Kripto Para Vurgunu: Kavramı, Yöntemleri ve Türkiye'deki Durum

Avukat Bilal ALYAR

Kripto Para Vurgunu: Kavramı, Yöntemleri ve Türkiye’deki Durum

Giriş

Kripto paralar, son yıllarda tüm dünyada ve Türkiye’de büyük ilgi görmüş, yeni bir yatırım aracı haline gelmiştir. Özellikle ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon ortamında, birçok kişi birikimlerini korumak veya hızlı kazanç elde etmek amacıyla kripto varlıklara yönelmektedir. Türkiye, nüfusuna oranla kripto paraların en yoğun kullanıldığı ülkeler arasındadır. Öyle ki 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye nüfusunun %19,3’ü kripto varlıklara yatırım yapmış durumdadır ve bu oranla Türkiye dünya çapında üçüncü sırada yer almaktadıraa.com.traa.com.tr. Bu denli yaygın bir yatırım aracı haline gelen kripto paralar, ne yazık ki kötü niyetli aktörlerin de ilgisini çekmekte ve “kripto para vurgunu” olarak adlandırılan çeşitli dolandırıcılık eylemlerine zemin hazırlamaktadır. Akademik bir bakış açısıyla hazırlanan bu makalede, kripto para vurgunu kavramı teknik yönleriyle ele alınacak; İstanbul ve Marmara Bölgesi odağında olmak üzere Türkiye genelindeki örnekler incelenecek; sosyal mühendislik teknikleri ve dolandırıcılık yöntemleri açıklanacak; blockchain teknolojisinin suç amaçlı kötüye kullanım yolları tartışılacak ve mevcut mevzuat ile düzenleyici çerçeve analiz edilecektir. Amaç, genel kamuoyunu bilgilendirirken yasal risk oluşturmadan, kripto para dolandırıcılığına dair kapsamlı ve teknik derinliğe sahip bir değerlendirme sunmaktır.

Kripto Para Vurgunu Kavramı Nedir?

Kripto para vurgunu, dijital varlıklar alanında gerçekleştirilen her türlü aldatıcı plan, dolandırıcılık veya hileli girişim için kullanılan genel bir ifadedir. Geleneksel finans dünyasındaki “Ponzi oyunları” veya banka dolandırıcılıklarına benzer biçimde, kripto para vurgunları da yatırımcıları sahte vaatlerle kandırarak onların varlıklarını ele geçirmeyi hedefler. Burada ayırt edici unsur, kullanılan aracın kripto paralar ve blockchain teknolojisi olmasıdır. Kimi zaman bu vurgunlar, yüksek kazanç vaadiyle ortaya çıkan sahte kripto para projeleri veya kripto para tuzakları şeklinde görülür. Örneğin, hayali bir kripto varlık oluşturup bunu “çok değerlenecek yerli ve milli coin” gibi lanse eden dolandırıcılar, kısa sürede binlerce kişiden para toplayabilir. 2018 yılında Kocaeli merkezli ortaya çıkan Turcoin olayı, bu duruma çarpıcı bir örnektir. Turcoin adlı proje “Türkiye’nin ilk dijital parası” sloganıyla tanıtılmış; kar payı dağıtma vaadiyle halktan yaklaşık 1 milyar TL para toplamış; ancak daha sonra bu yapının bir saadet zinciri dolandırıcılığı olduğu ortaya çıkmıştırsozcu.com.tr. Turcoin vakası binin üzerinde yatırımcıyı mağdur etmiş ve kripto para vurgunu kavramının Türkiye’de geniş kitlelerce duyulmasına yol açmıştır.

Kripto para vurgunu kavramı, tek bir yöntemle sınırlı değildir. Dolandırıcılar, kripto dünyasının yeniliğinden ve birçok kişinin bu teknolojiyi tam olarak anlayamamasından faydalanarak çeşitli yöntemler geliştirirler. Örneğin, kripto para borsası görünümlü web siteleri veya mobil uygulamalar açarak insanları kandırmak sık görülen bir yöntemdir. Bu tür sahte platformlar, gerçek bir kripto para borsası gibi davranarak kullanıcıların para yatırmasını sağladıktan sonra aniden kapanmakta ve yatırımcıların parası dolandırıcıların eline geçmektedir. Türkiye’de 2021 yılında faaliyetlerini durduran Thodex borsası bunun en bilinen örneklerinden biridir. İstanbul merkezli bu kripto platformu, bir süre sorunsuz çalışıp kullanıcı tabanı edindikten sonra işlemleri aniden durdurmuş ve kurucusu yurt dışına kaçmıştır. Ardında yaklaşık 2 bin civarında mağdur bırakan Thodex soruşturmasında hazırlanan iddianamede vurgunun miktarı 356 milyon TL olarak kayıtlara geçmiştirtv100.com. Bu olay, Türkiye’de kripto para alanındaki en büyük vurgunlardan biri olarak tarihe geçmiş; kripto para dolandırıcılığı (kripto dolandırıcılığı) riskinin boyutlarını gözler önüne sermiştir.

Kripto para vurgunları sadece borsa veya proje düzeyinde olmayabilir. Bireysel düzeyde işlenen birçok kripto dolandırıcılığı vakası da vardır. Örneğin, kendisini kripto para uzmanı veya yatırım danışmanı gibi tanıtan dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden veya yüz yüze bağlantılarla insanları kandırabilmektedir. “Kripto para yatırım tüyosu” verme vaadiyle insanlardan para ya da kripto varlık toplayan, sonrasında ortadan kaybolan kişiler de kripto vurgunu kavramının bir parçasıdır. Dolayısıyla, kripto para vurgunu denildiğinde; düzenbaz bir kripto projesi, sahte bir borsa, ponzi tarzı bir saadet zinciri veya bire bir güven suiistimali yoluyla kripto varlıkların çalınması gibi geniş bir yelpazedeki dolandırıcılık yöntemleri anlaşılmalıdır. İzleyen bölümlerde bu yöntemler daha detaylı incelenecektir.

İstanbul ve Marmara Bölgesi Odağında Kripto Dolandırıcılığı

İstanbul, Türkiye’nin finansal merkezi olması ve nüfus yoğunluğu nedeniyle kripto para faaliyetlerinin de merkezi konumundadır. Marmara Bölgesi genel olarak ekonomik canlılığı yüksek, teknolojiye erişimin yaygın olduğu bir bölgedir. Bu nedenle kripto para yatırımları ve maalesef kripto para dolandırıcılıkları en sık bu bölgede gündeme gelmektedir. Son yıllarda İstanbul’da ortaya çıkarılan pek çok kripto vurgunu haberi basına yansımıştır. Özellikle büyük çaplı dolandırıcılıkların organizatörleri, İstanbul’u bir üs olarak kullanmayı tercih edebilmektedir. Bunun bir nedeni, hem çok sayıda potansiyel yatırımcıya (kurbanlara) erişimin kolay olması, hem de büyük şehir ortamının kalabalığında kaybolmanın nispeten mümkün olmasıdır.

Nitekim, küresel çapta faaliyet gösteren bazı kripto dolandırıcılarının dahi yakalanmak için İstanbul’u saklanma yeri olarak seçtiği görülmüştür. Örneğin, 2023 yılında faaliyetlerini durduran OmegaPro adlı uluslararası saadet zinciri yapısı bunun çarpıcı bir örneğidir. Dubai merkezli kurulan OmegaPro, dünyada 3 milyona yakın kişiyi %300 gibi akıl almaz kâr vaadiyle dolandıran bir kripto yatırım platformuydubizimtv.com.trbizimtv.com.tr. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede insanları ağına düşüren bu yapı, aslında modern bir Ponzi oyunu olarak çalışmış; yeni üyelerden gelen paralarla eski üyelere bir süre ödeme yaparak güven kazanmış ve sonunda yatırımcıların paralarını çekemediği bir noktada çökmüştürbizimtv.com.tr. OmegaPro’nun kurucularından Andreas Szakács, İsveç vatandaşı olmasına rağmen yakalanmamak için sahte kimlikle Türkiye’ye gelip İstanbul’un Beykoz ilçesinde lüks bir sitede saklanırken güvenlik güçlerince yakalanmıştırbizimtv.com.tr. Bu operasyon, İstanbul’un uluslararası kripto dolandırıcıları için dahi bir saklanma merkezi olabildiğini göstermiştir. Aynı zamanda İstanbul Emniyeti ve Jandarması’nın, böylesi karmaşık uluslararası dolandırıcılık vakalarını ortaya çıkarma konusundaki başarısını ortaya koymaktadır.

