. Örneğin 2024 yılında İstanbul merkezli yürütülen kapsamlı bir soruşturmada, paravan şirketler zinciri kurarak vatandaşları dolandıran ve elde ettikleri gelirleri kripto varlıklar üzerinden aklayan bir şebeke çökertildiiha.com.tr. Bu operasyonun ikinci dalgasında 8 şüpheli yakalanmış; şebeke üyelerinin karmaşık para transferleri polis tarafından izlenerek tespit edilmiş ve sonunda toplam değeri 166 milyon TL'yi bulan mal varlıklarına (konut, arsa, araç vs.) el konulmuşturiha.com.triha.com.tr. Soruşturma kapsamında, şebekenin "kripto para borsası" adı altında illegal faaliyetler yürüttüğü ortaya çıkarılmış; hatta yurt dışında tanınmış bir futbol takımına sponsorluk yaparak kendini meşru göstermeye çalıştığı anlaşılmıştır. Bu örnek, İstanbul kolluk birimlerinin kripto para kullanan suç örgütlerini tespit etmek için finansal istihbarat yöntemlerini ve siber analiz tekniklerini bir arada kullandığını göstermektedir. Dolandırıcılık suçu ile suçtan elde edilen gelirin aklanması suçunun iç içe geçtiği bu gibi vakalarda, polis hem siber iz sürme hem de mali analiz yaparak suç zincirini çözmektedir.
Kolluk güçlerinin kripto suçlarına yaklaşımında en önemli unsurlardan biri hızlı müdahale ve önleyici tedbirlerdir. Dolandırıcılık ihbarı alındığında, özellikle kripto paraya dönüşen varlıkların izinin kaybolmaması için zaman kritiktir. İstanbul polisi, mağdurların şikayetlerini aldıktan sonra derhal ilgili kripto borsaları ile temasa geçip şüpheli hesapları askıya aldırmakta ve mahkemeden el koyma kararları çıkartmaktadır. Örneğin yukarıda bahsedilen operasyonda, 752 kripto para hesabına el konulması bunun bir göstergesidiricisleri.gov.tr. Ayrıca Emniyet birimleri, MASAK ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), kripto varlık platformlarından şüpheli işlem bildirimleri toplayarak olası dolandırıcılık veya kara para aklama vakalarını işaret edebilmektedir. İstanbul'daki savcılar da MASAK raporlarını delil olarak değerlendirip, gereken hallerde hesap dondurma ve mal varlığına el koyma talimatları vermektedir.
Marmara Bölgesi özelinde, İstanbul dışında da kripto para dolandırıcılığı vakaları görülmektedir. Özellikle sanayi ve ticaretin yoğun olduğu Kocaeli, Bursa gibi illerde bu tür suçlarda mağdurların başvuruları artmaktadır. İstanbul polisi gerektiğinde çevre illerdeki operasyonlara teknik destek sağlamakta, bölgesel çapta eşzamanlı baskınlar düzenlenebilmektedir. Nitekim bazı soruşturmalar İstanbul merkezli başlayıp Balıkesir, Sakarya gibi illerde de şüphelilerin yakalanmasıyla genişlemektedir. İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen ve kamuoyuna "SİBERAĞ", "SİBERGÖZ" gibi kod isimlerle duyurulan operasyonlarda, belirli periyotlarla ülke genelinde kripto para ile bağlantılı suçların üzerine gidilmekte; bu kapsamda Marmara Bölgesi de dâhil olmak üzere birçok ilde eş zamanlı tutuklamalar yapılmaktadıricisleri.gov.tr.
Kolluk birimleri ayrıca eğitim ve kapasite artırımı yoluyla bu yeni suç trendine adapte olmaya çalışmaktadır. Siber suçlarla mücadele ekipleri kripto paraların teknik yapısı, blokzincir analizi, dijital cüzdanların izlenmesi gibi konularda hizmet içi eğitimler almaktadır. Uluslararası konferans ve çalıştaylara katılım sağlanarak diğer ülkelerin tecrübelerinden faydalanılmaktadır. Örneğin Interpol'ün veya Europol'ün kripto suçlar konulu eğitim programlarına Türkiye’den uzman polisler katılmaktadır. İstanbul’da zaman zaman üniversitelerle ve bilişim uzmanlarıyla işbirliği yapılarak dijital delil analizi konusunda atölyeler düzenlenmektedir. Tüm bu çabalar, kripto para dolandırıcılığıyla daha etkin mücadele edilmesini amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde kolluk güçleri kripto dolandırıcılık suçlarına karşı proaktif bir tutum içindedir. Gelişen teknolojiye paralel olarak, suç yöntemleri evrimleşirken emniyet birimleri de teknik kabiliyetlerini artırmakta ve hukuki mekanizmaları işletmektedir. Her ne kadar kripto paraların anonimlik özelliği suçlulara bir avantaj sağlasa da, disiplinlerarası bir yaklaşımla (siber analiz + mali takip) hareket eden kolluk kuvvetleri, pek çok vakada dolandırıcıları adalete teslim etmeyi başarmıştır.
