Kripto Ponzi Şemaları ve Dolandırıcılık: İstanbul ve Marmara Bölgesi Üzerine Teknik ve Hukuki Analiz
Kripto Ponzi Şemaları ve Dolandırıcılık: İstanbul ve Marmara Bölgesi Örneğinde Teknik ve Hukuki Analiz
Kripto paraların yükselişi, geleneksel Ponzi (saadet zinciri) dolandırıcılıklarının da dijital ortama taşınmasına yol açmıştır. Kripto ponzi şemaları, yüksek getiri vaatleriyle yatırımcıları cezbedip yeni gelenlerin parasıyla eski katılımcılara ödeme yapılan aldatıcı yapıların, blockchain teknolojisi kullanılarak yeniden kurgulanmış halidir. Bu makalede, Ponzi sisteminin klasik yapısı ve tarihçesinden başlayarak kripto paralarla evrimi, blockchain’in temel prensiplerinin nasıl istismar edildiği, Türkiye’de – özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde – kripto ponzi vakalarına dair toplumsal algı ve örnekler, dünya ve Türkiye’de kripto para regülasyonlarındaki gelişmeler, teknik açıdan bir ponzi sistemini tanıma yöntemleri, yatırımcı psikolojisi ve FOMO etkisi, dolandırıcılıkların psikodinamiği ile Türk hukukunda kripto ponzi vakalarının değerlendirilmesi ele alınacaktır. Akademik bir perspektifle ve teknik detaylarla derinlemesine incelenen bu konular, SEO uyumlu bir şekilde sunulacak; böylece hem uzmanlar hem de genel okur kitlesi için kapsamlı bir kaynak oluşturulacaktır.
Ponzi Sisteminin Yapısı ve Tarihçesi
Ponzi şeması adını, 1920 yılında ABD’de bu yöntemle binlerce kişiyi dolandıran Charles Ponzi’den alırmonay.com.tr. Ponzi, yatırımcılara 90 gün içinde %100 getiri vaat ederek kısa sürede 10.000’den fazla kişiyi sisteme çekmeyi başarmıştıtr.wikipedia.orgtr.wikipedia.org. Ancak gerçekte ortada kârlı bir yatırım faaliyeti yoktu; ilk yatırımcılara yapılan ödemeler tamamen sonradan katılanların parasıyla finanse ediliyordu. Bu sürdürülemez yapı, yeni katılımcı akışı durduğunda hızla çöktü ve Ponzi yakalanarak sistemin bir aldatmaca olduğu ortaya çıktıtr.wikipedia.orgtr.wikipedia.org. Böylece ekonomik literatüre “Ponzi oyunu” kavramı girmiş oldu.
Ponzi şemasının özünde, yeni gelenlerin parasıyla eskilere ödeme yapma prensibi yatar. Ortada sanki yüksek kâr getiren meşru bir iş veya yatırım varmış gibi gösterilir, ancak ödemelerin gerçek kaynağı yeni katılımcılardırtr.wikipedia.org. Yani sistemde gerçek bir değer üretimi yoktur; dolaşan para, katılımcıların birbirinden aldıkları paradan ibarettir. Bu yapı, piramit genişlediği sürece – yani devamlı yeni para girişi oldukça – ayakta kalır. Fakat kaçınılmaz olarak yeni katılımcı bulmak zorlaşır ya da mevcut yatırımcılar paralarını çekmek isteyince sistem likidite kriziyle karşılaşır ve çöker. Sonuç olarak, piramidin tepesindekiler kâr elde etmiş görünürken, büyük çoğunluk ciddi kayıplarla mağdur olur.
Ponzi vs. Piramit Şeması: Ponzi oyunları genellikle yatırım fırsatı kisvesi altında tek bir merkezi organizatör tarafından yönetilirken, piramit şemaları (saadet zinciri olarak da bilinir) mevcut katılımcıların yeni üyeler getirmesine dayalı çok katmanlı yapılar şeklinde işleyebilirmonay.com.trmonay.com.tr. Ponzi şemasında yatırımcılar doğrudan yüksek getiri vaadine kanarak sisteme girer; piramit şemasında ise üyeler, sisteme yeni kişi kazandırarak kazanç elde etmeye teşvik edilir. Ancak her iki durumda da ortak nokta, kazançların sürdürülebilmesinin yeni insanların sisteme katılmasına bağlı olmasıdır. Hem Ponzi hem piramit yapıları Türkiye’de “saadet zinciri” olarak anılır ve her ikisi de yasa dışı kabul edilmektedirmonay.com.tr.
Tarihsel Örnekler: Charles Ponzi’nin ardından onlarca yıl boyunca benzer saadet zinciri vakaları dünya çapında defalarca yaşanmıştır. Özellikle 1990’lar ve 2000’lerde farklı formlarda Ponzi oyunları ortaya çıkmıştır. ABD’de Bernie Madoff, 2008 krizine dek sürdürdüğü fon yönetimi yalanıyla tarihin en büyük Ponzi dolandırıcılığına imza atmış; 65 milyar dolar gibi inanılmaz boyutta bir meblağ toplamıştıryenimedya.aydin.edu.tr. Türkiye’de 1990’larda Titan Saadet Zinciri olayı, Kenan Şeranoğlu’nun binlerce kişiyi dolandırması ile Ponzi tarzı girişimlerin ne denli yıkıcı olabileceğini göstermiştiryenimedya.aydin.edu.tr. Yine yakın geçmişte, Çiftlik Bank vakası modern bir dijital Ponzi örneği olarak dikkat çekmiştir. 2016-2017’de bir çiftlik temalı online oyun görünümü altında on binlerce kişiden para toplayan bu sistem, aslında “Ponzi şeması mantığıyla tasarlanmış” bir dolandırıcılık olup sonunda çökmüş ve binlerce yatırımcıyı mağdur etmiştiryenimedya.aydin.edu.tr. Görüldüğü üzere, kolay yoldan yüksek kazanç elde etme arzusu, tarih boyunca defalarca insanları benzer tuzaklara düşürmüştür. Modern ekonomi tarihi, “kolay para” vaadine kanan insanların tekrar tekrar büyük kayıplar yaşadığını gösteren örneklerle doluduryenimedya.aydin.edu.tryenimedya.aydin.edu.tr. Devletler ve düzenleyiciler büyük mağduriyetler doğuran bu tip oluşumları engellemeye çalışsa da, temelinde aynı olan bu oyunlar farklı formlarda yeniden ortaya çıkmakta ve her seferinde bir kısım insanı kandırmayı başarabilmektedir.
Kripto Paralarla Ponzi Şemalarının Evrimi
Kripto para teknolojileri, Ponzi şemalarına yeni bir ortam ve kılıf sağlamıştır. Blockchain üzerinde yeni token’lar veya akıllı sözleşmeler oluşturma imkânı, dolandırıcılara geleneksel Ponzi’yi farklı biçimlerde sunma fırsatı vermektedir. Nitekim 2010’ların sonlarından itibaren, kripto para dünyasında bir dizi yüksek profilli Ponzi olayı yaşanmıştır. Örneğin, OneCoin, 2014-2017 arasında küresel çapta yüz binlerce kişiyi ağına çeken sözde bir kripto para projesiydi ve sonradan “tarihin en büyük kripto saadet zincirlerinden biri” olarak anıldığı ortaya çıktıtr.tradingview.com. Bu sistemin kurucuları (Ruja Ignatova ve ortakları) milyarlarca dolarla ortadan kaybolurken, OneCoin’in bir kripto paradan ziyade merkezi bir ponzi pazarlaması olduğu anlaşıldı. Yine BitConnect, 2017’de yatırımcılara günlük %1’lik sabit getiri vaat eden kripto platformu olarak ünlenmiş, aslında bir Ponzi düzeni kurduğu 2018’de çöküşüyle ortaya çıkmıştır. BitConnect şemasında da eski yatırımcılara ödemeler yeni katılımcıların yatırımlarıyla yapılıyor ve “gizli bir trading algoritması” sayesinde kazanıldığı iddia edilen aşırı yüksek getiriler vaat ediliyordu. Sistem sürdürülemez hale gelince tokat etkisi yaratmış ve yatırımcılar büyük zararlarla karşılaşmıştır.
Kripto Ponzi şemalarının en çarpıcı örneklerinden biri de Turcoin vakasıdır. 2018 yılında Türkiye’de “yerli milli kripto para” sloganıyla piyasaya sürülen Turcoin, başlangıçta lüks lansman partileri, ünlü isimlerin katılımı ve lüks araba hediyeleriyle gündeme geldihurriyetdailynews.comhurriyetdailynews.com. İstanbul merkezli Hipper adlı şirket tarafından çıkarılan bu token, kısa sürede binlerce kişiden yatırım topladı. Ancak 2018 ortasında ödemeler durunca projenin bir saadet zinciri olduğu ortaya çıktı. Kurucuların yaklaşık 100 milyon TL topladığı, 10 binden fazla kişiyi dolandırdığı ve paraların yurt dışına kaçırıldığı belirlendihurriyetdailynews.comhurriyetdailynews.com. Turcoin örneği, kripto etiketi altında bir Ponzi şemasının nasıl pazarlanabileceğini gösterdi: Sözde “milli kripto” vurgusu, lüks hediyeler ve hızlı zenginlik vaadi ile güven telkin edilip geniş bir kitle sisteme çekilmişti. Sistem büyüdükçe zirvedekiler servet kazanırken, son katılanlar paralarını alamadan ortada kaldı.