Marmara Bölgesi genelinde de kripto para vurgunlarına dair çeşitli örnekler yaşanmıştır. Yukarıda bahsedilen Turcoin saadet zinciri vakasının Kocaeli’de gerçekleşmesi, Marmara’daki bir başka büyük olaydır. Yine 2021 yılında ülke çapında gündem olan bir diğer borsa skandalı Vebitcoin ise faaliyetlerini Ege Bölgesi’nde (Muğla) yürütmüş olsa da mağdurları Marmara dahil tüm yurda yayılmıştır. İstanbul özelinde, daha küçük çaplı birçok dolandırıcılık olayı da gündeme gelmektedir. Örneğin, İstanbul’da bir kripto para yatırım danışmanı olduğunu iddia eden kişilerin, yatırımcılardan para toplayıp yüksek kazanç vaadiyle kayıplara karıştığı vakalar görülmüştürgazetememur.com. Yine İstanbul merkezli kurulan ve sosyal medyada agresif reklam yaparak insanları çeken sahte kripto yatırım uygulamalarına dair haberler mevcuttur. Bu gibi dolandırıcılıklarda, dolandırıcılar çoğu zaman merkezi bir ofis veya fiziksel adres göstermeyip dijital kanallar üzerinden faaliyet yürüttükleri için yakalanmaları da zorlaşmaktadır.

İstanbul, aynı zamanda kripto para ile işlenen diğer suçların da kesişim noktasıdır. Örneğin, yasa dışı bahis faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin kripto paraya çevrilerek aklandığı tespit edilen çeteler İstanbul’da ortaya çıkarılmıştır. 2021 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen bir operasyonda, yurt dışından gelen bazı kişilerin kripto paralar kullanarak yasa dışı bahis organizasyonu kurduğu ve buradan kazandıkları paraları kripto varlıklara çevirip soğuk cüzdanlara aktararak izlerini kaybettirmeye çalıştıkları belirlenmiştiremlakkulisi.comemlakkulisi.com. Bu örnek, kripto varlıkların sadece yatırım dolandırıcılığı değil, diğer suç gelirlerini gizleme amacıyla da Marmara Bölgesi’nde kullanıldığını göstermektedir.

Tüm bu örnekler, İstanbul ve Marmara Bölgesi’nin kripto para vurgunlarında hem fail hem mağdur açısından odakta olduğunu ortaya koymaktadır. Bölgenin ekonomik büyüklüğü, nüfus yoğunluğu ve teknolojik altyapısı, kripto para dolandırıcıları için geniş bir hareket alanı sunarken; aynı zamanda kolluk kuvvetleri ve düzenleyiciler için de ciddi bir mücadele alanı yaratmaktadır. Bir sonraki bölümde, bu vurgunların nasıl gerçekleştirildiği, dolandırıcıların ne gibi yöntemler kullandığı detaylı biçimde ele alınacaktır.

Sosyal Mühendislik ve Yüksek Kazanç Vaadi

Kripto para dolandırıcılarının en güçlü silahlarından biri sosyal mühendislik teknikleridir. Sosyal mühendislik, teknolojiye yönelik bir terim olmakla birlikte aslında insan psikolojisini manipüle etme sanatıdır. Dolandırıcılar, kurbanlarının zaaflarını, korkularını veya açgözlülüklerini istismar ederek onları kandırırlar. Kripto para bağlamında sosyal mühendislik genellikle "hızlı ve yüksek kazanç vaadi" şeklinde karşımıza çıkar. Yatırımcılara çok kısa sürede zengin olabilecekleri, ellerindeki kripto varlığın birkaç katına çıkacağı veya yeni bir fırsatı kaçırmamaları gerektiği söylenir. Bu vaatler genellikle sahte başarı hikâyeleri, lüks yaşam görüntüleri veya “erken kalkan yol alır” tarzı baskı unsurlarıyla desteklenir.

Dolandırıcılar güven sağlamak için çeşitli rollere bürünebilirler. Örneğin, kendisini kripto para piyasalarında uzman bir analist veya yatırım danışmanı olarak tanıtan kişiler vardır. Bu kişiler sosyal medyada (Twitter, Instagram gibi) veya Telegram, WhatsApp gibi mesajlaşma platformlarında kendilerine bir takipçi kitlesi oluştururlar. Canlı yayınlar yaparak veya paylaştıkları içeriklerle kendilerini “başarılı trader” olarak lanse ederler. Türkiye’de yakın dönemde ortaya çıkan bir dolandırıcılık olayında, Metin E. adlı bir kişi sosyal medya hesaplarında Bitcoin yorumcusu ve bulut madenciliği yatırımcısı kimliğiyle sık sık canlı yayınlar yapmış, böylece insanların güvenini kazanmıştırgazetememur.com. Daha sonra Telegram’da kurduğu gruplarda yüksek kâr vaadiyle yüzlerce kişiden para topladığı ve bu kişileri dolandırdığı ortaya çıkmıştırgazetememur.com. Kurbanlar, bu sahte uzmanla etkileşime geçerken onun güvenilir olduğuna inandırılmış; hatta bazıları hayat birikimlerini veya kritik bir amaç için ayırdıkları paraları (örneğin bir mağdurun eşinin tedavi masrafları için biriktirdiği para) bu kişiye kaptırmıştırgazetememur.com. Bu örnek, sosyal mühendislik yoluyla güven tesis etmenin ve duygusal manipülasyonun ne denli etkili olabildiğini acı bir şekilde göstermektedir.

Yüksek kazanç vaadi, sosyal mühendislikte en sık başvurulan tuzaktır. Dolandırıcılar genellikle “kaçırılmayacak fırsat” algısı yaratırlar. Örneğin “Elimde içerden aldığım bir tüyo var, filan altcoin yakında 10’a katlayacak” gibi söylemlerle kurbanları cezbedebilirler. Ya da “Yeni çıkan bir kripto para var, ilk yatırımcılarına aylık %30 kâr payı dağıtıyor” şeklinde saadet zinciri tarzı öneriler sunarlar. İnsan doğası gereği, özellikle finansal konularda hem açgözlülük (daha fazlasını kazanma isteği) hem de FOMO (fear of missing out – fırsatı kaçırma korkusu) duyguları ağır basabilir. Dolandırıcılar bu duyguları tetikleyerek insanların mantıklı düşünme eşiklerini aşmalarını sağlarlar. Rasyonel bir ortamda “bu kadar yüksek getiri vaadi gerçek olamaz” diye düşünecek bir kişi, baskı altındayken veya herkesin bu fırsattan yararlandığı illüzyonuna kapıldığında aynı sağduyuyu gösteremeyebilir.

Bir başka sosyal mühendislik yöntemi de referans ve güven zinciri oluşturmaktır. Dolandırıcı, halihazırda küçük bir kitleyi kandırıp onlara ilk etapta gerçekten ödeme yapar ya da kazanç gösterir. Bu kişiler, çevrelerindeki tanıdıkları da sisteme çekmeye başlarlar. Örneğin bir saadet zinciri uygulamasında ilk katılanlara bir-iki ay düzenli yüksek kâr payı ödenebilir. Bunu gören mevcut yatırımcılar daha çok güvenir ve daha fazla para yatırır; ayrıca yakınlarını da davet eder. Türkiye’deki kripto para saadet zinciri vakalarında bu durum sık yaşanmıştır. “Arkadaşımı kırmadım, küçük birikimimi yatırdım, ilk başta para kazandım, sonra daha büyük meblağ yatırdım ve sonunda hepsini kaybettim” diyen çok sayıda mağdur bulunmaktadır. Bu, dolandırıcıların sosyal çevreleri ve kişisel güven ilişkilerini de bir araç olarak kullandığını ortaya koyar.