Ceza Muhakemesi Süreci: Soruşturma ve Kovuşturma Aşamaları
Kripto para dolandırıcılığı iddialarında ceza muhakemesi süreci, şikâyet veya ihbarın alınmasıyla başlar. Mağdur veya mağdurlar, genellikle dolandırıldıklarını anladıkları anda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunur ya da durumu polise bildirir. İstanbul gibi büyük illerde bu şikâyetler çoğunlukla doğrudan Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yönlendirilir. Soruşturma aşamasında savcılık, olayı aydınlatmak için kolluk birimlerine çeşitli talimatlar verir: delillerin toplanması, şüphelilerin tespiti, teknik analizlerin yapılması gibi. Bu süreçte CMK'nın öngördüğü bazı usulî işlemler kritik rol oynar:
Delil Toplama ve Elkoyma Kararları: Savcı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli gördüğü belge ve dijital kayıtları toplar. Özellikle kripto para dolandırıcılığında, yukarıda değinilen şekilde bilgisayarlara el koyma (CMK 134) veya banka/kripto hesaplarına el koyma (CMK 128) kararı alınması gerekebilir. Örneğin şüphelinin banka hesap hareketleri incelenip oradan bir kripto borsaya yüklü para transferi saptanırsa, ilgili borsadaki hesabına hakimden el koyma kararı alınır. Sulh Ceza Hakimliği, makul şüphe gösteren deliller varsa bu talepleri hızla değerlendirir ve karar altına alır. Soruşturma aşamasında gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı da resen el koyma kararı verebilir ancak bunu 24 saat içinde hakime onaylatması gerekir (CMK 127).
Şüpheli ve Tanık İfadeleri: Savcılık, elde ettiği ilk bulgular ışığında şüphelileri tespit ederse, gözaltı talimatı verebilir. Yakalanan şüphelilerden ifade alınır. Kripto para dolandırıcılığında çoğu zaman birden fazla faile ulaşıldığı için, ifadeler arasında çelişkileri değerlendirmek önem kazanır. Tanık olarak mağdurların ayrıntılı beyanları alınır. Mağdurlar, kendilerine ne şekilde yaklaşılmış olduğunu, ne kadar zarara uğradıklarını, faille iletişimlerini en baştan anlatırlar. Bu ifadeler, özellikle dolandırıcılık eyleminin hileli hareketlerini ve mağdurun aldatılma sürecini ortaya koyması bakımından kanıt değerindedir.
Tutuklama ve Adli Kontrol: Toplanan delillere göre kuvvetli suç şüphesi varsa ve failin kaçma ya da delilleri karartma riski bulunuyorsa, savcı şüphelinin tutuklanmasını isteyebilir. Kripto dolandırıcılık genellikle yüksek ceza öngören (üst sınır 10 yıl) bir suç olduğu için tutuklama tedbiri uygulanabilir. Nitekim yurt dışına kaçma ihtimali bu tür davalarda yüksektir (failler ele geçirdikleri varlıklarla ülkeyi terk etmeye meyledebilir). Hakim, tutuklama şartlarını değerlendirecek; yeterli neden varsa tutuklama kararı verecek, aksi takdirde adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerle şüpheliyi serbest bırakacaktır.
İddianame Düzenlenmesi: Soruşturma tamamlanıp yeterli delil elde edildiğinde, savcı iddianame hazırlar. İddianamede olaya ilişkin tüm tespitler, suçun kanuni unsurları, şüphelilerin eylemleri, mağdurların zararları ayrıntılı biçimde anlatılır. Kripto dolandırıcılığı vakalarında iddianame, genellikle TCK 157 veya 158 kapsamında "dolandırıcılık" suçlamasını içerecektir. Eğer nitelikli hal uygulanacaksa iddianamede bu ayrıca vurgulanır (örneğin "bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık" denir). Şüpheli sayısı fazla ve mağdur sayısı çoksa, iddianameler yüzlerce sayfayı bulabilir, her mağdurun ayrı ayrı nasıl kandırıldığı bölümler halinde işlenebilir. İddianame, görevli mahkemeye (genellikle Ağır Ceza Mahkemesi’ne) sunulur.
Kovuşturma Aşaması (Yargılama): İddianamenin kabulüyle birlikte kovuşturma aşaması başlar ve dava mahkemede görülmeye başlanır. Kripto para dolandırıcılığı davaları, öngörülen ceza 10 yıla kadar çıktığı için Ağır Ceza Mahkemeleri'nin görev alanına girerahddurakhukuk.com. Duruşmalarda savcı iddianameyi okur, sanıklar (artık "sanık" sıfatını alırlar) savunmalarını yapar, mağdurlar ve tanıklar dinlenir. Bu tür davalarda genelde bilirkişi raporları delil olarak sunulduğundan, mahkeme bilirkişiyi duruşmaya çağırıp raporu açıklatabilir veya taraflara rapor hakkındaki itirazlarını sorar. Eğer sanıklar suçlamaları reddediyorsa, aleyhlerindeki dijital delillerin doğruluğu/kimliği meselesi tartışılabilir; bu noktada bilirkişi beyanı önem taşır.