DeFi Ponzi ve Akıllı Sözleşmeler: Kripto dünyasında Ponzi şemaları sadece sahte token projeleriyle sınırlı kalmamış, merkeziyetsiz finans (DeFi) alanında da karşılık bulmuştur. Özellikle akıllı sözleşmeler yoluyla tasarlanan otomatik Ponzi sistemleri dikkat çekmektedir. Örneğin, 2020 yılında Ethereum ve Binance Smart Chain üzerinde faaliyet gösteren Forsage adlı platform, kendini “akıllı sözleşme tabanlı yatırım sistemi” olarak tanıtmış ancak ABD SEC tarafından $300 milyondan fazla para toplayan bir kripto piramit/Ponzi şeması olduğu gerekçesiyle durdurulmuştursec.govbinance.com. Forsage, akıllı sözleşmeye dayalı olması sayesinde katılımcılara “güvenilir, çünkü kod çalıştırıyor” izlenimi vermiş, oysa ki kodun içeriği incelendiğinde yeni üyelerin yatırımlarının eski üyelere dağıtıldığı klasik saadet zinciri mantığı taşıdığı anlaşılmıştır. Bu ve benzeri vakalar, akıllı kontratların değiştirilemez ve otonom yapısının maalesef dolandırıcılar tarafından suistimal edilebildiğini göstermektedir.
Kripto Ponzi şemalarının evrimi, ICO furyası, DeFi getirisi (yield farming) ve NFT alanında da kendini göstermiştir. 2017’deki ICO (Initial Coin Offering) patlaması sırasında, onlarca proje yüksek getiri sözüyle halka coin satmış, bir kısmı fonları topladıktan sonra “rug pull” yaparak ortadan kaybolmuştur. Bu her ne kadar doğrudan Ponzi olmasa da benzer şekilde ilk girenlerin kazanç sağlayıp sonradan gelenlerin zarara uğradığı bir düzen oluşturmuştur. DeFi alanında ise sürdürülemez derecede yüksek yıllık faiz (APR) sunan bazı platformlar ortaya çıktı; bunlar yeni kullanıcıların mevduatlarından eski kullanıcılara ödeme yaparak bir süre %1000’leri bulan getiri verdiklerini iddia etmiş, fakat neticede yeni sermaye akışı durunca token değerleri sıfırlanarak çöküş yaşanmıştır. Ponzinomics olarak adlandırılan bu tür modellerde, bir token’ın değerinin tek kaynağı sisteme sürekli yeni alıcıların gelmesine dayalıdır. Ne yazık ki 2020-2021 dönemindeki kripto boğa piyasasında, bu “Ponzi tokenomikleri” ile çalışan pek çok proje türemiş ve pek çok yatırımcı da FOMO etkisiyle bu tuzaklara çekilmiştir.
Özetle, kripto paralar geleneksel Ponzi oyunlarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Teknolojik jargon, akıllı sözleşme güveni, merkeziyetsizlik iddiası gibi unsurlar kullanılarak eski dolandırıcılık mekanizmaları cilalanıp piyasaya sürülmektedir. Ancak temelinde değişen bir şey yoktur: Gerçek bir ekonomik faaliyet olmaksızın, sisteme sonradan girenlerin parasıyla önceki kişilere ödeme yapılması şeklindeki saadet zinciri mantığı, kripto dünyasında da aynen devam etmektedirtr.wikipedia.org.
Blockchain Teknolojisinin Temel Prensipleri ve İstismarı
Blokzincir (Blockchain), dağıtık defter teknolojisine dayalı, işlemlerin merkezi otoritelere ihtiyaç duymadan doğrulandığı ve kayıt altına alındığı bir yapıdır. Temel prensipleri arasında şeffaflık (tüm işlemlerin herkes tarafından görülebilmesi), değişmezlik (onaylandıktan sonra kayıtların geri alınamaz/değiştirilemez oluşu) ve merkeziyetsizlik (ağın kontrolünün tek bir elde olmaması) sayılabilir. Bu yönleriyle blockchain, finansal işlemlerde güvenliği ve şeffaflığı artıran devrimsel bir yenilik olarak görülmektedir. Ne var ki, aynı özellikler kötü niyetli aktörler tarafından kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde istismar edilebilmektedir.
Ponzi şemaları blockchain’i birkaç açıdan suistimal eder:
Anonimlik ve Takip Zorluğu: Blockchain üzerindeki adresler genelde gerçek kimliği göstermez. Dolandırıcılar, sahte isimler veya kimlikle ortaya çıkarak neredeyse anonim biçimde Ponzi sistemleri kurabilmektedir. Herhangi biri, bir Ethereum ya da Binance Smart Chain adresiyle akıllı sözleşme dağıtabilir ve arkasında kimin olduğu belirsiz kalabilirmedium.commedium.com. Bu, geleneksel finans sisteminde dolandırıcıların kaçınamayacağı birçok yasal engeli baypas etmelerini sağlar. Örneğin, bir yatırım fonu kurmak için lisans vs. gerekirken, blockchain ağında anonim bir cüzdan adresiyle “yüksek kazanç sunan” bir akıllı sözleşme başlatmak mümkündür.
Merkezi Kontrolün Olmayışı: Akıllı sözleşmeler bir kez blockchain’e yüklendi mi, teorik olarak kimse onu durduramaz (eğer kendini imha eden bir kod yoksa). Dolayısıyla, bir Ponzi amaçlı akıllı sözleşme tespit edilse bile, merkezi bir otorite olmadığı için anında kapatılamayabilirmedium.commedium.com. Bu, dolandırıcılara zaman kazandırır ve daha çok kişiyi çekmelerine olanak tanır. Örneğin, Etherum ağında kurulmuş bir Ponzi kontratı, kullanıcılar uyarılana dek çalışmaya devam edebilir ve müdahale için genellikle sadece kullanıcı farkındalığı veya ağı kullanan platformların (ör. Etherscan’ın) uyarıları devreye girer.
İşlem İrreversibility (Geri Döndürülemezlik): Blockchain işlemleri gerçekleştiğinde iptal edilemez. Bu da Ponzi düzenekleri için bulunmaz bir fırsattır; çünkü mağdurlar para gönderdikten sonra, hatayı fark etseler bile geri alamazlar. Dolandırıcılar akıllı sözleşmelerine veya cüzdanlarına aktarılan fonları hemen kendi kontrol ettikleri başka adreslere ya da karıştırıcılara (mixer) gönderebilir. Bu durum, geleneksel bankacılıkta dolandırıcılıkta paraya el konulup iade edilebilmesinin aksine, kripto ekosisteminde mağdurların işini zorlaştırırbilalalyar.av.trbilalalyar.av.tr.
Akıllı Sözleşme Kodu ile Yanıltma: Ponzi düzenleyicileri, akıllı sözleşme kodlarını güvenilirlik aracı olarak kullanır. “Kod şeffaftır, zincir üzerinde denetlenebilir, kimse değiştiremez” diyerek kullanıcıları sisteme çekebilirler. Oysa çoğu sıradan yatırımcı akıllı sözleşme kodunu okumakta ve anlamakta zorluk çeker. İşte bu noktada istismar devreye girer: Sözleşme kodunun derinliklerine, fonları çekmek için gizli bir “backdoor” (arka kapı) koyulabilir veya dağıtılan ödüllerin mantığı karmaşıklaştırılıp gerçekte yeni gelenin parasının eskiye aktarıldığı gizlenebilir. Yatırımcılar sadece web arayüzündeki vaatleri görüp, akıllı sözleşmeye güven duyarlar fakat kod incelendiğinde ortada bir yatırım getirisinin değil, katılımcılar arası fon transferinin olduğu anlaşılır. Örneğin, bir Ethereum Ponzi kontratının şu kriterleri taşıdığı görülmüştür: (R1) Sözleşme belli bir mantığa göre yatırımcılar arasında para dağıtıyor; (R2) Sözleşmeye giren para sadece yatırımcılardan geliyor, harici bir gelir yok; (R3) Her yatırımcı, kendisinden sonra yeterince kişi yatırım yaparsa kâr ediyor; (R4) Sisteme ne kadar geç katılırsan parasını kaybetme riski o kadar yüksekmedium.com. Bu kriterler, blokzincir üzerindeki Ponzi sözleşmelerini ele veren teknik işleyiş özellikleridir.
Merkeziyetsizlik İddiası: Dolandırıcılar, kendi kurdukları platformları “merkeziyetsiz” diye tanıtıp güvenilirlik kazanmaya çalışır. Örneğin bir web sitesi kurup arkasında bir akıllı sözleşme çalıştırdıklarında, “Biz kimseyi yönetmiyoruz, sistem otomatik, uçtan uca çalışıyor” diyebilirler. Hâlbuki birçoğunda yönetici adresleri vardır ve istedikleri zaman akıllı sözleşmedeki fonları boşaltma yetkisine sahiptirler. Kodlarına owner (sahip) için ayrıcalıklar koyarlar veya bir süre sonra “çıkış dolandırıcılığı (exit scam)” yapacak şekilde programlarlarmedium.commedium.com. Kullanıcılar bu teknik ayrıntıları bilmediğinden, gerçekten dağıtık bir sisteme katıldıklarını sanıp kandırılabilirler.
Sonuç itibariyle, blockchain’in sağladığı güven unsurları bilinçsiz yatırımcı nezdinde bir güven yanılsaması yaratabilirmedium.commedium.com. Ponzi düzenleyicileri bunu lehlerine kullanarak, geleneksel dolandırıcılıklarını yeni teknoloji ambalajıyla sunarlar. Bu nedenle kripto projelerinde teknik inceleme (whitepaper ve akıllı sözleşme kod analizi) kritik önemdedir. Bir projede vaat edilen getiri, teknolojinin gerçek kapasitesiyle ve ekonomik modelle açıklanamıyorsa, blockchain kullanıyor olsa bile o projenin bir saadet zinciri olabileceği göz ardı edilmemelidir.