Özellikle İstanbul gibi sosyal ağların geniş ve çeşitli olduğu bir metropolde, bu tür referans yöntemleriyle çok sayıda kişiye ulaşmak mümkündür. Bir mahallede, bir iş yerinde veya üniversite çevresinde başlayan bir “kripto fırsatı” söylentisi hızla yayılabilir. Maalesef pek çok kişi, bu söylentileri araştırmadan, sadece güvendiği bir tanıdığının tavsiyesi diye yatırım yapabilmektedir. Sosyal mühendisliğin belki de en üzücü yanı, dolandırıcıların kurbanlarını kandırırken onların güven duygusunu ve iyi niyetini istismar etmesidir. Bu nedenle, kripto para gibi karmaşık ve teknik bilgi gerektiren bir alanda, alınacak en önemli önlem her zaman eleştirel düşünmek, aşırı iyi görünen tekliflere şüpheyle yaklaşmak ve bağımsız araştırma yapmaktır. Makalenin ilerleyen kısımlarında, dolandırıcıların kullandığı teknik yöntemler ve bunlara karşı alınabilecek önlemler de ele alınacaktır.

Yaygın Kripto Dolandırıcılık Yöntemleri

Kripto para ekosisteminde karşılaşılan dolandırıcılık yöntemleri çeşitlilik göstermektedir. Aşağıda kripto dolandırıcılığı alanında en yaygın görülen teknikler ve tuzaklar, örneklerle birlikte açıklanmaktadır:

  • Ponzi ve Saadet Zinciri Şemaları: Bu yöntemde dolandırıcılar, yatırımcılara sürekli ve yüksek oranda getiri vaat eden bir sistem sunar. Aslında ortada gerçek bir kazanç faaliyeti yoktur; eski yatırımcılara ödenen sözde kâr payları, sisteme yeni katılanların getirdiği paradan karşılanır. Sistem, yeni para akışı durunca çöker ve son girenler büyük zarara uğrar. Kripto para alanında Ponzi şemaları sıkça görülür. Örneğin yukarıda değindiğimiz Turcoin olayı ve OmegaPro bu tür şemalara dayanmıştır. OneCoin adlı global saadet zinciri ise kripto tarihindeki en büyük dolandırıcılıklardan biri olarak bilinir; kurucusu Ruja Ignatova (namıdiğer “Kripto Kraliçesi”) 2016-2017 yıllarında dünya çapında 4 milyar dolarlık vurgun yaparak ortadan kaybolmuşturbizimtv.com.tr. Bu tür şemalar, genellikle “kripto yatırım mağduriyeti” ile sonuçlanır ve binlerce kişinin mağduriyetine yol açabilir.

  • Sahte Kripto Para Borsaları ve Cüzdanlar: Dolandırıcılar, gerçek bir kripto para borsası veya dijital cüzdan uygulaması gibi görünen sahte platformlar geliştirir. Kullanıcılar bu platformlara kayıt olup para veya kripto yatırdıklarında, dolandırıcılar bu varlıkları çalarak siteyi kapatır. Thodex vakası gerçek bir borsa olmakla birlikte benzer mağduriyet yaratmıştır; ancak tamamen sahte siteler de mevcuttur. Örneğin, URL’si veya arayüzü itibariyle bilinen bir borsayı taklit eden web siteleri açılabilir. Kullanıcı farkında olmadan bu siteye kendi hesap bilgilerini girdiğinde, aslında dolandırıcılara teslim etmiş olur. Ayrıca Google aramalarında üst sıralara çıkmak için reklam veren sahte borsalar da tespit edilmiştir. Bu tip vakalarda, kullanıcıların siteyi fark etmesi genellikle çok geç olur ve yatırdıkları varlıkları geri alma imkanı kalmaz.

  • Kimlik Avı (Phishing) ve Sosyal Medya Tuzağı: Kripto para dolandırıcıları, e-posta, mesaj veya sosyal medya aracılığıyla resmi kurumları ya da popüler kripto platformlarını taklit eden phishing (oltalama) saldırıları yaparlar. Kullanıcıya gönderilen bir e-postada, örneğin “Hesabınız güvensizlik tespit edildi, lütfen parolanızı sıfırlayın” gibi bir mesajla birlikte sahte bir link yer alabilir. Bu linke tıklayan kullanıcı, aslında dolandırıcının kontrol ettiği bir siteye yönlendirilir ve hesap bilgilerini girdiğinde avını oltaya takılmış olur. Sosyal medyada ise ünlü kişiler veya fenomenler taklit edilerek kripto para dağıtma vaatli dolandırıcılıklar yapılır. Örneğin dünyaca tanınmış bir iş insanının veya kripto fenomeninin sahte hesaplarından “Bana 1 Bitcoin gönderin, size 2 Bitcoin geri yollayayım” gibi kampanyalar duyurulur. Bu klasik aldatmaca dünya genelinde sayısız kişiyi tuzağa düşürmüş, Türkiye’de de sahtesi yapılan yerli/yabancı tanınmış kişilerin sosyal medya dolandırıcılıkları görülmüştürbbc.com. Resmi görünüm verilmiş sahte hesaplar ve web siteleriyle yapılan bu kimlik avı saldırıları, dijital okuryazarlığın düşük olduğu kitlelerde ne yazık ki başarılı olabilmektedir.

  • Pump & Dump (Şişir ve Boşalt) Manipülasyonları: Bu yöntem doğrudan cüzdan hırsızlığı olmasa da piyasa dolandırıcılığı olarak yatırımcıyı zarara uğratır. Kötü niyetli aktörler düşük piyasa değerine sahip bir kripto parayı (genellikle bilinmeyen bir altcoin) gizlice biriktirirler. Ardından koordineli biçimde veya sosyal medyada abartılı haberlerle bu coinin fiyatını yapay olarak şişirirler. Pek çok masum yatırımcı yükselişi gerçek sanıp alım yaptığında, dolandırıcılar ellerindeki coinleri en yüksek fiyattan piyasaya satar (dump eder) ve fiyat aniden çakılır. Sonuçta geç kalan yatırımcılar ellerinde değersizleşmiş coinlerle kalır. Bu “pump and dump” yöntemi yeni olmayan, borsalardan miras kalan bir hile olsa da kripto piyasalarında denetimsizlik nedeniyle daha sık ve kolay uygulanmıştır. Türkiye’de de 2020-2021 döneminde çeşitli Telegram grupları kurulup “şu gün, şu saatte filan coini alıyoruz” şeklinde pump organizasyonları yapıldığı bilinmektedir. Bu durum hem bir manipülasyon suçudur, hem de pek çok kripto para tuzağı mağduriyetine yol açar. Yatırımcılar genellikle yükseliş vaadine kapılıp girdiği için zarar ederken, planlayıcılar yüksek kârla sistemden çıkarlar.

  • “Rug Pull” – Halı Çekme Yöntemi: Kripto dünyasında özellikle DeFi (merkeziyetsiz finans) projelerinde ve NFT piyasasında rastlanan bir dolandırıcılık tipidir. Dolandırıcı geliştiriciler, cazip görünen bir proje (örneğin yeni bir DeFi protokolü veya NFT koleksiyonu) başlatırlar. Proje ilk etapta gerçek gibi işler, yatırımcılar para akıtır, token fiyatı yükselir. Ancak bir noktada proje ekibi aniden tüm fonları veya likiditeyi çekip kaybolur; tabiri caizse halıyı yatırımcıların ayağının altından çekerler. Sonuçta projenin tokeninin değeri sıfırlanır ve yatırımcılar ellerindeki değersiz dijital varlıklarla kalakalır. Rug pull, Türkçede “halı çekme” olarak anılmakta ve kripto alanındaki en sinsi dolandırıcılıklardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu yönteme karşı, geliştirici ekiplerin kimliklerini gizli tutması, proje kodunun denetlenmemiş olması gibi kırmızı bayraklar konusunda yatırımcıların uyanık olması önerilir.