Mahkeme, tüm delilleri serbestçe değerlendirerek bir hükme varır. Suçun sabit olduğuna kanaat getirilirse, TCK'da belirtilen sınırlar içinde ceza tayin edilir. Kripto dolandırıcılık genellikle nitelikli hal kapsamında görüldüğünden, mahkeme somut olayın şartlarına göre alt sınır (3 yıl) ile üst sınır (10 yıl) arasında bir hapis cezası belirler. Eğer sanıklar birden fazla kişiyi dolandırmışsa her bir eylem ayrı suç sayılabilir; ancak çoğu durumda aynı yöntemle birden fazla kişiye karşı işlenen fiiller zincirleme suç (TCK 43) kabul edilerek cezada artırım (genelde cezanın dörtte biri oranında) yapılır. Öte yandan sanıkların ceza indiriminden yararlanabileceği bazı durumlar olabilir: Örneğin yargılama sırasında zararın önemli bir kısmını tazmin etmeleri, pişmanlık göstererek mağdurlara paralarını iade etmeye başlamaları gibi hususlar takdiri indirim nedeni yapılabilir. Hatta dolandırıcılık suçunda, suç tamamlandıktan sonra kendi kendine ortaya çıkıp zararın tamamını gideren failler için uygulanan etkin pişmanlık indirimleri söz konusudur (TCK 168, gönüllü geri verme halinde cezada indirim yapılabileceğini öngörür).
Hüküm verilirken mahkeme, dolandırıcılık sonucu elde edilen kripto varlıkların akıbetine de karar verir. Eğer soruşturma esnasında kripto paralara el konulmuşsa, müsadere (devlet hazinesine geçirme) kararı yerine bu varlıkların mağdurlara iadesi yönünde hüküm tesis edilebilir. Mahkeme, el konulan kripto paraların satılıp Türk Lirası karşılığının zarar görenlere dağıtılmasını veya doğrudan aynı cüzdan varlıklarının iadesini (teknik olarak mümkünse) emredebilir. Şayet ele geçen mal varlığı yoksa, mahkeme hükmünde tazminatla ilgili bir karar vermez; mağdurlar, hukuk mahkemelerinde tazminat davası açarak zararlarını talep etmek durumunda kalır (aşağıda mağdur hakları bölümüne bakınız). Ceza davası sonunda verilen mahkumiyet kararı, mağdurların hukuk davasında işlerini kolaylaştırır zira artık fiilin işlendiği sabit görülmüştür.
Yargılama sonucunda sanıklar mahkum olursa, alacakları cezanın süresine göre ceza infaz rejimi devreye girer. Örneğin 5 yıl hapis cezası almış bir kişi, koşullu salıverilme hükümlerine göre belli bir kısmını cezaevinde yattıktan sonra denetimli serbestlikle çıkabilir. Çok yüksek cezalar (ör. 10 yıl ve üzeri) aldılarsa cezaevi süresi uzar. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya erteleme gibi müesseseler, dolandırıcılık suçu kasıtlı bir suç ve genellikle yüksek ceza içerdiği için çoğunlukla uygulanmaz (ancak ceza 2 yılın altında kalır ve sanık daha önce sabıkasız ise HAGB teorik olarak mümkündür).
Eğer yeterli delil bulunamaz veya sanığın suçu işlemediği kanaati oluşursa, mahkeme beraat kararı verecektir. Ceza hukukunda "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince, kesin ve inandırıcı delil olmadıkça mahkumiyet hükmü kurulamaz. Bu durum, karmaşık kripto vakalarında zaman zaman görülebilir; örneğin sanığın cüzdanından mağdurun parası geçmiş ancak sanık "ben de dolandırıldım, hesabımı başkası kullandı" gibi bir savunma yapmış ve kesin ispat yapılamamışsa beraat olabilir. Ancak pratikte teknik deliller çoğu zaman bu savunmaları çürütmektedir (IP kayıtları, cihazında cüzdana erişim kanıtı vs. varsa).
Mahkeme kararı verildikten sonra hem sanıklar hem mağdurlar hem de savcı, istinaf ve temyiz yollarına başvurabilir. Yargıtay içtihatları bu suç tipinde önem taşısa da, bu makalenin kapsamı yargı kararlarını irdelemek olmadığından detaylarına girilmeyecektir. Genel olarak, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde mahkemeler kripto para dolandırıcılığı dosyalarını mevcut dolandırıcılık suçu hükümlerini uygulayarak karara bağlamaktadır.