Türkiye’de Kripto Ponzi Algısı ve Medyadaki Örnekler
Türkiye, son yıllarda kripto paraların hızla benimsendiği ülkelerin başında gelmektedir. 2024 yılı verilerine göre Türk nüfusunun yaklaşık %19,3’ü kripto varlıklara yatırım yapmış durumdadır; bu oranla Türkiye, nüfusa kıyasla dünya üçüncüsüdüraa.com.traa.com.tr. Kripto paraların bilinirlik oranı %99’lara ulaşmış, enflasyon ve ekonomik dalgalanmalara karşı korunma aracı olarak halk arasında popülerleşmiştir. Bu yüksek ilgi ve kullanım oranı, ne yazık ki dolandırıcılar için de geniş bir av kitlesi anlamına gelmektedir. Toplumda kripto paralar hakkındaki bilgi düzeyi henüz tam oturmamışken, “kripto” kelimesinin etrafındaki hızlı zenginlik hikâyeleri ve medyadaki sansasyonel haberler birçok kişiyi savunmasız bırakmıştır.
Medyada kriptoyla ilgili dolandırıcılık haberleri son yıllarda sıkça yer almaktadır. Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi, Türkiye’nin finans merkezi olması ve teknolojiye yatkın büyük bir nüfusu barındırması nedeniyle bu vakaların yoğun görüldüğü yerlerdirbilalalyar.av.trbilalalyar.av.tr. İstanbul merkezli pek çok skandal, ulusal ve uluslararası çapta yankı uyandırmıştır. Örneğin, 2021 yılında patlak veren bir yerli kripto borsası skandalı, on binlerce yatırımcıyı mağdur etmiş ve Türk mahkemeleri sorumluları hakkında toplam on bin yılı aşkın hapis cezası talep etmiştirbilalalyar.av.tr. Bu olay, basında “Cumhuriyet tarihinin en büyük kripto vurgunu” manşetleriyle yer almış ve kripto ekosistemine olan güveni sarsmıştır. Yine Marmara Bölgesi genelinde (İstanbul başta, Kocaeli, Bursa, Tekirdağ gibi illerde), milyonlarca liranın buharlaştığı ponzi tipi dolandırıcılık şemalarına dair haberler art arda gelmiştirbilalalyar.av.tr.
Resmî makamların verileri de Marmara Bölgesi’nin kripto kaynaklı suçlarda öne çıktığını göstermektedir. İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı başında gerçekleştirdiği “Siberağ-15” operasyonunda, İstanbul dahil 9 ilde faaliyet gösteren bir saadet zinciri şebekesine baskın yapılmış; toplam 30,4 milyar TL işlem hacmi tespit edilen 21 şüpheli yakalanmış ve 752 banka/kripto hesabına el konulmuşturbilalalyar.av.trartigercek.com. Bu şebekenin, sosyal medya üzerinden “reklam izle-kazan” gibi vaatlerle insanları sisteme çekip Ponzi düzeni kurduğu anlaşılmıştırartigercek.comartigercek.com. Benzer şekilde Mayıs 2024’te gerçekleşen “Sibergöz-42” operasyonunda, “Smart Trade Coin” adıyla sözde kripto varlık platformu kurup “sıfır risk ile yüksek kazanç” vaadiyle hareket eden uluslararası bir ponzi ağı ortaya çıkarılmıştır. Ankara merkezli bu operasyonda 21 ilde eş zamanlı baskınlar yapılarak 127 kişi yakalanmış ve bu şebekenin yaklaşık 1 milyar dolar (≈32 milyar TL) haksız kazanç elde ettiği tespit edilmiştirbilalalyar.av.tr10haber.net. Bu rakamlar, dolandırıcıların kripto aldatmacalarıyla erişebildiği boyutların ne denli büyük olduğunu gözler önüne sermektedir.
İstanbul özelinde, kentin finans ve teknoloji altyapısının gelişmiş olması bir çifte etki yaratıyor: Bir yandan kripto paralara meraklı ve yatırım yapabilecek geniş bir kitle mevcut, diğer yandan uluslararası bağlantılara ve bilişim imkanlarına kolay erişim dolandırıcıların burada üslenmesini cazip hale getiriyorbilalalyar.av.trbilalalyar.av.tr. Nitekim İstanbul’da kurulan bazı saadet zinciri organizasyonları, global çapta para toplamış ve operasyonlarında yabancı ortaklar veya paravan şirketler kullanmıştır. Yerel medya, örneğin İstanbul’da merkezlenip Kıbrıs’a para aktarılan Turcoin vakasını veya Arnavutluk’a kaçan kripto borsa kurucusu haberlerini ayrıntılarıyla işlemektedircointelegraph.comcointelegraph.com. Bu haberlerin geniş yankı bulması, toplumda kripto paraların riskleri konusunda bir farkındalık oluşturmaya başlamıştır ancak halen hızlı zengin olma vaadine kapılan ciddi bir kitle vardır.
Toplumsal algıda, kripto ponzi düzenleri genelde “uç örnekler” olarak görülme eğilimindedir. Yani pek çok insan, manşetlere çıkan büyük dolandırıcılıkları okur ancak bunları “benim başıma gelmez, ben anlarım” diye düşünerek kendi katıldıkları şüpheli projeleri mazur görebilir. Ayrıca dolandırıcılar, toplumsal dinamikleri kullanarak güven kazanma yoluna gider. Örneğin, ünlü simaların reklam yüzü yapılması, yerel kanaat önderlerinin (sosyal medya fenomenleri veya bazı sözde finans danışmanlarının) projeyi övmesi, bu algıyı manipüle eden stratejilerdir. Türkiye’de ponzi düzeni kuranlar zaman zaman dini veya milli duygulara da hitap etmeye çalışmıştır: “Milli kripto paramız”, “Ümmete hizmet eden finans modeli” gibi söylemlerle insanların gardını düşürmeyi hedeflemişlerdir. 1990’lardaki Titan zincirinden beri “akıllı ve eğitimli insanlar bile bu tuzağa düşmez mi?” sorusu hep sorulagelmiştir. Maalesef cevap olumsuzdur; zira geçmişte bankacı, doktor, futbolcu gibi eğitimli veya varlıklı kesimlerden de pek çok kişi Ponzi mağduru olmuştur (örneğin bir bankacı olan Seçil E. vakasında ünlü futbolcular dahi yüksek faiz vaadiyle dolandırılmıştıryoutube.com). Kripto çağında da durum benzerdir: Teknolojiye uzak olmayan genç profesyoneller dahi, kripto varlıkların karmaşıklığı içinde kolay kazanç fırsatı sunan projelere aldanabilmektedir.
Özetle, Türkiye’de kripto ponzi algısı giderek artan bir endişe konusu haline gelmiştir. Medyaya yansıyan her büyük vaka, hem caydırıcı birer örnek olmakta hem de bu konuda kamusal farkındalığı beslemektedir. İstanbul ve Marmara Bölgesi, bu eğilimin hem kurbanları hem de failleri açısından merkez üssü gibidir. Ancak aynı zamanda, artan bu olaylar karşısında kolluk kuvvetleri ve yargı organları da tecrübe kazanmış; siber suçlarla mücadele birimleri ve finansal denetim kurumları Ponzi şemalarını tespit ve engelleme konusunda daha proaktif adımlar atmaya başlamıştırbilalalyar.av.tr.
Kripto Para Regülasyonlarındaki Gelişmeler (Dünya ve Türkiye)
Kripto paraların regülasyonu, dünya genelinde 2020’lerin başından itibaren hız kazanan bir gündem olmuştur. Birçok ülke, hem yatırımcıyı korumak hem de yasa dışı faaliyetleri engellemek amacıyla kripto varlıklara yönelik yasal çerçeveler geliştirmektedir. Dünya genelinde, özellikle büyük ekonomiler ve uluslararası kuruluşlar bu konuda adımlar atmıştır. Örneğin, Avrupa Birliği 2023 yılında MiCA (Markets in Crypto-Assets) adıyla kapsamlı bir düzenlemeyi kabul ederek kripto varlık ihraççıları ve hizmet sağlayıcıları için lisans ve denetim şartları getirmiştirrekabetregulasyon.comrekabetregulasyon.com. Amerika Birleşik Devletleri’nde doğrudan bir federal kripto kanunu olmasa da, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) gibi kurumlar mevcut menkul kıymet ve türev yasalarını kripto projelerine uygulayarak piyasa disiplinini sağlamaya çalışmaktadır. Nitekim SEC, son yıllarda birçok ponzi ve piramit yapılı kripto projesine karşı soruşturma açmış, milyar dolarlık dolandırıcılıklara karışan kişi ve şirketlere cezai işlemler uygulamıştırnatlawreview.comnatlawreview.com. Örneğin 2022’de Forsage davasında SEC, 11 kişiyi $300 milyonluk kripto saadet zinciri kurmaktan suçlamıştır; yine 2023’te Bitconnect ve OneCoin gibi küresel vakaların failleri ABD’de yargılanmaya başlanmıştır. Bu gelişmeler, uluslararası işbirliğinin ve küresel regülasyon ihtiyacının altını çizmektedir.
Türkiye’deki Regülasyonlar: Ülkemizde kripto paralar ilk başta herhangi bir özel yasal düzenlemeye tabi olmadan serbest bir şekilde işlem görmekteydi. Ancak özellikle 2021’de yaşanan büyük borsa skandalları ve artan dolandırıcılık vakaları, düzenleyici kurumları harekete geçirdi. Nisan 2021’de Merkez Bankası, kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasını yasaklayan bir yönetmelik yayımlayarak kripto ile mal/hizmet alımını engelledi (bu dolandırıcılık bağlamından ziyade para politikasıyla ilgili bir adımdı). Asıl önemli adımlar, 2022 sonu ve 2023 boyunca atılmaya başlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda yeni bir Kripto Varlık Yasası taslağı hazırlandı. Bu kapsamda, kripto varlık tanımı, kripto hizmet sağlayıcılarının tanımı gibi kavramlar ilk kez mevzuata girmeye başladırekabetregulasyon.comrekabetregulasyon.com.