  • Adres Zehirlenmesi (Address Poisoning): Bu teknik dolandırıcılık, kullanıcıların kripto cüzdan adreslerini kopyalayıp yapıştırma alışkanlıklarını suistimal eder. Dolandırıcılar, kurbanın cüzdan adresine çok benzeyen sahte bir adres oluşturur ve bu adrese sembolik bir miktar göndererek kurbanın transfer geçmişine eklenmesini sağlar. Kurban daha sonra token gönderirken adresi işlem geçmişinden kopyalayıp yapıştırırsa, farkında olmadan dolandırıcının kontrol ettiği benzer adrese gönderim yapabilir. 2024 yılında uluslararası bir vakada, bir Bitcoin yatırımcısı bu yolla yaklaşık 70 milyon dolar değerinde kripto varlığını yanlış adrese göndererek kaybetmiştirpatronlardunyasi.compatronlardunyasi.com. Blockchain işlemleri geri döndürülemez olduğu için bu tür hatalar telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olmaktadır. Adres zehirlenmesine karşı uzmanlar, her transferde alıcı adresinin birkaç karakterini değil tamamını dikkatlice kontrol etmeyi ve mümkünse önce küçük bir test işlemi yapmayı önermektedirpatronlardunyasi.com. Ayrıca işlem geçmişinden adres kopyalamak yerine güvenilir bir kayıt yöntemi kullanmak da bir savunma yolu olarak belirtilmektedirpatronlardunyasi.com.

  • Kötü Amaçlı Yazılımlar ve Anahtar Çalma: Kripto varlıkların değerinin artmasıyla birlikte, bilgisayar korsanları da boş durmamış ve kullanıcıların dijital cüzdanlarını hedef alan zararlı yazılımlar geliştirmişlerdir. Özellikle kişisel cüzdanlarında yüklü kripto para tutanları hedefleyen keylogger (klavye kayıtçı) veya trojan türü virüsler, kullanıcının özel anahtarını veya şifresini çalmaya çalışır. Bu yazılımlar genellikle fark ettirmeden sistemde çalışır ve kritik bilgiler elde edilir edilmez dolandırıcılar cüzdana erişerek içini boşaltır. Yine mobil cihazlara yönelik sahte cüzdan uygulamaları da bir diğer tehlikedir: Kullanıcı resmi mağaza dışından indirdiği bir cüzdan uygulamasını kullanırken aslında bilgilerini bir saldırganla paylaşıyor olabilir. Bu tür teknik hırsızlıklar doğrudan sosyal mühendislik olmasa da sonuç itibarıyla bireylerin kripto varlıklarının çalınması anlamına gelir ve kripto para vurgunlarının bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Yukarıda listelenen yöntemler, kripto para ekosisteminde sıkça rastlanan dolandırıcılık türlerinin başlıcalarıdır. Dolandırıcılar bazen bu yöntemlerden birkaçını bir arada kullanarak daha karmaşık planlar da kurabilirler. Örneğin, hem sosyal medya fenomeni gibi davranıp güven sağladıktan sonra hem de sahte bir borsa üzerinden rug pull gerçekleştirebilirler. Önemli olan, yatırımcıların bu yöntemlerin farkında olması ve belirtileri erkenden tanıyabilmesidir. “Blockchain istismarı” olarak adlandırılabilecek bu kötüye kullanım yolları, teknoloji bilgisindeki boşluklardan ve düzenleme eksikliklerinden faydalanmaktadır. Bir sonraki bölümde, blockchain teknolojisinin yapısal özelliklerinin nasıl suistimal edilebildiğini ve suçluların izlerini nasıl gizlemeye çalıştıklarını ele alacağız.

Blockchain Teknolojisinin Kötüye Kullanımı ve İzlerin Gizlenmesi

Blockchain, dağıtık yapısı ve şeffaf defter özelliğiyle devrimsel bir teknolojidir. Bu teknoloji, her işlemin değiştirilemez biçimde kayıt altına alınması ve tüm katılımcılarca doğrulanması esasına dayanır. Kripto paraların çekiciliğinin temelinde de bu özellikler yatar. Ne var ki, blockchain’in bu nitelikleri kötü niyetli kişiler tarafından da çeşitli şekillerde istismar edilebilmektedir. Kripto para vurgunlarını gerçekleştirenler, suçtan elde ettikleri kazançları gizlemek veya izlerini kaybettirmek için blockchain teknolojisinin bazı yönlerini kendi lehlerine kullanırlar.

Anonimlik ve Takma İsimli İşlem Yapısı: Bitcoin ve benzeri birçok kripto para, kullanıcılarına tam anonimlik olmasa da takma isimli (pseudonymous) bir işlem yapma imkanı sunar. Yani işlemler herkese açık biçimde blokzincirinde görülse de işlemde yer alan adreslerin kime ait olduğu doğrudan anlaşılmaz. Dolandırıcılar, bu özelliği kendi kimliklerini gizlemek için kullanırlar. Örneğin, bir kripto para vurgunundan elde edilen varlıklar, dolandırıcının kontrolündeki yüzlerce farklı cüzdan adresine bölünerek gönderilebilir. Her bir adımda fonlar daha da parçalanır, farklı kripto paralara dönüştürülür veya farklı zincirlere aktarılır. Bu süreç, “chain hopping” (zincir atlama) ve “peeling” (soyma) gibi tabirlerle anılır. Amaç, blokzinciri üzerindeki izleri takip etmeyi zorlaştırmaktır. Özellikle dolandırıcılar, merkeziyetsiz borsalar (DEX’ler) veya mixer (karıştırıcı) hizmetleri kullanarak parayı aklamaya çalışır. Mixer (örn. Tornado Cash gibi) uygulamaları, farklı kişilere ait kripto paraları bir havuzda karıştırıp yeniden dağıtarak kimin hangi varlığa sahip olduğunu belirsiz hale getirir. Böylece çalınan fonların kaynağını gizlemek mümkün olabilmektedir. Bu teknikler, blockchain’in şeffaflık idealine karşı geliştirilmiş yöntemlerdir ve suç gelirlerinin aklanmasında maalesef etkili olabilmektedir.

Soğuk Cüzdanlar ve Dışarı Aktarım: Kripto para dolandırıcıları, çaldıkları paraları mümkün olduğunca hızlı şekilde kendi kontrol ettikleri ve çevrimdışı ortamda tutulan soğuk cüzdanlara aktarırlar. Soğuk cüzdan, internete bağlı olmayan donanım cihazları veya fiziksel depolama ortamlarıdır. Örneğin bir USB tabanlı donanım cüzdan veya hatta kağıt cüzdan olabilir. Bu yöntemin iki avantajı vardır: Birincisi, varlıklar çevrimdışı tutulduğu için anlık olarak ele geçirilmesi veya erişimin engellenmesi zordur. İkincisi, dolandırıcı daha sonra bu cüzdanı alıp farklı bir ülkeye fiziksel olarak taşıyabilir, böylece yerel makamların eline ulaşmasını önler. İstanbul’da yakalanan yasa dışı bahis çetesinin, kazançlarını kriptoya çevirip soğuk cüzdanlarda sakladığı tespit edilmiştiemlakkulisi.comemlakkulisi.com. Yine Thodex vakasında, kurucunun yurt dışına kaçarken beraberinde soğuk cüzdanlar götürdüğü iddia edilmiştir. Bu durum, blockchain teknolojisinin sınır tanımaz doğasının nasıl kötüye kullanılabileceğine bir örnektir: Suçlu, bir dizüstü bilgisayara sığacak veya hatta sadece zihninde tutacağı bir seed phrase’e (cüzdan kurtarma ifadesi) sığacak miktarda serveti ülke dışına çıkarabilir.