Mağdur Hakları ve Zararın Tazmini
Kripto para dolandırıcılığına maruz kalan kişilerin, ceza soruşturması ve davası sürecinde ve sonrasında çeşitli hakları ve talep yolları bulunmaktadır. Mağdur hakları, ceza hukukunda son yıllarda güçlendirilmiş bir alan olup, mağdurların sadece şikayetçi olduktan sonra kenara çekilen pasif özne olmaktan çıkıp aktif olarak süreçte yer almalarını amaçlar. Bu kapsamda kripto dolandırıcılığı mağdurları aşağıdaki imkanlara sahiptir:
Soruşturma ve Kovuşturmada Katılan Sıfatı: Mağdur, suçtan zarar görmesi nedeniyle ceza davasına katılan (müdahil) olarak iştirak etme hakkına sahiptir. Soruşturma aşamasında savcılığa başvurarak veya iddianame düzenlendikten sonra mahkemeye dilekçe vererek davaya katılma talebinde bulunabilir. Mahkeme, mağdurun suçtan doğrudan zarar gördüğünü kabul ederek onu katılan olarak davaya dahil eder. Böylece mağdur veya vekili (avukatı), duruşmalara katılabilir, delil sunabilir, tanık dinletebilir, sanığa soru sorabilir ve esas hakkında mütalaa verildikten sonra beyanda bulunabilir. Örneğin çok sayıda mağdurun olduğu kripto para davasında, her mağdurun tek tek duruşmaya gelip konuşması pratik olmayacağından genelde avukatları aracılığıyla ortak beyanlar sunulur. Katılan sıfatıyla mağdurlar, savcının yanında adeta ikinci bir iddia makamı gibi hareket ederek kendi haklarını savunur.
Bilgi Alma ve Süreci Takip Etme: Mağdurlar, soruşturmanın akıbeti hakkında Cumhuriyet Savcılığı’ndan bilgi talep edebilirler. Dosya kapalı değilse (gizlilik kararı yoksa) belgeleri inceleyebilir, dilekçeler sunabilirler. İddianame düzenlendiğinde tebliğ alarak içeriğini öğrenirler. Dava açıldıktan sonra duruşma günlerinden haberdar edilirler. Bu sayede süreç boyunca neler olup bittiğini takip edebilir, gerektiğinde gecikmeler veya eksiklikler konusunda ilgili mercilere başvurabilirler. Örneğin uzun süre işlem yapılmayan bir soruşturma dosyası varsa, mağdurun avukatı Savcılığa müracaat ederek soruşturmanın ilerletilmesini talep edebilir.
Koruyucu ve Önleyici Tedbirler: Bazı durumlarda mağdurların korunması gerekebilir. Özellikle dolandırıcılar mağdurları tehdit ediyorsa veya intikam alma riski varsa, mağdur koruma tedbirleri (yaklaşmama kararı vb.) alınabilir. Kripto dolandırıcılıkta bu nadir olsa da, eğer suç örgütlü ise ve mağdurlar şebeke tarafından tehdit ediliyorsa, kolluk makamları mağdurların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca ekonomik açıdan mağduriyetin büyümemesi için mağdurların uyarılması da bir nevi koruyucu faaliyettir; örneğin bir Ponzi sürerken fark edilirse diğer olası mağdurların zarar görmesini engellemek için kamuoyu bilgilendirmesi yapılabilir.
Zararın Giderilmesi (Tazminat): Mağdurların en büyük beklentisi, dolandırıcılık sonucu kaybettikleri parasal değerin kendilerine geri verilmesidir. Ceza yargılaması, temel olarak failin cezalandırılmasını hedefler; ancak mağdurun zararı ceza davası içinde giderilmemişse, hukuk yollarına başvurmak gerekebilir. Türk Hukuku'nda, suç teşkil eden fiiller aynı zamanda bir haksız fiil oluşturur. Bu nedenle mağdurlar, fail veya sorumlu kişilere karşı tazminat davası açabilirlerhikmetsengul.av.tr. Nitekim kripto para dolandırıcılığı mağdurları da, ceza davasının yanı sıra sivil yargıda uğradıkları maddi zarar (yatırdıkları para, kaçırılan kripto varlıkların değeri) ve manevi zarar (yaşadıkları üzüntü, stres, itibar kaybı vs.) için dava açma hakkına sahiptirahddurakhukuk.comahddurakhukuk.com. Böyle bir tazminat davasında, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı önemli bir delil teşkil eder, çünkü fiilin işlendiği ve failin kimliği artık sabittir. Ancak pratikte, eğer dolandırıcılar paraları harcamış ve üzerlerine kayıtlı mal bırakmamışsa, kazanılan tazminat davasının tahsilatı sıkıntılı olabilir. Hukuk mahkemesinden alınan ilam, İcra Müdürlüğü aracılığıyla infaz ettirilir; fakat borçlunun üzerine kayıtlı haczedilebilir mal yoksa alacak kağıt üzerinde kalabilirhukukihaber.net. Bu durum ne yazık ki birçok dolandırıcılık vakasında görülmektedir: Şirket üzerine malvarlığı bırakmayan dolandırıcılar iflas ettiklerini beyan edip sorumluluktan kaçmaya çalışır, mağdurların elinde ise sadece karşılıksız çekler, senetler veya sonuçsuz icra dosyaları kalırhukukihaber.net.