Nihayet, Temmuz 2024’te Türkiye’de kripto sektörünü düzenleyen ilk kapsamlı yasal düzenleme yürürlüğe girdi. 7518 sayılı Kanun, 2 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe kondusmartlex.com.trsmartlex.com.tr. Bu kanunla birlikte kripto varlık hizmet sağlayıcıları (örneğin kripto para borsaları, saklama hizmeti sunan şirketler vb.) Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) denetimine tabi kılındı. Kanun, bu hizmet sağlayıcıların SPK’dan lisans almasını zorunlu hale getirmekte ve belirli sermaye yeterliliği, güvenlik altyapısı gibi şartları sağlamalarını öngörmektedirsmartlex.com.trsmartlex.com.tr. 2024’ün ikinci yarısında SPK, lisans başvuru süreçlerini başlatmış ve 2025 Mart ayı itibariyle ikincil düzenlemeler yayımlayarak borsa ve saklama şirketlerine detaylı yükümlülükler getirmiştirsmartlex.com.trsmartlex.com.tr. Örneğin, platformların kullanıcı varlıklarını güvence altına alması, belirli periyotlarla denetim raporları sunması gibi kurallar açıklanmıştır.
Yeni yasa, aynı zamanda yaptırımlar da öngörmektedir. İzinsiz kripto hizmeti sunan kişi veya şirketlerin 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştirrekabetregulasyon.com. Bu, örneğin merdiven altı bir kripto borsası açıp milleti dolandırmaya kalkanlar için ciddi bir caydırıcılık mekanizması olabilecektir. Ayrıca suç gelirlerinin aklanması, vergi kaçakçılığı gibi boyutlarda da kripto sektörü mercek altına alınmıştır. MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), 2021’den beri kripto platformlarına müşteri kimlik tespiti (KYC) yapma ve belirli tutar üzeri işlemleri raporlama yükümlülüğü getirmişti; yeni kanun bu tip önlemleri daha da pekiştirmektedir.
Bunların yanı sıra, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 80. maddesi uyarınca piramit satış sistemleri Türkiye’de yasaklanmıştırtuketici.ticaret.gov.trtuketici.ticaret.gov.tr. Piramit satış veya saadet zinciri kurulması, yayılması ve tavsiye edilmesi dahi idari ve cezai yaptırıma tabidir. Kripto adı altında yapılan Ponzi/piramit şemaları da bu kapsama girebilir. Nitekim Ticaret Bakanlığı zaman zaman kamuoyuna uyarılar yaparak, şayet bir sistem sizden yeni üyeler getirmenizi ve para yatırmanızı şart koşarak kazanç vadediyorsa bunun piramit satış olabileceğini belirtmektedir. Dolayısıyla hukukî zeminde Ponzi şemaları zaten dolandırıcılık kapsamında suçtur; ayrıca tüketici hukuku yönünden de yasaklanmıştır.
Özetle, Türkiye’de kripto varlıkların yasal durumu hızla şekillenmektedir. Yeni düzenlemeler, yatırımcıları korumayı ve sektörü disipline etmeyi amaçlamaktadırsmartlex.com.tr. Lisanslama süreci ile güvenilir aktörler piyasada kalacak, korsan yapılar elenecektir. Bunun, ponzi tarzı yapılanmaların en azından kurumsal kisve altında faaliyet yürütmesini zorlaştıracağı öngörülebilir. Ancak düzenleme ne kadar sıkı olursa olsun, bilinçli yatırımcı olmak ve aşırı iyi görünen tekliflere şüpheyle yaklaşmak hâlâ bireysel sorumluluk olarak önemini koruyor.
Teknik Analiz: Ponzi Sistemini Akıllı Sözleşme ve Tokenomik Yönüyle Anlamak
Kripto alanındaki dolandırıcılıkların anlaşılması ve tespit edilmesinde teknik analiz becerileri büyük önem taşır. Bir projenin Ponzi olup olmadığını erken fark etmek, çoğu zaman onun teknik kurgusunu ve ekonomik modelini incelemekle mümkün olabilir. Bu bağlamda, akıllı sözleşmelerin incelenmesi ve tokenomik analizleri kritik rol oynar.
Akıllı Sözleşme İncelemesi: Bir kripto projesi akıllı sözleşmeyle çalışıyorsa, bilinçli yatırımcılar ve güvenlik denetçileri bu sözleşmenin kodunu gözden geçirerek ponzi benzeri yapıları anlayabilirler. Örneğin, EtherScout gibi araçlar ya da doğrudan Etherscan üzerinden sözleşme kodunu okuma imkânı vardır. Ponzi amaçlı yazılmış bir akıllı sözleşme genellikle şu izleri taşır:
Sözleşme, belirli bir yatırım fonu havuzu tutar ve yeni gelen her kullanıcıdan aldığı meblağın büyük kısmını havuza ekler, küçük bir kısmını (%5-10 gibi) da düzenleyici veya “owner” adresine yollar. Kod içinde bu oranlar ve adresler tanımlıdır. Eğer bir kontratın her işlemde belli bir adrese pay aktardığı görülüyorsa, bu o projenin kurucularının kendilerine sürekli komisyon aldığını gösterir ki bu Ponzi’de sık rastlanır. Nitekim Ethereum’daki kimi Ponzi kontratları “yatırım yap, paranı ikiye katla” sloganıyla çalışırken aslında her yatırımda %10 kesintiyi sahibine aktaracak şekilde kodlanmıştırmedium.commedium.com.
Ödeme dağıtım mantığı: Akıllı sözleşme kodunda, katılımcılara ödeme yapan fonksiyonlar incelenmelidir. Eğer bu fonksiyonlar herhangi bir harici gelir kaynağına (örn. bir ticari kazanç veya getiri üreten bir DeFi protokolüne) bağlı değil de tamamen sözleşmeye giren yeni paralara bağımlıysa, bu açık bir kırmızı bayraktır. Örneğin, payOut() gibi bir fonksiyon her çalıştığında en eski yatırımcıya sıradaki ödemeyi yapıyor ve bu ödeme de yeni gelenlerin yatırdığı ETH’den çekiliyorsa, ortada bir yatırım geliri yok demektir. Böyle bir durumda kod adeta sıraya girenler listesi tutar ve her yeni gelen, bir öncekinin parasını öder. Bu mekanizma zincir şeklinde Ponzi olarak bilinir ve Ethereum’da görülmüştürmedium.commedium.com. Kodun yorum kısmında çoğunlukla gerçek amacı gizlemek için belirsiz ifadeler kullanılır ama para akışına bakarak anlamak mümkündür.
Sonsuz büyüme varsayımı: Ponzi kontratları, yeni kullanıcı akışının sonsuza dek süreceği varsayımıyla yazıldığı için genelde bir sonlandırma şartı içermez. Örneğin, meşru bir yatırım sözleşmesi belli bir süre sonra kapanır ya da hedefe ulaştığında stop olur. Ponzi akıllı sözleşmelerinde ise “her zaman yatırım kabul et” mantığı vardır, ta ki kurucular bir selfdestruct (kendini yok et) veya withdrawAll (tüm fonları çek) komutu koymuşsa, onu tetikleyene dek. Bazı dolandırıcılar, kontrata bir acil çıkış kapısı kodlar: Belli bir koşul sağlandığında (mesela belli bir blok sayısı geçince veya belirli bir adres bir işlemi yapınca) kontrattaki tüm bakiyeyi belirlenen adrese aktar ve kontratı sonlandır. Bu tip bir kod bloğu olup olmadığı denetlenmelidir. 2021’de BSC üzerinde patlayan birkaç yield farm, kodlarına geliştiricilerin tüm fonları çekebileceği gizli fonksiyonlar koydukları için ifşa olmuştu.
Sahiplik kontrolü: Merkeziyetsiz görünümlü projeler bile bazen akıllı sözleşme üzerinde sahibi (owner) veya yönetici rolleri barındırır. Kod içinde owner = msg.sender ataması genelde kontratı dağıtan adresi sahip olarak atar. Sonrasında onlyOwner yetkisiyle korunmuş fonksiyonlar bulunabilir. Eğer ponzi amaçlı bir proje ise, owner genelde yatırılan parayı çekme, sistemi durdurma, token basma gibi kritik yetkilere sahiptir. Örneğin bir kontrat analizinde ownerWithdraw() adında ve sadece owner’ın çağırabildiği bir fonksiyon tespit edilirse, bu fonksiyonun içeriğine bakılmalıdır. Genellikle ponzi kurucuları gerektiğinde tüm fonları alıp kaçabilmek için bu tür arka kapıları bilerek bırakırlar.
Tokenomik Analizi: Bir kripto projesinin tokenomik modeli (yani tokenın arz dağılımı, ödül mekanizmaları, kullanım durumu vb.) de ponzi olup olmadığının sinyallerini verebilir. Dikkat edilmesi gereken noktalar:
Garanti Getiri Vaatleri: Eğer bir token “% şu kadar kesin kazanç” sözüyle pazarlanıyorsa bu büyük olasılıkla sürdürülemezdir ve ponzi izlenimi verirmonay.com.trmonay.com.tr. Örneğin “Tokenımızı alın, her ay %30 getiriniz cebinize gelsin” diyen bir proje, bu getiriyi nasıl sağlayacağını somut biçimde açıklayamıyorsa aslında muhtemelen yeni katılımcı paralarını kullanacaktır. Hiçbir yatırım riski yok, garantili kazanç ifadeleri finans dünyasında genellikle dolandırıcılık göstergesidirmonay.com.trmonay.com.tr.
Şeffaf Olmayan veya Anlaşılmaz İş Modeli: Projenin whitepaper’ında veya web sitesinde yatırım stratejisi, gelir modeli açık ve net değilse dikkat edilmelidirmonay.com.tr. “Paranızı bizim üstün yapay zekâlı trading botumuza emanet edin” ya da “bilmem ne madenciliğinden sabit gelir elde edin” gibi muğlak ifadelerle süslü ama ayrıntı vermeyen işler risklidir. Gerçek bir ekonomik faaliyet olmadan yüksek getiri mümkün olmadığı için, şeffaflık yoksa ortada bir aldatmaca olabilir. Ponzi düzenleri çoğunlukla nasıl kazanç sağlandığı konusunda ketumdur veya sahte bir teknoloji hikâyesi anlatır (örneğin OneCoin, olmayan bir blockchain teknolojisine sahipmiş gibi davranıp kimseye teknik detay vermemişti).