Akıllı Sözleşmelerin İstismarı: Blockchain üzerindeki akıllı sözleşmeler (smart contracts), finansal işlemleri otomatikleştiren kod parçalarıdır. Ancak bu kodlar içinde kasıtlı olarak arka kapılar bırakılabilir. Dolandırıcı geliştiriciler, çıkardıkları token sözleşmesine sonradan istedikleri adrese sınırsız token basma yetkisi, transferleri kısıtlama yetkisi gibi gizli fonksiyonlar ekleyebilirler. Bir token piyasaya sürüldüğünde yatırımcılar bunu alırken, geliştirici kod sayesinde istediği an müdahele edip likiditeyi boşaltabilir veya kullanıcıların satış yapmasını engelleyebilir. Bu tür akıllı sözleşme istismarları ile gerçekleştirilen vurgunlar, teknik bilgi gerektirdiği için kurbanlar tarafından genellikle anlaşılamaz. Ancak blockchain güvenlik firmaları olaydan sonra inceleme yaptığında bu arka kapılar ortaya çıkmaktadır. Yine NFT alanında da akıllı sözleşme suiistimalleriyle alıcıyı dolandırma vakaları yaşanmıştır. Örneğin bir NFT mint (basım) sözleşmesine, alıcının cüzdanındaki tüm yetkileri devralan bir kod gizlenerek o NFT’yi almaya çalışanların cüzdanları boşaltılabilir. Bu gibi senaryolar, blockchain’in programlanabilirlik özelliğinin kötüye kullanılmasıyla ilgilidir.

Siber Saldırılar ve 51% Atakları: Daha nadir görülen ancak teknik olarak mümkün olan bir diğer kötüye kullanım, küçük veya yeni blockchain ağlarına yönelik %51 saldırılarıdır. Bir blokzincir ağının madencilik gücünün çoğunluğunu (>%51) ele geçiren saldırganlar, o ağda geçici de olsa kontrol sağlayabilir ve çifte harcama (double spend) gibi işlemler yapabilirler. Dolayısıyla bir dolandırıcı, eğer hedef aldığı kripto projesi yeterince merkeziyetsiz ve güvenli değilse, madencilik gücünü manipüle ederek ağı kandırabilir. Böyle bir saldırı, doğrudan son kullanıcıyı hedef almasa da projenin bütünlüğünü bozarak token değerini çökertir ve dolaylı olarak yatırımcıları zarara uğratır. Bu tür teknik ataklar, genellikle daha az bilinen altcoin’lerde yaşanır. Büyük ağlarda (Bitcoin, Ethereum gibi) uygulanması teorik olarak çok maliyetli ve pratikte imkansız olduğundan, dolandırıcılar daha ziyade sosyal mühendislik ve yukarıda saydığımız diğer yöntemleri tercih etmektedir.

Uluslararası Boyut ve Yaptırımların Aşılması: Blockchain’in sınırötesi yapısı, dolandırıcıların farklı yargı bölgeleri arasındaki boşluklardan yararlanmasına olanak sağlar. Örneğin Türkiye’de gerçekleştirilen bir kripto vurgununda, suçlular paraları anında yurtdışındaki kripto borsalarına veya başka ülkelere ait borsalardaki hesaplara gönderebilir. Eğer o borsalar Türkiye’de lisanslı değilse veya işbirliği yapmazsa, adli makamların paraya el koyması veya dondurması güçleşir. Bu nedenle MASAK ve uluslararası finansal istihbarat birimleri, kripto transferlerinde de işbirliği mekanizmaları geliştirmeye çalışmaktadır. Örneğin 2021 Thodex vakasında MASAK, uluslararası kurumlarla iletişime geçerek belirli borsalardaki hesaplarda dondurma talebinde bulunmuştur. Yine Interpol gibi kuruluşlar, kripto kaçaklarını yakalamak için özel çalışma grupları oluşturmaktadır. Ancak teknolojinin hızına karşı yasal süreçlerin görece yavaş kalması, dolandırıcıların avantajınadır. 2023 yılı FBI “İnternet Suçları Raporu”nda da kripto ile ilgili dolandırıcılıkların küresel çapta hızlı arttığı ve sadece 2022 yılında yatırımcılara yaklaşık 3,94 milyar dolar kayıp yaşattığı belirtilmiştirpatronlardunyasi.com. Bu devasa rakam, blockchain teknolojisinin uluslararası boyutta suistimal edilmesinin boyutlarını ortaya koymaktadır. Raporda ayrıca kripto dolandırıcılığını tespit etmenin en iyi yolunun, yalnızca kriptoyla ödeme kabul eden tekliflere veya kısa sürede büyük kar vaat eden kişi ve platformlara asla güvenmemek olduğu vurgulanmıştırpatronlardunyasi.com.

Özetle, blockchain teknolojisi her işlemi kaydederek şeffaf bir altyapı sunsa da kötü niyetli aktörler anonimlik, teknik karmaşıklık ve sınır ötesi işlem avantajlarını kullanarak izlerini gizleyebilmektedir. Bu durum, düzenleyici kurumlar ve kolluk birimleri için ciddi bir meydan okuma yaratmaktadır. Makalenin sonraki kısmında, Türkiye’de bu alanda mevcut yasal düzenlemelerin ve denetim mekanizmalarının ne durumda olduğunu, hangi boşluklar olduğunu ve son gelişmeleri inceleyeceğiz.

Türkiye’de Mevzuat ve Düzenleyici Çerçeve Analizi

Kripto paraların popülaritesinin artmasıyla birlikte, Türkiye’de yasal düzenlemeler de yavaş yavaş şekillenmeye başlamıştır. 2020 öncesi dönemde kripto varlıklara ilişkin spesifik bir mevzuat yokken, 2021 yılı bu alanda ilk adımların atıldığı yıl olmuştur. Mevzuat gelişmelerini ve mevcut yasal çerçeveyi üç başlık altında inceleyebiliriz: ceza hukuku kapsamında dolandırıcılık suçu, kara para aklama ve mali suçlar mevzuatı (MASAK düzenlemeleri) ve sermaye piyasaları kapsamında düzenleyici adımlar (SPK ve diğer düzenlemeler).

Ceza Hukuku ve Dolandırıcılık Suçu

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) kripto paralara özgü ayrı bir suç tanımı bulunmamaktadır. Ancak kripto para vurgunu kapsamında işlenen eylemler, mevcut ceza hukuku normları çerçevesinde “dolandırıcılık” suçunu oluşturmaktadır. TCK’nın 157. maddesi dolandırıcılık suçunun basit halini, 158. maddesi ise nitelikli (ağırlaştırılmış) hallerini düzenler. Kripto para üzerinden yapılan dolandırıcılıklar çoğu zaman nitelikli dolandırıcılık kapsamına girmektedir. Zira TCK 158’e göre suçu ağırlaştıran durumlar arasında, “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” dolandırıcılık işlenmesi sayılmaktadır. İnternet üzerinden, mobil uygulamalarla veya elektronik para transferleriyle işlenen kripto vurgunları bu kapsamdadır. Nitekim büyük kripto dolandırıcılık vakalarında savcılık makamları genelde TCK 158’i uygulamakta ve suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ayrıca suç örgütü kurma ve yönetme suçunu (TCK 220) da gündeme getirmektedirtv100.com. Örneğin Thodex iddianamesinde, kurucular hakkında hem dolandırıcılık hem suç örgütü suçlamaları bir arada yer almıştırtv100.com.