Devletin İade ve Tazmin Rolü: Bazı hallerde devlet, mağdurun zararını doğrudan tazmin etmese bile, suçtan elde edilen malvarlıklarını toplayıp mağdura dağıtabilir. Özellikle ceza soruşturmasında el konulan kripto paralar veya paraya çevrilen varlıklar varsa, mahkeme hükmüyle bunların iadesi yoluna gidilir. Örneğin bir kripto dolandırıcılık şebekesinden ele geçirilen 4 konut ve 1 arsa, mahkemece müsadere edilmeyip satış bedelleri mağdurlara paylaştırılabiliriha.com.triha.com.tr. Bu, aslında ceza davası içerisinde mağdurların zararının giderilmesi anlamına gelir. Ceza Genel Hukukumuzda Adli Emanet hesabında tutulan paraların mağdurlara iadesi mümkündür. Hatta bazen soruşturma aşamasında sanıklar tutukluluktan kurtulmak veya cezada indirim almak için mağdurlara belli ödemeler yapar; savcılık veya mahkeme bu anlaşmaları gözeterek dosyayı sonuçlandırır. Örneğin sanık, mağdurun zararını karşılamayı kabul eder ve bu gerçekleşirse, mağdur şikayetten vazgeçebilir (dolandırıcılık kamuya karşı suç olduğu için vazgeçme davayı düşürmez ama cezada indirim veya HAGB için zemin oluşturabilir).
Psikolojik ve Hukuki Destek: Mağdur Hakları Daire Başkanlığı, adliyelerde mağdur danışma birimleri kurmuştur. Finansal dolandırıcılık mağdurları da bu birimlerden hukuki süreçlere dair rehberlik alabilir. Mağdurlar, baroların adli yardım servislerine başvurarak avukat talep edebilirler; maddi durumları kötü ise baro onlara ücretsiz bir avukat atayabilir. Keza, dolandırıcılık sebebiyle ruhsal sarsıntı yaşayanlar için psikolojik destek hizmetleri de sunulmaktadır. Kimi vakada, özellikle tüm birikimini kaybeden kişilerde travma ve depresyon görülmekte, bu kişiler uzman desteğine ihtiyaç duyabilmektedir. Hukuk sistemimiz mağdurların ikinci kez mağdur olmasını önlemek (örneğin gereksiz yere defalarca ifade vermelerini engellemek, kişisel verilerini ifşa etmemek vs.) adına çeşitli tedbirler de öngörmüştür. Mağdur hakları, ceza adaletinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmakta ve her geçen gün geliştirilmektedir.
Özetle, kripto para dolandırıcılığı mağdurları hak arama yolları konusunda yalnız değillerdir. Ceza soruşturmasına aktif katılım göstermeleri ve mümkünse uzman bir kripto para avukatından destek almaları, hem faillerin yakalanması hem de kayıplarının telafisi açısından çok önemlidirahddurakhukuk.comahddurakhukuk.com. Ceza davası neticesinde adalet yerini bulsa bile, ekonomik zararlar giderilmedikçe mağduriyet tam manasıyla son bulmaz. Bu nedenle mağdurlar, ceza ve hukuk yollarını eş güdümlü işletmelidir.
Benzer Suç Tipleriyle Karşılaştırma: Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık ve Klasik Dolandırıcılık
Kripto para dolandırıcılığı, özünde bir bilişim yoluyla dolandırıcılık örneğidir. Dolayısıyla, geleneksel yöntemlerle işlenen (yüz yüze, fiziksel ortamda gerçekleştirilen) dolandırıcılık suçları ile bazı yönlerden ayrışır. Bu bölümde, kripto dolandırıcılığının benzer suç tipleriyle farkları ortaya konulacaktır.
1. Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık: Bu kavram, TCK 158/1-f bendinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık halini tarif eder ve halk arasında "bilişim dolandırıcılığı" şeklinde anılmaktadır. Bilişim yoluyla dolandırıcılık, telefon, internet, bilgisayar gibi iletişim ve bilgi teknolojileri kullanılarak işlenen dolandırıcılıkları kapsar. Örneğin internet üzerinden sahte ilan verip kapora almak, telefonda kendini polis-savcı gibi tanıtıp para istemek, e-posta ile piyango kazandınız diyerek insanlar kandırmak bu kategoriye girer. Kripto para dolandırıcılığı da genellikle internet ve bilgisayar sistemleri vasıtasıyla yapıldığı için bu çerçevenin içine otururakademikhukuk.org. Bu tip dolandırıcılıklarda suç genellikle coğrafi olarak uzaktan (fail ile mağdur karşılaşmadan) gerçekleşir; dijital iletişim araçları kullanıldığı için deliller de dijital niteliktedir (yazışmalar, ses kayıtları, IP logları gibi). Hukuki açıdan en önemli fark, ceza miktarındadır: Bilişim kullanılarak işlenen dolandırıcılık, TCK 158 kapsamında 3 ila 10 yıl arası hapis cezasını gerektirirken, aynı fiil bilişim olmaksızın (yani klasik şekilde) işlenirse 1 ila 5 yıl arası hapis öngörülürakademikhukuk.orgakademikhukuk.org. Dolayısıyla, kripto paralar aracılığıyla işlenen bir dolandırıcılık vakası, sırf dijital platform kullanıldığı için daha ağır bir suç sayılmaktadır.
2. Klasik (Adi) Dolandırıcılık: Klasik dolandırıcılık, en yalın şekliyle, failin fiziksel dünyada veya doğrudan iletişim yoluyla hile yaparak mağduru kandırmasıdır. Örneğin bir şahsın kendini bankacı olarak tanıtıp kapı kapı dolaşarak sahte yatırım sözleşmeleri imzalatması veya başka birinin ikinci el araç satışında kilometreyi düşürüp alıcıyı aldatması gibi durumlar klasik dolandırıcılık sayılır. Bu tür dolandırıcılıkta bazen yüz yüze temas olabilir, somut sahte evraklar kullanılabilir veya fail ile mağdur aynı mekanda bulunabilir. Kripto para dolandırıcılığı ise genellikle sanal bir ortamda cereyan eder; mağdurlar, dolandırıcıyı hiç görmeden, sadece dijital arayüzler üzerinden etkileşime girer. Klasik dolandırıcılıkta deliller çoğu kez fiziksel (örneğin sahte bir senet, kontrat, sahte kimlik) iken, kripto dolandırıcılıkta deliller dijitaldir (blokzincir kayıtları, elektronik mesajlar vb.). Bununla birlikte, suçun çekirdeği her iki durumda da aynıdır: hileli davranışla kandırma ve menfaat sağlama. Yani bir kripto dolandırıcısı ile geleneksel "tokatçı" arasındaki fark, kullandıkları araçların modernliğinden ibarettir; ahlaki ve hukuki açıdan ikisi de dolandırıcıdır. Ancak yasal sonuçlar açısından bakarsak, kripto olayları bilişim kullanmayı içerdiğinden mahkeme tarafından nitelikli hal sayılır ve bu yönüyle klasik dolandırıcılığa göre daha yüksek ceza verilir. Örneğin bir kişi elden nakit vererek sahte bir kripto yatırımına katılmış olsa dahi, eğer bu yatırım planı internet üzerinden sunulmuşsa yargılama nitelikli dolandırıcılık şeklinde olacaktır.
3. Bilişim Suçları (Hackleme) ve Dolandırıcılık Ayrımı: Kripto paraların karıştığı suçlarda bazen eylemin dolandırıcılık mı yoksa başka bir suç mu olduğu karışabilir. Önemli bir ayrıma dikkat etmek gerekir: Dolandırıcılık, mağdurun rızasının hile ile elde edildiği suçlardır. Buna karşılık, eğer mağdurun rızası hiç yoksa ve fail teknoloji kullanarak mağdurun varlığını çalıyorsa, bu dolandırıcılık değil bilişim suçu ve hırsızlık kapsamına girer. Örneğin bir kripto para borsasına siber saldırı düzenleyip herkesin hesabından Bitcoin çalan hacker, mağdurları aldatmamıştır; aksine sistemlerini kırarak hırsızlık yapmıştır. Böyle bir durumda TCK 142 (nitelikli hırsızlık) veya TCK 244 (bilişim sistemine girerek yarar sağlama) maddeleri gündeme gelir. Nitekim Yargıtay kararlarında, internet bankacılığı şifrelerini kırıp hesap boşaltma fiilleri dolandırıcılık değil, bilişim suretiyle hırsızlık olarak nitelendirilmektedir. Kripto paralar için de benzer yaklaşım geçerlidir: Mağdurun haberi olmadan cüzdanına erişilip para çekilmişse, bu dolandırıcılık suçunun unsurlarını karşılamaz (çünkü aldatma yoktur), bunun yerine farklı suçlar oluşur. Özetle, aldatma varsa dolandırıcılık, teknik müdahaleyle izinsiz alma varsa hırsızlık/bilişim suçu ayrımı yapılır. Kripto para dolandırıcılıkları çoğunlukla aldatma içerdiğinden TCK 157-158'e girer; ancak kripto varlıkların çalınması vakalarında TCK 142 ve 244 devreye girer.