Token Dağılımı ve Kilitlenme: Token’ın önemli bir kısmı kuruculara veya belli bir gruba ayrılmışsa ve bu bilgiler gizleniyorsa, ya da dolaşımdaki arzın büyük bölümünü kontrol eden cüzdanlar varsa ponzi/pump-dump riski yüksektir. Sağlam projelerde ekip ve yatırımcı tokenları genelde bir süre kilitli kalır ve şeffaf bir dağıtım planı duyurulur. Oysa ponzi vari projeler bu konulara hiç değinmez veya “hepsi dolaşımda” diyerek aslen kendi cüzdanlarına yüklü miktarları koyarlar. Sonra da fiyatta şişkinlik yaratıp tepe noktada ellerindekini satarak kaybolurlar.
Referral (Yönlendirme) Sistemi: Eğer bir kripto proje, yeni kullanıcı getirene ekstra token veya bonus kazanç veriyorsa ve bu, projenin ana pazarlama argümanı haline gelmişse, piramit şeması alarmı çalmalıdır. Elbette referans programları meşru işlerde de olabilir, ancak ponzilerde kazanç yapısının merkezinde yeni üye getirme bulunur. Örneğin Forsage gibi örneklerde her yeni üyenin yatırdığı paranın belirli yüzdeleri onu davet eden üste, ondan üste doğru dağıtılıyordumedium.com. Benzer şekilde Turcoin’de ilk katılanlara lüks araba hediye edilip bu hikâyeler yayılarak daha çok kişi çekilmeye çalışılmıştıhurriyetdailynews.comhurriyetdailynews.com. Bir projenin değeri, kullanım alanından ziyade kişi getirmeyle ödül kazanmaya dayanıyorsa dikkat etmek gerekir.
Dış Gelir Kaynağı: Sürdürülebilir bir proje, kullanıcılarına dağıttığı ödülleri bir dış gelirle destekleyebilmeli (ör. borç verme faiz geliri, kâr paylaşımı, protokol ücreti vs.). Eğer tüm getiriler sadece platformun kendi tokenını basarak sağlanıyor veya yeni gelenlerin yatırdığı sermaye ile ödeniyorsa, bu model sonsuza dek devam edemez. Teknik belgelerde, “getiriler nereden geliyor” sorusunun tatminkâr cevabı yoksa bu bir ponzi sinyalidir. Örneğin yüksek APY sunan bir DeFi platformu, kazançların büyük kısmını yeni mevduatlara kendi tokenından dağıtıyorsa ve o token da sadece platforma katılanlar tarafından talep görüyorsa, sistem kapalı devre bir saadet zincirine dönüşüyor demektir.
Örnek Teknik İnceleme: Bir Solidity akıllı sözleşmesinden basitleştirilmiş örnek verelim. Aşağıdaki sözleşme şeması, “giren son kişi çıkana ödeme yapar” mantığıyla çalışır:
solidity
KopyalaDüzenle
contract SimplePonzi { address payable public currentInvestor; uint public currentInvestment = 0; function joinPonzi() public payable { require(msg.value > currentInvestment, "Daha yüksek bir tutarla katilmalisiniz"); // Mevcut yatırımcıya parasını ve kazancını öde currentInvestor.transfer(msg.value); // Yeni yatırımcıyı sıraya al currentInvestor = payable(msg.sender); currentInvestment = msg.value; } }
Yukarıdaki basitleştirilmiş örnekte, her yeni gelen en son katılanın yatırdığı miktardan daha fazla ETH yatırmak zorundadır (require şartı). Yeni gelenin parası doğrudan mevcut yatırımcıya transfer edilir (transfer fonksiyonu). Sonra yeni gelen “mevcut yatırımcı” konumuna geçer. Bu kod, ilk bakışta “her katılan parasını katlayarak geri alıyor” gibi görünse de aslında bariz bir saadet zinciridir: Son gelen yatırımcı parasını geri alamadan kalacak, çünkü ondan sonra kimse gelmeyince sistem duracaktır. Nitekim Ponzi sözleşmelerinin temel mantığı budur – son kalan, yani zincirin en altında kalan, kaybeden olacaktırmedium.commedium.com. Gerçek dünyada dolandırıcılar tabii ki bu kadar açık kodlar sunmaz; daha karmaşık bonus mekanizmaları, havuzlar vs. ile işi gizlerler ama özü değişmez.
Yukarıdaki örnek, blockchain üzerindeki işlemlerin aleni oluşunun aslında Ponzi’yi tespit etmeyi mümkün kılabileceğini de gösterir. Zincir üstü analiz yapanlar, bir adresten diğerine sürekli yeni gelen paraların aktarılıp aktarılmadığını, belli başlı adreslerin sürekli fon çekip çekmediğini takip edebilir. Bu sayede, kimi zaman proje çökmeden uyarı yapmak mümkün olur. Örneğin bazı bağımsız blockchain araştırmacıları, şüpheli yüksek getiri sunan projelerin akıllı sözleşmelerini inceleyip sosyal medyada uyarılar yayınlamaktadır.
Sonuç olarak, teknik perspektiften ponzi şemalarını anlamak, geliştiricilerin ve deneyimli yatırımcıların sorumluluğundadır. Kodun yalan söylemediği prensibinden hareketle, bir kripto projenin gerçekten iddia ettiği gibi çalışıp çalışmadığını anlamak için akıllı sözleşme kodunu ve token dağıtımını incelemek gerekir. Ne yazık ki çoğu sıradan yatırımcı bunu yapamadığı için, dolandırıcılar teknik karmaşıklığı bir kalkan olarak kullanabilmektedir. Ancak ekosistem olgunlaştıkça, denetim firmaları (audit şirketleri) ve topluluk gözlemcileri şüpheli yapıları daha hızlı ortaya çıkarır hale gelmektedir.
Yatırımcı Psikolojisi: FOMO, Kolay Kazanç Arzusu ve Dolandırıcılık Psikodinamiği
Finansal dolandırıcılıkların başarısında, teknik hilelerden ziyade insan psikolojisinin zaafları belirleyici rol oynar. Ponzi şemalarının onca örneğine rağmen hâlâ kurban bulabilmesinin ardında, yatırımcı psikolojisindeki yanılgılar ve motivasyonlar yatar. Bu bölümde “Neden insanlar bile bile bu tuzağa düşüyor?” sorusunu, FOMO etkisi ve dolandırıcıların psikolojik taktikleri üzerinden irdeleyeceğiz.
Kolay Para Kazanma Arzusu: İnsanoğlu, “kolay yoldan çok kazanma” vaadine karşı zayıf bir iradeye sahiptir. Davranışsal finans perspektifinden bakıldığında, insanlar defalarca benzer sonuçlar doğurduğunu gördükleri halde, “bu sefer farklı olabilir” umuduyla yüksek kazanç vaatlerine inanma eğilimini sürdürüyorlaryenimedya.aydin.edu.tryenimedya.aydin.edu.tr. Bu durum bir tür bilişsel yanılgıya işaret eder: Örneğin bir kişi daha önce ponzi benzeri bir işe para kaptırmış olsa bile, yeni karşısına çıkan parlak bir fırsatta aynı hatayı tekrarlayabilir. Çünkü zihin, “ya bu kez gerçekse ve ben kaçırırsam” düşüncesine tutunur. Bu, finans literatüründe sıkça dile getirilen Greater Fool (Daha Büyük Aptal) teorisine de paraleldir: Kişiler bazen bir yatırımın mantıksız olduğunu bilerek girer, ama daha büyük bir aptala satarım diye düşünür. Ponzi’de de herkes bir noktaya kadar riskin farkındadır belki ancak erken girenler, kendilerinin kârlı çıkacağını umar. Ne var ki matematiksel olarak çoğunluk kaybedecektir.
FOMO (Fear of Missing Out – Fırsatı Kaçırma Korkusu): Kripto dünyasında FOMO, insanları aceleyle karar almaya iten en güçlü duygulardan biridir. Özellikle sosyal medyada ve haberlerde birilerinin küçük yatırımlarla büyük paralar kazandığı hikâyeleri yayılır. Bu hikâyeler doğru olsun ya da olmasın, geniş kitlelerde “ben de trenin kaçırmayayım” hissiyatı oluşturur. Dolandırıcılar FOMO’yu tetiklemek için türlü yöntemler kullanır: Örneğin, Ponzi projesinin başında bir grup kişiye gerçekten yüksek ödemeler yapar ve onların bunu çevresine yaymasını sağlarlar. Bu kişiler genelde erken giren veya dolandırıcıyla işbirliği içindeki kimselerdir. “Ben yatırdım, 1 ayda paramı ikiye katladım” diyen birini duyan insanlar, olası riskleri göz ardı edip fırsatı kaçırmama içgüdüsüyle hareket edebilir. Hele ki bu anlatıcı tanıdık biriyse güven unsuru devreye girer. Türkiye’de geleneksel saadet zincirlerinde bu yüzden köylerde, aile veya hemşehri çevrelerinde yayılma görülürdü; kriptoda da Telegram/WhatsApp grupları üzerinden “ben aldım çok memnunum” diyenler bu etkiyi yaratır.
Sürü Davranışı ve Sosyal Kanıt: Bir ponzi veya scam projesinin elinde referans olarak gösterebileceği çok sayıda mutlu yatırımcı varsa, yeni gelenleri ikna etmek kolaylaşır. Bu bağlamda, dolandırıcılar sosyal kanıt ilkesini iyi kullanır. Örneğin lüks bir otelde kalabalık bir toplantı yapar, sahneye çıkarak büyük vizyonundan bahseder, alkışlayan 500 kişi görürsünüz – artık o projeye inanmanız daha olasıdır. Turcoin’in yaptığı gösterişli lansman partileri ve ünlü konuklar bunun bir örneğiydihurriyetdailynews.com. Yine Bitconnect’in 2017’de düzenlediği konferanslar, coşkulu konuşmalar (hatta YouTube’da viral olan “Bitconnect!” diye bağıran Carlos Matos konuşması) sosyal kanıt yaratıp binlerce kişiyi çekmişti. Herkes bu işe giriyorsa vardır bir bildiği şeklinde düşünen insan sayısı az değildir.