Dolandırıcılık suçunun cezası, basit halde 1 ila 5 yıl arasında değişirken; nitelikli hallerde 3 ila 10 yıl (her bir mağdur için) hapis ve ağır para cezasına kadar çıkabilmektedir. Eğer binlerce mağdur söz konusuysa, teorik olarak ortaya çok yüksek cezalar çıkmaktadır. Nitekim Turcoin davasında savcı, 37 sanık için toplamda onbinlerce yılı bulan hapis cezaları talep etmiştirsozcu.com.tr. Elbette fiili olarak cezaların bu şekilde infazı imkansız olsa da, bu talep edilen cezalar yargı makamlarının olaya bakış ciddiyetini yansıtmaktadır. Türkiye’de yargı, henüz kripto vurgunları konusunda emsal niteliğinde sonuçlanmış çok sayıda dosyaya sahip değildir; davalar sürmektedir. Ancak mevcut kanunlar, kripto üzerinden işlenen dolandırıcılıkları cezalandırmaya yeterlidir. Burada önemli olan, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde teknik bilgiye sahip bilirkişi ve uzman desteğinin alınması, dijital delillerin doğru toplanmasıdır. Çünkü kripto vurgunlarının ortaya çıkarılması, klasik dolandırıcılık vakalarına kıyasla daha fazla teknik inceleme ve uluslararası işbirliği gerektirebilir.

MASAK Düzenlemeleri ve Kara Para Aklamanın Önlenmesi

Kripto paraların anonim yapısı, onları kara para aklama ve terör finansmanı gibi mali suçlar açısından da ilgi çekici hale getirmiştir. Türkiye’de mali suçları soruşturmak ve aklamayı önlemekle görevli birim olan MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), 2021 yılında kripto varlık servis sağlayıcılarını denetim kapsamına almıştır. 30 Nisan 2021 tarihli yönetmelik değişikliğiyle, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesine Dair Yönetmelik’in 4. maddesine kripto varlık hizmet sağlayıcıları eklenmiş ve bu platformlar MASAK’ın yetki alanına girmiştiratamer.av.tr. Bu düzenleme ile Türkiye’de faaliyet gösteren kripto borsaları ve benzeri hizmetler, tıpkı bankalar ve ödeme kuruluşları gibi “yükümlü” statüsüne kavuşmuştur. Yani, müşteri kimlik tespiti (Know-Your-Customer, KYC), şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü ve gerekli hallerde hesap dondurma gibi önlemleri uygulamak durumundadırlaratamer.av.tratamer.av.tr. Artık kripto varlık platformları büyük meblağlı işlemleri veya şüpheli gördükleri transferleri MASAK’a raporlamakla yükümlüdür. Bu kapsam, kripto para dolandırıcılığı gibi suçlardan elde edilen gelirlerin takibinin yapılabilmesi için kritik önemdedir. Örneğin, dolandırıcılık mağdurlarının şikayeti üzerine bir borsadaki şüpheli hesaplar tespit edilirse, MASAK bu hesaplarda blokaj uygulayabilir ve paranın hareketini durdurabiliratamer.av.tratamer.av.tr. Nitekim MASAK, bu yetkisini ilk kez Aralık 2021’de büyük bir borsaya (Binance’in Türkiye iştiraki BN Teknoloji’ye) yönelik denetimde kullanmış ve KYC/AML yükümlülüklerindeki ihlaller nedeniyle 8 milyon TL idari para cezası kesmiştir. Bu ceza Türkiye’de kripto sektörüne verilen ilk ceza olarak kayda geçmiş ve sektöre bir uyarı niteliği taşımıştırhurriyet.com.tr.

MASAK, rehberler ve tebliğler yayınlayarak kripto varlık platformlarına daha somut yol göstermeye çalışmaktadır. Mayıs 2021’de yayımlanan “Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılar Rehberi” ve daha sonra 2022’de “Şüpheli İşlem Bildirimi Rehberi” bu amaçla hazırlanmıştırcbclaw.com.trcbclaw.com.tr. 2024 Temmuz ayında ise gelişen suç tipolojilerine yanıt verebilmek için bu rehberler güncellenmiştircbclaw.com.trcbclaw.com.tr. Güncellenen rehberlerde kripto varlıkların kara para için kullanım örnekleri, dolandırıcılık faaliyetleri, mixer hizmetleri gibi konulara özel vurgu yapılmış ve bunların tespitine yönelik senaryolar paylaşılmıştır. MASAK, ayrıca uluslararası düzeyde Egmont Group gibi mali istihbarat birimleriyle de bilgi paylaşımı yaparak sınır ötesi kripto suçlarında işbirliğini geliştirmektedir.

Özetle, MASAK mevzuatı yönüyle Türkiye, kripto paraların suç amaçlı kullanımını engellemek için 2021’den beri önemli adımlar atmıştır. Kripto platformlarının müşteri kimlik doğrulaması yapması zorunlu hale geldiğinden, en azından yerel borsalar üzerinden anonim işlem yapma devri sona ermiştir. Ancak merkeziyetsiz platformlar veya yabancı borsalar üzerinden hala anonimlik mümkün olduğundan, MASAK denetiminin de bir sınırı olduğu açıktır. Yine de bu düzenlemeler, kripto para vurgunu sonrası suç gelirlerinin takibi ve aklanmasının önlenmesi açısından elzemdir.

SPK ve Sermaye Piyasası Düzenlemeleri

Kripto varlıklar, klasik anlamda hisse senedi veya türev araç olmasalar da işlevsel açıdan birer yatırım aracı gibi kullanılmaktadırlar. Bu nedenle, düzenleyici otoritelerin bir diğer odak noktası da yatırımcı korunması ve piyasa disiplinidir. Türkiye’de sermaye piyasalarını düzenleyen kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), uzun süre kripto paraları kendi mevzuatı dışında görmüşse de son dönemde art arda adımlar atmaya başlamıştır. 2023 ve 2024 yıllarında SPK, kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin ilkeler belirleyen kararlar ve taslak düzenlemeler yayınladı. Nihayet Mart 2025’te SPK tarafından hazırlanan “Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıların Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ” ile “Çalışma Usul ve Esasları ile Sermaye Yeterliliği Hakkında Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdihurriyet.com.trhurriyet.com.tr.

Bu yeni düzenlemelere göre, kripto alım-satım platformları artık SPK’dan lisans alarak faaliyet göstermek zorundadır ve oldukça sıkı şartlara tabidir. Başlıca yeniliklerden bazıları şöyle özetlenebilir:

  • Sermaye Şartı: Kripto platformlarının asgari kuruluş sermayesi 150 milyon TL, kripto varlık saklama hizmeti verecek kuruluşların ise 500 milyon TL olarak belirlenmiştirhurriyet.com.tr. Böylece mali yapısı güçlü, belli ölçeğin üzerindeki firmaların piyasada kalması hedeflenmiştir.

  • Kaldıraçlı İşlem Yasağı: Yeni tebliğ ile kripto varlıkların kaldıraçlı olarak alım satımı Türkiye’de yasaklanmıştırhurriyet.com.tr. Yani platformlar, margin trading veya türev işlemler sunamayacak, yatırımcılar sadece spot işlemler yapabilecektir. Bu adım, yüksek riskli işlemler nedeniyle oluşabilecek mağduriyetleri önlemeyi amaçlamaktadır.

  • Müşteri Fonlarının Korunması: Platform müşterilerinin fiat para (TL veya döviz) yatırma-çekme işlemlerinin sadece banka ve lisanslı ödeme kuruluşları aracılığıyla yapılması zorunlu kılınmıştırbloomberght.combloomberght.com. Borsalar, müşteri paralarını kendi hesaplarında tutamayacak veya elden nakit kabul edemeyeceklerdir. Bu sayede, borsa batarsa müşteri nakit varlıklarının riske atılmaması sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca müşteri varlıklarının amacı dışında kullanılmasını engelleyecek takip ve kayıt zorunlulukları getirilmiştirbloomberght.combloomberght.com.

  • Emir İletim ve Kayıt Yükümlülükleri: Kripto platformlarının müşteri emirlerini yalnızca kendi sistemleri üzerinden alması, sosyal medya gibi kanallardan emir kabul edilmemesi kararlaştırılmıştırbloomberght.com. Tüm emir ve işlem kayıtlarının düzenli tutulması ve denetime hazır bulundurulması zorunlu olacaktır.