4. Güveni Kötüye Kullanma: Bir diğer benzer suç tipi, güveni kötüye kullanma suçudur (TCK 155). Bu suçta fail ile mağdur arasında önceden mevcut bir güven ilişkisi vardır ve fail, zilyetliği kendisine devredilmiş bir malı (veya parayı) amacı dışında kendi menfaatine kullanır. Kripto para bağlamında örneğin bir kişinin arkadaşına "şu parayı benim cüzdanımda tutar mısın" diyerek verdiği Bitcoin'i o arkadaş habersiz satıp parayı harcarsa, bu dolandırıcılık değil güveni kötüye kullanma olabilir. Çünkü burada aldatma yok, önceden rızayla teslim etme var fakat sonrasında güvenin ihlali var. Dolandırıcılıktan farkı, fiilin hileli davranışla değil var olan güven ilişkisine dayanarak gerçekleştirilmesidir. Cezası da farklıdır (bir yıldan 7 yıla kadar hapis, nitelikli halinde 2-6 yıl). Uygulamada, bazı kripto para anlaşmazlıklarında dolandırıcılık ile güveni kötüye kullanma suçu arasında değerlendirme yapmak gerekebilir. Örneğin kripto alım-satımı yapan bir aracı, müşterisinin parasını alıp kripto satın alması gerekirken almayıp parayı kendi menfaatine kullanmışsa, eğer baştan niyeti kötü değildi sonradan çark ettiyse bu güveni kötüye kullanmaya daha yakın olabilir. Fakat genellikle kripto para "yatırım danışmanıyım" diyen kişiler baştan aldatma kastıyla hareket ettiğinden dolandırıcılık suçu oluşur.
5. Özel Kanunlarda Düzenlenen Dolandırıcılık Benzeri Suçlar: Kripto para dolandırıcılığı bazı yönleriyle mevcut düzenlemelerdeki başka suç tiplerine de benzerlik gösterebilir. Örneğin Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca izinsiz halka arz yapmak, yatırım danışmanlığı yapmak, piyasa dolandırıcılığı yapmak gibi fiiller ayrı suç olarak tanımlanmıştır. Kripto paralar henüz SPK kapsamında menkul kıymet olarak tanımlanmadığından, bunlara ilişkin dolandırıcılıklar SPK suçu olarak ele alınamıyor. Ancak ileride kanun değişirse, bazı kripto token dolandırıcılarının SPK’nın piyasa dolandırıcılığı (SPK m.107) veya izinsiz sermaye piyasası faaliyeti suçlarından da sorumlu tutulması gündeme gelebilir. Yine Bankacılık Kanunu’nda, izinsiz mevduat toplamak suçtur; kripto bahaneli Ponzi’ler bazen banka izni olmadan para toplayıp işletme vaadi içerdiğinden bu suça da vücut verebilir. Fakat güncel durumda, yasal boşluklar nedeniyle genelde tüm bu eylemler TCK genel hükümlerine (dolandırıcılık, vs.) göre kovuşturuluyorhukukihaber.net. Bu da kripto para vurguncularının kısmen yasal boşluktan istifade etmesine sebep olabiliyor; zira özel bir düzenleme olmadığı için denetimsiz şekilde faaliyet gösterip ancak suç işlendikten sonra yakalanabiliyorlarhukukihaber.net.
Özetle, kripto para dolandırıcılığı bilişim çağının bir suç tipi olarak, geleneksel dolandırıcılıktan yöntem ve delil yapısı bakımından ayrılırken; hukuki nitelik bakımından aynı temel prensiplere tabidir. Bilişim yoluyla işlenmesi onu nitelikli hal yapar ve cezasını ağırlaştırır. Klasik dolandırıcılıktan farkı genelde fail-mağdur iletişiminin sanal olması ve suç mekanının internet ortamı olmasıdır. Diğer bilişim suçlarıyla farkı ise aldatma unsuru barındırmasıdır. Bu bağlamda kripto dolandırıcılığı, bilişim suçları ile klasik malvarlığı suçları arasında kesişen kendine özgü bir yerde durmaktadır. Ancak mevcut yasal çerçeve içinde TCK'daki dolandırıcılık suçu tanımı, kripto paralar aracılığıyla yapılan aldatıcı eylemleri karşılamaya yeterlidir; ayrı bir suç tipi yaratılmamış olması, uygulamada ciddi bir boşluk oluşturmamaktadır. Yine de, sektöre özgü düzenlemelerin eksikliği nedeniyle suç öncesi denetimlerin zayıf kalabildiği, bunun da dolandırıcılara alan açtığı eleştirileri yapılmaktadırhukukihaber.net.