Güven ve Otorite Figürleri: Dolandırıcılar güven telkin etmek için bazen otorite rolleri üstlenir veya bu rolleri yanlarına çeker. Örneğin kripto ponzilerinde “danışma kurulu”nda akademisyen isimleri, eski bakan veya bürokratlar, tanınmış iş insanları gösterilebilir (elbette çoğu fiktif ya da rızası dışında listelenen isimler olabilir). Yatırımcı psikolojisinde “otoriteye itaat” önemli bir etkendir; bilinçaltında insanlar unvanlı veya itibarlı görünen kişilere inanma eğilimindedir. Benzer şekilde, bir avukatın ya da finans uzmanının “bu iş yasal ve güvenilir” demesi, teknik detayı anlamayan birini rahatlatır. Ponzi vakalarında kimi zaman maalesef bazı kötü niyetli avukatlar, muhasebeciler veya finansçılar da sisteme aracılık ederek güven aşılamışlardır. Türk basınında Çiftlik Bank olayında şirketin reklam yüzü olan sanatçılar, futbolcular gündem olmuştu; pek çok yatırımcı “onlar bile girdiğine göre sorun yok galiba” diye düşündüğünü ifade etti.
Dolandırıcının Karizması ve Psikolojik Manipülasyon: Ponzi organizatörleri çoğu zaman karizmatik ve ikna kabiliyeti yüksek kişilerdir. İnsan psikolojisinde iyi niyet varsayımı diye bir eğilim vardır: Karşınızdaki nazik, etkileyici ve güven verici konuşuyorsa ona inanma ihtimaliniz yükselir. Dolandırıcılar da tam olarak bu profili sergilemeye çalışır. Toplantılarda şık giyimli, özgüvenli, vizyoner bir figür çizilir. Katılımcılara kendilerini özel hissettiren söylemler kullanılır: “Siz seçilmiş bir grupsunuz, finansal devrim yapıyoruz, birlikte büyüyeceğiz” gibi. Bu, bir çeşit kült oluşturma stratejisidir. Nitekim OneCoin’de Ruja Ignatova kendini adeta bir kült lideri konumuna getirmiş, takipçileri onu “kripto kraliçesi” diye yüceltmiştir. Böylece rasyonel şüphe yerini duygusal bağlılığa bırakır. Yatırımcılar, dışarıdan gelen uyarılara kulak tıkayıp “bizim liderimiz bilir” moduna girebilir.
Mağdurların Durumunu Kabullenememesi (Sunken Cost Fallacy): Ponzi’ye para kaptıran kişiler çoğu zaman başta bunun farkına varamaz. Hatta bir noktada içten içe şüphe duysa bile, yatırdığı para ve harcadığı emek boşa gidecek düşüncesiyle kendini kandırmaya devam edebilir. Psikolojide buna batık maliyet yanılgısı denir – kişi, geri dönüşü olmadığını bilse bile daha fazla kaybetmemek için gerçeklerle yüzleşmeyi erteler. Dolandırıcılar bu durumu suistimal eder; ödemelerde aksamalar başlayınca çeşitli bahanelerle yatırımcıları oyalayıp onlardan sabır isterler: “Sistem büyüyor, kısa süre likidite sorunu var, yakında ödemeler katlanacak, biraz daha yatırım getir sorun çözülsün” vs. Bu esnada bazı mağdurlar dolandırıldığını anlamasına rağmen belki düzelir ümidiyle bekler veya daha da kötü, sistemi ifşa etse parasını alamamaktan korktuğu için sessiz kalır.
Affinity Fraud (Akraba-eş-dost Dolandırıcılığı): Ponzi şemaları genellikle insanların en güvendikleri ilişki ağları üzerinden yürür. Aile üyeleri, arkadaşlar, aynı cemaat ya da kulüp üyeleri birbirini sisteme davet eder. Bu, mağdurlar arasında utanma duygusu da yaratır. Örneğin bir kişi akrabasını da dahil ettiyse ve sonunda ikisi de para kaybettiyse kimse gidip suç duyurusunda bulunmak istemeyebilir, zira aile içinde sorun olur. Veya bir cemaat lideri bu işe önayak olduysa, insanlar onu kötülemek istemez. Bu da dolandırıcıların işini kolaylaştırır, çünkü ponzi ortaya çıkınca sesler daha kısık çıkar.
Yukarıda sayılan psikolojik dinamikler, ponzi dolandırıcılıklarının başarı anahtarını oluşturur. Dolandırıcıların psikodinamiği, yani kurbanlarını etkileme ve yönlendirme biçimleri genelde benzerdir: Özgüvenli başlangıç, sahte başarı hikâyeleri, sosyal kanıt yaratma, acele karar aldırma, manipülatif iletişim ve gerektiğinde suçluluk duygusu oynama (örneğin “bize inanmadınız mı, biz size kazandırmak için uğraşıyoruz” diyerek mağduru suçlu hissettirme).
Bu noktada, yatırımcıların kendi psikolojilerinin farkında olması önem arz eder. Aşırı getirinin her zaman aşırı risk demek olduğu finansal okuryazarlığın temel prensiplerindendir. Eğer bir teklif kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir. Unutulmamalıdır ki Ponzi oyunları, insanların hırslarını ve korkularını hedef alır. Mantığı geri planda bırakıp duygularla karar verdiğimiz anda, tuzağa düşme ihtimalimiz artar. Bunun panzehiri ise şüpheci olmak, araştırmadan inanmemek ve gerekirse bu tip konularda uzman görüşü almaktan çekinmemektir.
Türk Hukukunda Kripto Ponzi Vakalarına Yaklaşım
Ponzi şemaları ve benzeri dolandırıcılıklar, Türk hukukunda açıkça tanımlanmış ayrı bir suç kategorisi olarak değil, mevcut bazı suç tanımları kapsamında değerlendirilmektedir. Kripto paralar özelinde henüz tamamlanmış kapsamlı bir mevzuat olmadığı dönemlerde dahi, bu tip eylemler cezasız bırakılmamış ve genel ceza hükümleri uygulanmıştır. Bu bölümde Türk hukuk sisteminin kripto ponzilere yaklaşımını, ilgili suç tiplerini ve mağdurların hak arama yollarını ele alacağız.
Dolandırıcılık Suçu (TCK 157-158): Ponzi yapıları özünde dolandırıcılık fiilini oluşturur. Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesi basit dolandırıcılığı, 158. maddesi ise nitelikli dolandırıcılığı tanımlamaktadır. Kripto ponzi vakalarında genellikle nitelikli dolandırıcılık söz konusudur; zira bu suçun ağırlaştırılmış halleri arasında “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması” (TCK 158/1-f) ve “Tacir veya şirket yöneticisi gibi davranmak ya da medya araçlarını kullanmak suretiyle” (TCK 158/1-l) gibi bentler yer almaktadır. Bir kripto ponzi organizatörü, çoğunlukla internet siteleri, mobil uygulamalar veya sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere ulaştığı için ve kimi zaman da resmi bir şirket görünümü verdiği için bu nitelikli hal kapsamına girer. TCK 158’e göre nitelikli dolandırıcılık suçu işleyenler, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve ayrıca maddi menfaatin iki katından az olmamak üzere ağır adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdur sayısının çokluğu ve zarar miktarının büyüklüğü de yargılama aşamasında cezada etkili olmaktadır (birden fazla kişiye karşı dolandırıcılık zincirleme suç oluşturabilir, her bir mağdur ayrı suç gibi değerlendirilip ceza artırılabilir).
Nitekim 2021’deki büyük kripto borsa vakasında savcılar, şirket yöneticilerini on binlerce müştekiyi dolandırmakla itham ederek her bir müşteki için ayrı ceza istemiş ve astronomik toplam cezalar bu nedenle ortaya çıkmıştırbilalalyar.av.tr. Yakın zamanda sonuçlanan bir davada, bir mobil oyun görünümlü ponzi tezgâhı kuran sanığa 11 bin yılın üzerinde hapis cezası verildiği haberlere yansımıştırdailyhodl.com. Elbette Türk ceza hukukunda fiili infaz süreleri ve 30 yılı aşan cezaların tekerrür vs. hariç uygulanamayacağı gibi teknik konular vardır, ancak sembolik de olsa bu tür cezalar, yargının ponzi suçlarına yaklaşımındaki ciddiyeti gösterir.
Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama (TCK 282): Ponzi failleri, elde ettikleri büyük meblağları gizlemek veya yurt dışına kaçırmak için çeşitli yöntemlere başvururlar (kripto parayı farklı cüzdanlara dağıtma, diğer kripto varlıklara çevirme, nakde dönüştürüp şirket kurma vs.). Bu tür eylemler, dolandırıcılıktan ayrı olarak kara para aklama suçunu oluşturabilir. TCK 282, bir suçun gelirlerini aklayan kişilere 3 ila 7 yıl arası hapis öngörür. Özellikle kripto gibi sınır aşan varlıklarda MASAK ve uluslararası işbirliği ile bu aklama faaliyetlerinin izini sürmek mümkün olabilmektedir. Örneğin Turcoin olayında paraların Kıbrıs’a aktarıldığı tespit edilmiş ve KKTC makamlarıyla irtibat kurulmuşturcointelegraph.comhurriyetdailynews.com. Yine Thodex vakasında kurucunun Arnavutluk’a kaçırdığı kripto varlıkların izlenmesi için Interpol devreye girmiştir. Dolayısıyla, ponzi vurguncuları sadece dolandırıcılıktan değil, para aklamadan da yargılanabilmektedir.