  • Reklam ve Promosyon Kısıtlamaları: Yatırımcıları yanıltıcı veya aşırı risk almaya teşvik edici reklam kampanyaları sınırlandırılmıştır. Özellikle belirli bir getiri vaadi içeren, ya da spesifik kripto varlıklara yönlendirme yapan promosyonlar yasaklanmıştırbloomberght.combloomberght.com. Bu, geçmişte borsaların yeni müşteri çekmek için yaptıkları agresif kampanyalar nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin önüne geçmeyi amaçlar. (Örneğin Thodex’in ünlülerle reklam yapıp güven telkin ettikten sonra vurgun yapması hafızalardadırtv100.com.)

  • Denetim ve Raporlama: Platformların yılda en az bir kez bağımsız bilişim denetimi yaptırmaları zorunlu tutulmuşturhurriyet.com.tr. Ayrıca listelenen kripto varlıkların belli kriterlere göre seçilmesi, şüpheli aktivitelerin SPK’ya bildirilmesi gibi yükümlülükler de getirilmiştir. SPK, gerektiğinde belirli varlıkların işlemden kaldırılmasını veya platformların belirli tedbirler almasını isteyebilecektir.

Bu düzenlemelerle Türkiye, kripto piyasasını daha kurallı hale getirmeyi hedeflemektedir. Henüz bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla (2025), lisanslama süreci yeni başladığından uygulamanın sonuçlarını zaman gösterecektir. Ancak beklenti, kayıt dışı platformların erişime engellenmesi, yasal platformların ise kurallara uygun hareket ederek kripto yatırımcılarını koruması yönündedir. Nitekim SPK, halihazırda izinsiz faaliyet gösteren birçok yabancı kripto borsasının websitesine erişim engeli getirmeye başlamıştıraa.com.trbloomberght.com. Bu da düzenleyicinin piyasayı disipline etme çabasının bir parçasıdır.

Mevzuat cephesindeki tüm bu gelişmeler, kripto para vurgunlarının yarattığı mağduriyetlere karşı bir reaksiyon olarak görülebilir. Yasal boşluklar ve denetimsizlik, 2017-2021 arasında kripto piyasasında kötüye kullanımların artmasına yol açmıştı. Artık hem ceza hukuku uygulamalarıyla caydırıcılık sağlanmaya çalışılmakta, hem de önleyici düzenlemelerle mağduriyetlerin hiç yaşanmaması hedeflenmektedir. Yine de, hukuki çerçevenin etkinliği büyük ölçüde uygulamayla test edilecektir. Son bölümde, kripto para vurgunlarının toplumsal etkileri ve bu konuda farkındalık ile önleme yollarına değineceğiz.

Mağduriyetler, Toplumsal Etki ve Önleme Yöntemleri

Kripto para vurgunları, yalnızca finansal kayıplara yol açmaz; aynı zamanda mağdurlar üzerinde derin sosyal ve psikolojik etkiler bırakır. Yatırım vaadiyle dolandırılan kişiler çoğu zaman hayat birikimlerini, emekliliklerini veya çocuklarının geleceği için ayırdıkları paraları kaybetmektedir. Bu da bireysel düzeyde ciddi travmalara ve güvensizlik duygusuna neden olmaktadır. Örneğin, yukarıda bahsi geçen dolandırıcı Metin E.’ye para kaptıran mağdurlardan birinin, kanser tedavisi için biriktirdiği parayı kaybetmesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda hayati bir kayıp anlamına gelmektedirgazetememur.com. Bir diğer mağdur düğün masrafları için biriktirdiği 5000 doları dolandırıcıya kaptırdığını ifade etmektedirgazetememur.com. Bu tür hikayeler, kripto para dolandırıcılıklarının arkasında gerçek yaşam dramları olduğunu göstermektedir.

Toplumsal açıdan bakıldığında, kripto para vurgunları geniş kitlelerde güven erosionuna yol açmaktadır. Kripto ekosistemine dair olumsuz bir algı oluşmakta, aslında yenilikçi ve faydalı bir teknoloji olan blockchain’e dair tereddütler artmaktadır. Bir yandan da finansal okuryazarlık konusundaki eksiklikler su yüzüne çıkmaktadır. Özellikle kripto para gibi karmaşık bir alanda bilgisizce risk alan kişilerin sayısının fazla olması, eğitim ve bilinçlendirme ihtiyacını ortaya koymaktadır. Üniversiteler, medya ve sivil toplum kuruluşları bu konuda seminerler, kılavuzlar, haberler aracılığıyla kamuoyunu aydınlatmaya başlamıştır. Örneğin basında çıkan her kripto dolandırıcılığı haberi, aslında diğer vatandaşlar için bir uyarı işlevi görmektedir. “Başkalarının başına geldi, benim de başıma gelebilir” farkındalığı yavaş da olsa yerleşmektedir.

Kripto para dolandırıcılıklarının bir diğer sonucu, yasal düzenleme talebinin toplumsal baskıyla hızlanması olmuştur. Mağdur kitleler seslerini duyurdukça, kamu otoriteleri de bu alanı başıboş bırakmama gereğini daha çok hissetmiştir. Nitekim Thodex vurgunu sonrasında hem TBMM düzeyinde araştırma önergeleri verilmiş, hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı kripto varlıklara ilişkin bir yasa taslağı hazırlıklarını duyurmuştur. Bu gelişmeler, mağdurların adalet arayışının ve medyanın rolünün bir sonucudur.

Önleme Yöntemleri açısından ele alırsak, hem bireylerin alabileceği tedbirler hem de kurumsal düzeyde atılması gereken adımlar bulunmaktadır:

  • Bireysel Önlemler: Her şeyden önce, yatırımcıların “aşırı getirili fırsat” sunan tekliflere şüpheyle yaklaşma alışkanlığını kazanmaları gerekir. Bir öneri gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa, büyük olasılıkla gerçek değildir. Yatırım yapmadan önce detaylı araştırma yapmak, projeyi ve ekibini incelemek, mümkünse bağımsız kaynaklardan doğrulama aramak kritik önem taşır. Resmi mercilerden lisanslı olup olmadığını kontrol etmek (ilerleyen dönemde SPK lisansları bu yüzden önemli olacak) bir diğer adımdır. Ayrıca, internette yapılan işlemlerde iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanmak, kimseyle cüzdan özel anahtarını veya şifresini paylaşmamak, tanımadığı kişilerden gelen mesajlara temkinli yaklaşmak temel güvenlik prensipleridir. Teknik konularda bilgisi sınırlı olanların, karmaşık DeFi protokollerine veya anlamadıkları yatırım araçlarına girmeden önce uzman görüşü alması tavsiye edilir. Kripto yatırım mağduriyeti yaşamamak için, kullanıcıların basit ama etkili bir kuralı hatırlaması gerekir: Yalnızca kaybetmeyi göze alabileceğiniz kadar yatırım yapın ve riskleri tamamen anlamadan asla tüm varlıklarınızı tek bir enstrümana koymayın.

  • Kurumlar ve Regülasyonlar: Devlet kurumları, yukarıda detaylandırdığımız gibi, hukuki zemini güçlendirdikçe dolandırıcılıkların azalmasına katkı yapacaktır. Ancak düzenleme kadar önemli olan bir diğer husus da uygulama ve denetimdir. Lisanssız faaliyet gösteren yerel/yabancı platformlara erişimin engellenmesi, suç işlendiğinde hızlı biçimde soruşturma açılması, uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesi şarttır. MASAK’ın şüpheli işlem tespitinde proaktif davranması, SPK’nın lisanssız platformları anında tespit edip uyarılar yayınlaması da önleyicidir. Ayrıca kolluk birimlerinin (Siber Suçlarla Mücadele, Kaçakçılık ve Mali Suçlar gibi) kripto konusunda teknik eğitimlerle donanımlı hale getirilmesi gereklidir. Bu sayede, dolandırıcılık şüphelerinde dijital iz sürme, cüzdan analizi gibi işlemler daha hızlı yapılabilir. Yine adli makamlar nezdinde bilirkişi havuzlarının kripto uzmanlarıyla zenginleştirilmesi, soruşturma ve kovuşturmaların etkinliğini arttıracaktır.