Sonuç
Kripto para teknolojileri ve blokzincir, finans dünyasında köklü dönüşümler yaratırken, ceza hukuku alanında da yeni sınamalar ortaya çıkarmıştır. İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde değerlendirildiğinde, son yıllarda kripto dolandırıcılığı vakalarının arttığı, bu durumun hem kamu otoritelerini hem de yatırımcıları tedbirler almaya sevk ettiği görülmektedir. Mevcut hukuk sistemi, özel bir "kripto suçu" ihdas etmemiş olsa da, Türk Ceza Kanunu'ndaki dolandırıcılık hükümleri dijital dünyadaki bu aldatma eylemlerini cezalandırmaya yeterli olacak esnekliktedir. TCK 157 ve 158 maddeleri, kripto paralar üzerinden işlenen dolandırıcılıkları kapsamakta; özellikle bilişim sistemlerinin kullanılması halini nitelikli suç sayarak ağır ceza öngörmektedirdha.com.tr. Bu sayede, kripto varlıkları araç kılan dolandırıcılar hukuken boşlukta kalmamakta, yaptıkları yanlarına kâr kalmamaktadır.
Bununla birlikte, kripto ekosisteminin kendine has özellikleri, uygulamada bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Suçun ispatında dijital delillerin önemi artmış, anonimlik perdesini aralamak için emniyet güçleri yeni yöntemler geliştirmek durumunda kalmıştır. Hukuki süreçler de teknolojiye uyum sağlama çabasındadır; zira dünyanın her yerinde hukuki gelişmeler, gelişen teknolojiyi bir nebze geriden takip etmektedirdha.com.tr. Türkiye'de de kripto paraların oluşturduğu risklere hukuki uyum sağlanması vakit almıştır, ancak son dönemde bu alanda önemli adımlar atılmıştır. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin regülasyonların devreye girmesi, SPK ve MASAK gibi kurumların kapsama alanını genişletmesi, yatırımcıların korunması adına atılan olumlu adımlardırdha.com.tr. Yakın gelecekte kripto paraların yasal tanımı, lisanslama şartları, vergilendirme rejimi gibi konular netleştikçe, hem önleyici tedbirler güçlenecek hem de suç sonrası yaptırımlar daha etkin uygulanabilecektir.
Avukatlar ve hukuk uygulayıcıları açısından kripto para dolandırıcılığı, teknik bilgi ile hukuki bilgiyi harmanlamayı gerektiren bir uzmanlık alanı haline gelmektedir. Bu alanda çalışan hukukçuların, blokzincir işleyişi, dijital cüzdan mantığı, uluslararası borsa prosedürleri gibi konulara vakıf olması beklenir. Benzer şekilde, yatırımcılar ve halk da kripto dünyasında karşılaşabilecekleri riskler konusunda bilinçlenmelidir. Yüksek getiri vaadiyle sunulan her teklife şüpheyle yaklaşmak, sadece güvenilir ve yasal platformları kullanmak, kişisel anahtar ve şifre güvenliğine azami önem vermek temel tedbirlerdirdha.com.trdha.com.tr. Unutulmamalıdır ki, dijital ortamda hukuki güvenlik önlemleri alınmadan hareket etmek, büyük riskler barındırırdha.com.tr.
Sonuç olarak, kripto para dolandırıcılığına karşı hem cezai yaptırımlar hem de düzenleyici mekanizmalar devreye sokularak çok yönlü bir mücadele sürdürülmektedir. İstanbul ve Marmara Bölgesi gibi merkezlerde kolluk birimleri operasyonlarını sıklaştırmış, adli makamlar da emsal teşkil edecek kararlarla kripto varlıkların da klasik malvarlığı değerleri gibi korunmaya layık olduğunu ortaya koymuştur. Bu gelişmeler, teknolojiyle evrimleşen dijital suçlar karşısında hukukun da dinamizmini koruduğunu göstermektedir. Yine de, hukukun nihai hedefi sadece suç sonrası cezalandırma değil, suçun önlenmesi ve mağduriyetlerin hiç yaşanmamasıdır. Bu bakımdan, bireylerin farkındalık kazanması ve finansal okuryazarlık düzeyinin artması son derece önemlidirdha.com.tr. Kripto paralara yatırım yapan ya da bu alanda işlem yapan herkesin, temel hukuki bilgilerle donanması, karşılaşabilecekleri dolandırıcılık girişimlerini erken fark ederek engellemelerine yardımcı olacaktır.
Gelişen teknoloji, beraberinde kaçınılmaz olarak yeni suç türleri getirse de; hukukun evrensel ilkeleri bu yeni duruma uyarlanarak toplumu koruma görevini sürdürür. Kripto dolandırıcılığıyla mücadelede de Türk hukuku, mevcut araçlarını kullanarak ve gerektiğinde yeni düzenlemeler üreterek hem caydırıcılığı sağlamaya hem de mağdurları korumaya devam edecektir. Bu süreçte avukatlar, yatırımcılar ve kamu otoriteleri arasında bilgi paylaşımı ve işbirliği arttıkça, kripto para dünyası daha güvenli ve sürdürülebilir bir ekosistem haline gelecektir. dha.com.tr