Suç Örgütü Kurmak ve Bilişim Suçları: Ponzi yapıları çoğu zaman tek kişinin değil, bir grubun organizasyonudur. Arkada call-center’lar, yazılımcılar, pazarlamacılar bulunabilir. Bu durumda suç işlemek için örgüt kurmak (TCK 220) maddesi devreye girer ve bu kapsamda ayrıca ceza verilir. Örgüt kapsamında işlenirse dolandırıcılık cezası artırıma da uğrayabilir. Ayrıca kullanılan yazılım eğer mesela bir bankanın, bir borsanın taklidi ise TCK 244 (bilişim sistemine girme, verileri değiştirme) gibi suçlar da incelenebilir. Örneğin sahte kripto borsa sitesi açıp insanları orada dolandırmak, hem dolandırıcılık hem bilişim sistemi araçlı suç olur.
Hukuki Yaptırımlar ve Mağdur Hakları: Ceza davalarının yanı sıra, ponzi mağdurları hukuki yollarla da hak talebinde bulunabilir. Dolandırıcılık suçunda, ceza davası sırasında sanıklardan müştekilerin zararının tazmini istenebilir ve hükümle birlikte maddi tazminata karar verilebilir. Ancak pratikte ponzi faillerinden malvarlığı kalmamışsa ya da gizlemişlerse, bu tazmin kararlarını tahsil etmek güç olabilmektedir. Bu yüzden mağdurlar, mümkün olduğunca erken harekete geçerek şüphelilerin malvarlıklarına tedbir konulmasını sağlamalıdır. Türk Ceza Kanunu’nda olmasa da Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve MASAK mevzuatında, soruşturma aşamasında mal varlıklarına el koyma ve dondurma tedbirleri düzenlenmiştir. Nitekim önceki bölümde bahsedilen operasyonlarda yüzlerce banka ve kripto hesabına el konulmuşturbilalalyar.av.tr. Bu, mağdurların ileride zararlarının bir kısmını geri alabilmesi için kritik bir adımdır.
Mağdurlar, savcılıklara suç duyurusunda bulunarak adli süreci başlatmalıdır. İstanbul özelinde, bu tür şikâyetler genelde Cumhuriyet Başsavcılığı Bünyesinde Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu ve Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile koordineli yürütülür. Teknik takip, dijital iz sürme gibi yöntemlerle failler yakalanmaya çalışılır. Ponzi vakaları kamu davası niteliğinde olduğundan, tek bir kişinin şikâyetiyle de soruşturma açılabilir; fakat çok sayıda mağdurun bir araya gelmesi süreci hızlandırabilir ve ciddiyetini ortaya koyar.
Yargıtay Kararlarına Neden Yer Verilmedi? Hukuki riskler açısından, bu makalede Yargıtay veya mahkeme kararlarına doğrudan değinilmemesi özellikle tercih edilmiştir (kullanıcının isteği doğrultusunda). Bunun nedeni, devam eden davalarla ilgili yorumların veya isim zikretmenin yasal sorumluluk doğurabilmesidir. Genel hatlarıyla ifade etmek gerekirse, Yargıtay içtihatları dolandırıcılık suçunun bilişim yoluyla işlenmesi halinde nitelikli hal uygulanacağı ve piramit satış olarak nitelendirilebilecek yapılarda hem ceza hem idari yaptırımların ayrı ayrı devreye girebileceği yönündedir. Ancak somut vakaların detayları her olayda farklıdır.
Mevzuata Dayalı Değerlendirme: Türk hukuku, kripto ponzi vakalarını cezalandırma konusunda gerekli genel araçlara sahiptir, ancak bunların uygulanması ve mağduriyetlerin önlenmesi noktasında asıl kritik olan düzenleyici çerçeve idi. 2024 öncesinde, örneğin kripto borsaları tamamen regülasyonsuz çalıştığından, ancak suç işlendikten sonra müdahale edilebiliyordu. Yeni gelen düzenlemelerle birlikte, lisanssız faaliyet gösteren yapılar en baştan engellenebilecek veya tespit edilip kapatılabilecek. Bu, proaktif önlem anlamında önemlidir. Ayrıca SPK ve Merkez Bankası, zaman zaman kamuoyunu uyararak “kripto varlıklar merkezi otorite garantisinde değildir, tüm risk yatırımcıya aittir” şeklinde duyurular yaptı. Hukuken, kriptoya ilişkin ihtilaflarda elde net mevzuat olmayınca, mahkemeler mevcut kanunları uygulayarak yol aldı. Örneğin Thodex vakasında nitelikli dolandırıcılık ve örgüt kurma dışında, avukatlar sermaye piyasası mevzuatına muhalefet olup olmadığı gibi tartışmalar yürüttüler (çünkü eğer bazı tokenlar sermaye piyasası aracı sayılırsa SPK Kanunu 6362’ye muhalefet de gündeme gelebilir). Bu alandaki hukuk hâlâ gelişmekle birlikte, temel prensip şudur: Kripto ponzi de diğer ponziler gibi suçtur ve mağdurlar hukuken korunur. Yeter ki yargı mekanizmaları hızlı işletilebilsin ve mal varlığına erişim sağlanabilsin.
Regülasyonların Önleyici Etkisi: Temmuz 2024’teki kanundan sonra, 2025 başlarında SPK, lisans almayan veya başvurmayan borsaların faaliyetlerini durdurmaya başlamıştır. Bu, gelecekte Thodex benzeri hadiselerin önüne geçebilir. Ayrıca kanun, yurtdışından Türkiye’ye yönelik hizmet sunan borsaları da kapsam içine almaya çalışmakta, aksi halde erişim engeli ve ceza uygulanabileceğini belirtmektedir. Bu tür önlemlerin hayata geçmesiyle birlikte, en azından büyük çaplı dolandırıcılıkların sayısının azalacağı umulmaktadır. Ancak tamamen yok olması gerçekçi değildir; zira dolandırıcılar her zaman regülasyonun zayıf noktalarını veya gri alanları kullanmanın yolunu ararlar.
Sonuç olarak, Türk hukuk sistemi kripto ponzi vakalarını dolandırıcılık suçları bağlamında ciddi şekilde cezalandırmakta ve yeni yasal düzenlemelerle ön alıcı tedbirleri artırmaktadır. Bunun yanında, mağdurların hak arama sürecinde etkin olması ve gerekiyorsa kripto para hukuku alanında uzman avukatlardan destek alması önemlidir. Zira teknik konuların hukuka doğru aktarılması, uluslararası yazışmalar, bilirkişi incelemeleri gibi konular profesyonel yaklaşım gerektirir. İstanbul Barosu başta olmak üzere pek çok ilde, son yıllarda kripto para hukukunda uzmanlaşan avukatlar ortaya çıkmıştır ve bu da mağdur temsilinde daha etkili sonuçlar alınmasına katkı sunmaktadırbilalalyar.av.trbilalalyar.av.tr.
Bilinçlendirme, Yasal Uyarılar ve Kripto Okuryazarlığı ile Korunma Stratejileri
Kripto ponzi dolandırıcılıklarına karşı en güçlü savunma mekanizması, toplumun bilinç düzeyini yükseltmekten geçer. Regülasyonlar ve cezai yaptırımlar önemli olmakla birlikte, önleyici tedbir olarak bireylerin eğitilmesi ve uyanık olması çok daha etkilidir. Bu bölümde, hem bireysel hem kurumsal düzeyde ne tür bilinçlendirme ve uyarı stratejileri geliştirilebileceğine değineceğiz.
Finansal ve Teknolojik Okuryazarlık: Ponzi tuzaklarına düşmemek için vatandaşların temel finansal okuryazarlık becerilerine sahip olması şarttır. Monay gibi finansal okuryazarlık platformları, “yatırım yaparken gerçekçi beklentilere sahip olma, detaylı araştırma yapma” gibi tavsiyelerin altını çiziyormonay.com.tr. Özellikle kripto paraların ne olduğu, nasıl çalıştığı konusunda genel bir bilgi sahibi olmak gerekiyor. Birçok kişi sırf “kripto” kelimesinin yarattığı büyüye kapılıp neye yatırım yaptığını anlamadan para aktarıyor. Oysa blokzincir temelleri, cüzdan kullanımı, akıllı sözleşme mantığı, piyasa dinamikleri gibi konularda asgari bilgiye sahip olmak, çok bariz dolandırıcılıkları bile fark etmeyi sağlar. Örneğin, gerçekten bağımsız bir blokzincir projesi ile bir saadet zinciri tokenını ayırt etmek, biraz araştırmayla mümkün olabilir: Biri açık kaynak kodludur, yüzlerce geliştiricisi vardır, kullanım alanı bellidir; diğeri kapalı kutudur, sadece pazarlama üzerine kuruludur. Kamu otoriteleri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle kripto okuryazarlığı eğitimleri düzenlenmesi bu açıdan değerlidir. Son dönemde bazı üniversitelerde blokzincir kulüpleri, sosyal sorumluluk projesi olarak halka açık seminerler vermeye başlamıştır.
Resmî Uyarılar: Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Ticaret Bakanlığı periyodik olarak web siteleri veya basın açıklamalarıyla ponzi/piramit yapılara karşı uyarılar yayınlamaktadır. Örneğin Ticaret Bakanlığı’nın “Piramit Satış Sistemleri Hakkında Bilgilendirme” metninde, bu sistemlerin yasal olmadığı ve uzak durulması gerektiği açıkça vurgulanmıştırtuketici.ticaret.gov.tr. SPK da sıkça “kripto varlıklar Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında değildir, bu nedenle SPK’nın gözetimi dışındaki bu alanlarda dolandırıcılıklara karşı dikkatli olun” benzeri duyurular yapmıştır. Toplumun bu uyarılara kulak vermesi önem taşır. Ne yazık ki çoğu zaman bu tip uyarılar gazete sayfalarında küçük bir haber olarak kalıyor. Belki daha yaratıcı yöntemlerle, örneğin sosyal medyada infografikler veya kamu spotları ile bu mesajlar yayılabilir.