  • Kamuoyu Bilinçlendirme Kampanyaları: Finansal okuryazarlık seferberlikleri, kripto para dolandırıcılıkları konusunda farkındalık kampanyaları hayati önemdedir. Bankalar ve finans kuruluşları bile müşterilerine sık sık “oltalama maillerine dikkat edin, şifrenizi paylaşmayın” uyarıları yaparken; kripto sektörü henüz bu konuda emekleme aşamasındadır. Medya organları, güvenilir uzmanları konuk ederek veya rehber içerikler hazırlayarak halka ulaşabilir. Örneğin devlet kanalları aracılığıyla kısa kamu spotları, internet reklamlarıyla uyarılar yapılabilir. Bu tür eğitimsel çalışmalar belki anında herkesin davranışını değiştirmez ama uzun vadede dolandırıcıların işini zorlaştırır.

Sonuç olarak, kripto para vurgunları teknoloji çağının yeni bir dolandırıcılık formu olarak hayatımıza girmiştir. İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde yoğun hissedilen bu sorun, aslında küresel bir fenomendir. Kripto dolandırıcılığı, yatırımcı güvenini sarsan, ekonomik kayıplar kadar toplumsal yaralar açan bir meseledir. Ancak farkındalık, eğitim ve güçlü bir yasal-tekno altyapı ile bu sorunun üstesinden gelmek mümkündür. Unutulmamalıdır ki, blockchain teknolojisi ve kripto varlıklar özü itibarıyla nötr araçlardır; onların suç amacıyla kullanımı, teknolojiden ziyade insan faktöründen kaynaklanır. Dolayısıyla çözüm de yine insani ve kurumsal önlemlerde yatmaktadır.

Sonuç

“Kripto para vurgunu” kavramı, Türkiye’de ve dünyada dijital finansın yükselişiyle birlikte gündeme gelmiş, ne yazık ki birçok kişinin mağduriyet yaşamasına neden olmuştur. Bu makalede akademik bir yaklaşımla, kripto para dolandırıcılığının tanımı ve yöntemleri detaylı biçimde ele alınmış; İstanbul ve Marmara Bölgesi odak noktası olmak üzere ülkemizdeki örnek vakalar üzerinden bir panorama çizilmiştir. Görülmüştür ki dolandırıcılar, sosyal mühendislik tekniklerinden yararlanarak insanların güvenini kazanmakta; yüksek kazanç vaadiyle onları tuzağa çekmekte; Ponzi şemaları, sahte borsa siteleri, kimlik avı saldırıları, adres zehirlenmesi gibi çok çeşitli yöntemlerle hilelerini gerçekleştirmektedir. Blockchain teknolojisinin anonimlik ve geri döndürülemezlik özelliklerini suistimal ederek izlerini gizlemeye çalışan bu kişiler, ülkeler arası boşluklardan da faydalanarak adaletin erişimini zorlaştırmaktadır.

Ancak buna karşılık, hem bireysel hem de kurumsal cephede çözüm arayışları ve önlemler devreye girmektedir. Türk hukuku, mevcut dolandırıcılık suçları kapsamında kripto vurgunlarını cezalandırmaya olanak tanımaktadır ve yakın geçmişte bu alanda büyük soruşturmalar açılmıştır. MASAK’ın kripto hizmet sağlayıcılarını denetim altına alması ve SPK’nın getirdiği yeni düzenlemeler, piyasanın daha güvenli hale gelmesi için atılmış önemli adımlardır. Elbette ki yasal çerçevenin sonuç vermesi, uygulamanın etkinliğiyle doğru orantılı olacaktır.

Kripto para vurgunları, dijital çağın bir gerçeği olarak bir süre daha gündemde kalacağa benziyor. Bu yeni dolandırıcılık tipine karşı en güçlü silah, bilgi ve bilinçli davranış olacaktır. Genel kamuoyunun kripto paralar konusunda temel düzeyde bilgi sahibi olması, en azından dolandırıcıların vaadettiği ütopik kazançların gerçek dışılığını kavraması büyük fark yaratacaktır. Nasıl ki geçmişte telefon dolandırıcılıkları veya piramit satış sistemleri halk arasında tanındıkça etkisini yitirdiyse, kripto para dolandırıcılıkları da geniş kitleler nezdinde teşhir edildikçe ve her bir birey “bu konuda ben de dikkatli olmalıyım” dedikçe azalacaktır.

Sonuç olarak, kripto paralarla gelen finansal devrim, beraberinde yeni riskler ve suç tipleri getirmiştir. İstanbul ve Marmara Bölgesi, Türkiye’nin adeta bir mikrokozmosu olarak bu devrimin hem fırsatlarını hem tehditlerini yoğun yaşamaktadır. Akademik ve teknik bir perspektiften yapılan bu derinlemesine inceleme, kripto dolandırıcılığı olgusunu tüm boyutlarıyla ortaya koymayı hedeflemiştir. En büyük temennimiz, bu tür makalelerin daha bilinçli bir toplum oluşmasına katkı sağlayarak gelecekte benzer mağduriyetlerin önüne geçmesidir. Unutulmamalıdır ki, finansal hayatta güvenin tesisi yıllar alırken, kötü niyetli bir girişim bunu bir günde sarsabilir. Kripto ekosisteminin sağlıklı gelişimi için şeffaflık, güvenilirlik ve sıkı denetim şarttır. Bireylerin de kendi güvenliklerinden birinci derecede sorumlu olduğunu bilmeleri ve “kripto para tuzağı” olarak tabir edilebilecek aldatmacalara karşı uyanık olmaları gerekmektedir. Bu sayede, kripto paraların sunduğu yeniliklerden toplumsal fayda elde ederken, kötüye kullanım örneklerini en aza indirebiliriz.

Kaynaklar:

  1. Anadolu Ajansı – “Türkiye’de her 5 kişiden biri kripto yatırımcısı”aa.com.traa.com.tr

  2. Sözcü – “Turcoin davasında Sadun Kaya, 10 milyon TL kefaletle tahliye edildi”sozcu.com.tr

  3. tv100 – “Thodex vurgununda şoke eden detaylar, işte vurgunun miktarı”tv100.com

  4. BizimTV – “Milyarlarca dolarlık vurgun yapan İsveçli İstanbul’da yakalandı”bizimtv.com.trbizimtv.com.tr

  5. BizimTV (Timur Soykan’dan aktarılan) – “4 milyar dolarlık vurgun” (OneCoin ve OmegaPro bağlantısı)bizimtv.com.tr

  6. Gazete Memur (Sabah’tan) – “Kripto para vurgunu! Telegram üzerinden onlarca kişiyi dolandırdı”gazetememur.comgazetememur.com

  7. Patronlar Dünyası – “70 milyon dolarlık kripto vurgunu” (Adres zehirlenmesi vakası)patronlardunyasi.compatronlardunyasi.com

  8. Patronlar Dünyası – aynı haberden adres zehirlenmesi açıklaması ve FBI raporupatronlardunyasi.compatronlardunyasi.com

  9. Bloomberg HT – “SPK kripto platformlarıyla ilgili ilke kararı yayımladı” (yeni düzenlemeler)bloomberght.combloomberght.com

  10. Hürriyet – “Kripto paralar ile ilgili yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de”hurriyet.com.trhurriyet.com.tr

  11. CBC Law – “MASAK’s Suspicious Transaction Reporting Guideline Update” (2024)cbclaw.com.tr

  12. Atamer Avukatlık Bürosu – “Kripto Paralara MASAK Blokesi” (2021 düzenlemeleri)atamer.av.tr

  13. Anadolu Ajansı – “SPK’den izinsiz kripto para borsalarına erişim engeli”aa.com.tr (erişim engeli kararları)