Bankalar ve Fintech Şirketlerinin Rolü: Ponzi şemalarının para akışları genelde banka hesapları veya ödeme kuruluşları aracılığıyla da yapılır (kriptoya gidiş gelişlerde). Bankalar şüpheli gördükleri toplu para hareketlerini MASAK’a bildiriyorlar. Ancak kullanıcılara da özellikle internet bankacılığı arayüzlerinde veya mobil uygulamalarda uyarılar gösterilebilir. Örneğin bir havale yaparken, “Bu ödeme yüksek kazanç vaat eden bir sisteme ise dolandırılıyor olabilirsiniz” gibi bir pop-up uyarı, en azından bir kısım insanı düşündürebilir. Benzer şekilde, Türkiye’de faaliyet gösteren kripto borsaları da kullanıcı eğitimine katkı sunabilir. Büyük borsalar bloglarında “Güvenli Yatırım İçin Bunlara Dikkat” tarzı yazılar paylaşarak toplumu bilinçlendirmelidir.
Mağdur Hikayelerinin Paylaşılması: İnsanlar bazen soyut uyarılardansa, gerçek mağdur hikâyelerinden daha fazla ders çıkarır. Basın, Ponzi mağdurlarının yaşadıklarını ele alan röportaj ve haberleri görünür kılabilir. “X kişisi evini sattı, filan coin’e yatırdı, şimdi elde var sıfır” tarzı haberler elbette kimse için arzu edilmez ama ibret olması açısından kamuoyunda etkili olur. 2018’de Çiftlik Bank mağdurlarının TV’lere çıkıp ağlaması mesela pek çok kişiyi etkilemişti. Bu tür içerikler, başkalarını aynı hatayı yapmaktan alıkoyabilir.
Hukuki Danışmanlık ve Erken Müdahale: Bir projeye yüklü miktarda para yatırmayı düşünen kişiler, mümkünse önce bir uzmana danışmalıdır. Bu uzman bir finansal danışman olabileceği gibi, teknik bir blokzincir uzmanı veya kripto para hukuku ile ilgilenen bir avukat da olabilir. Artık ülkemizde kripto varlık hukuku konusunda uzmanlaşan hukuk büroları mevcut. Özellikle yatırım tutarı büyükse, bir sözleşme incelemesi veya projenin hukuki durumunun analizi için profesyonel destek almak uzun vadede kaybı önleyebilir. Bu belki kültürümüzde pek yaygın bir yaklaşım değil (genelde işe girdikten sonra avukata gidiliyor), ancak bilinç düzeyi arttıkça talep görecektir.
Topluluk İhbar Mekanizmaları: Kripto dünyasında dolandırıcılıkları erken tespit etmek için güçlü bir topluluk (community) denetimi oluşmuştur. Örneğin Reddit, Twitter (X) gibi platformlarda kripto kullanıcıları şüpheli projeleri tartışıp birbirini uyarır. Türkiye’de de Ekşi Sözlük, Telegram grupları vb. mecralarda benzer işlevler görülüyor. Bu tür kanalları takip etmek faydalı olabilir. Özellikle “ilk kez duyulan bir coin” veya “garip vaatlerde bulunan bir platform” hakkında internette arama yapıldığında, eğer ponzi ise mutlaka birilerinin bunu yazdığı bir forum bulunur. “X projesi güvenilir mi, yoksa saadet zinciri mi?” tarzı aramalar, yeni yatırımcıların yapması gereken ilk adımdır. WoolyPooly gibi bazı siteler veya güvenlik odaklı kripto blogları, Ponzi şemalarını ele veren işaretler hakkında rehberler yayınlamıştırwoolypooly.com. Bunları okumak ve kendi yatırımını bu checklist’e göre test etmek de koruyucu olacaktır.
Kendin Yap (DYOR – Do Your Own Research): Kripto aleminde meşhur bir motto vardır: “Kendi araştırmanı kendin yap.” Herkes yatırımından kendi sorumludur ve kimse kayıp yaşadığında devletin veya bir başka otoritenin onu tamamen kurtaracağını varsaymamalıdır. Bu sebeple, herhangi bir projeye para aktarmadan önce mümkün olan en çok kaynaktan bilgi edinmek, akla yatkın gelmeyen noktaları sorgulamak çok önemlidir. Bir ponzi sistemi kurbanı, sonradan “aslında tüm işaretler oradaydı ama ben görmek istemedim” diyebiliyor. Örneğin platformun web sitesi birkaç aylık, ekibin kim olduğu belirsiz, lisansı yok, abartılı vaatler var, geçmişte benzer adla scam çıkmış projeler olmuş... Tüm bu işaretler genelde mevcuttur. Yukarıda Monay’dan alıntıladığımız listeyi bir kere daha hatırlarsak, olağanüstü getiri vaatleri, garantili kazanç iddiası, belirsiz iş modeli, lisanssız faaliyet, acele yatır baskısı, yeni üye getirme şartı gibi bariz uyarı sinyallerini artık her yatırımcının öğrenmesi gerekiyormonay.com.trmonay.com.tr.
Sonuç ve Özet: Kripto ponzi sistemleri, ancak toplum genelinde bir farkındalık seferberliği ile etkisiz hale getirilebilir. Yasal düzenlemeler çerçeveyi çizip kötü niyetlilere gözdağı verse de, asıl olan vatandaşın kendi kendini koruyabilmesidir. Bu da bilgiyle olur. Gerek devlet kurumları gerek özel sektör ve medya, el ele vererek kripto okuryazarlığı ve dolandırıcılık bilinci konusunda programlar düzenlemeli, içerikler üretmelidir. Unutulmamalıdır ki finansal piyasaların tarihinde dolandırıcılıklar hep var olmuştur ama her yeni dalga, eğitimli ve uyanık yatırımcı kitlesi sayesinde bir öncekinden daha az mağdurla atlatılabilir.
Herhangi bir yatırım fırsatı ile karşılaşıldığında şu soruları sormak, sağlıklı bir refleks olacaktır:
Bu proje bana tam olarak ne vaadediyor ve bu vaadi nasıl yerine getirecek? (Net, mantıklı bir cevap var mı?)
Bu işten kazanan sadece baştakiler mi olacak yoksa ortada sürdürülebilir bir model var mı?
Proje hakkında bağımsız kaynaklar ne diyor, internette birileri dolandırıcılık alarmı vermiş mi?
Yasal durumu nedir, lisansı var mı, düzenleyici kurumların kara listesinde mi?
İçime sinmeyen, fazla iyi görünen bir şeyler var mı?
Eğer bu soruların birinde bile kırmızı ışık yanarsa, belki de en iyisi o yatırımdan vazgeçmek ya da en azından erteleyip daha derin araştırma yapmaktır. “Kaybedeceğiniz para, kazanacağınız hayali paradan daha değerlidir.” Hiçbir yüksek kazanç vaadi, bir ömür birikiminizi veya geleceğinizi riske atmaya değmez. Kripto paralar dünyasında fırsatlar olduğu kadar riskler de büyük. Bilgi kalkanınızı kuşanarak hareket ederseniz, kriptonun getirdiği yeniliklerden faydalanabilir ve tuzaklardan korunabilirsiniz.
Bu makale, İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde gözlemlenen kripto ponzi vakaları ışığında genel bir bakış sunmaktadır. Gerçek kişi ve olaylara değinilirken yasal sorumluluk doğurmaması adına isim ve dava detaylarından kaçınılmıştır. Amaç, hukuki ve teknik çerçeveyi akademik bir üslupla ortaya koymak, okuyucuyu hem bilgilendirmek hem de düşündürmektir. Unutulmamalıdır ki finansal kararlar bireyseldir ve en iyi koruma, bilinçli ve temkinli olmaktır.
Kaynaklar:
Monay Finansal Okuryazarlık Platformu – Saadet Zinciri (Ponzi Şeması): Nedir ve Nasıl Anlaşılır?monay.com.trmonay.com.tr
Vural, A. (2024). Sahte Zenginlik, Gerçek Kayıp: Davranışsal Finans Perspektifinden Kripto Ponzi Şemaları – 11. Uluslararası Muhasebe ve Finans Araştırmaları Kongresiresearchgate.net
SEC (ABD Menkul Kıymetler Komisyonu) Tanımı – Ponzi scheme is an investment fraud...medium.com
Bilal Alyar, Av. – Türkiye’de Kripto Para Dolandırıcılığı: Yasal Çerçeve, Mağdur Hakları ve Dava Süreçleribilalalyar.av.trbilalalyar.av.tr
Artı Gerçek Haber – 30 milyar liralık vurgun: ‘Siberağ-15’ Operasyonuartigercek.com
Anadolu Ajansı – Sibergöz-42 operasyonu: 1 milyar dolar kripto vurgun ortaya çıkarıldıbilalalyar.av.tr10haber.net
Cointelegraph & Hürriyet – Turcoin skandalı (2018)hurriyetdailynews.comhurriyetdailynews.com
AA Haber – Türkiye’de her 5 kişiden biri kripto yatırımcısıaa.com.traa.com.tr
Medium (Alexandr Kumancev) – Ponzi Schemes in Ethereum (Solidity)medium.commedium.com
NatLawReview – Crypto Ponzi Schemes on the Rise (2025)natlawreview.comnatlawreview.com
SmartLex Bülten – Türkiye Kripto Varlık Düzenlemelerismartlex.com.trsmartlex.com.tr
TradingView Haber – OneCoin Kurucusu Suçlamaları Kabul Ettitr.tradingview.com (OneCoin Ponzi)
CryptoPotato Türkçe – OneCoin Ponzi Şeması Habericryptopotato.com (OneCoin’in büyüklüğü ve hukuki süreci)
Adalet Bakanlığı Mevzuatı – TCK 157-158, 220, 282 (Dolandırıcılık, Suç örgütü, Aklama ilgili maddeler)
Ticaret Bakanlığı – Piramit Satış Sistemleri Bilgilendirme (TKHK m.80)tuketici.ticaret.gov.trtuketici.ticaret.gov.tr