Çürüyen Sistem: İstanbul ve Türkiye'de Kripto Saadet Zinciri Dolandırıcılıkları
İstanbul ve Türkiye'de Kripto Saadet Zinciri: Ponzi Şemalarının Teknik İşleyişi, Yatırımcı Psikolojisi ve Hukuki Boyutu
Son yıllarda kripto para piyasalarında görülen Ponzi tipi saadet zinciri vakaları, özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde birçok yatırımcıyı mağdur etmiş ve kamu otoritelerinin dikkatini çekmiştir. Türkiye'nin 1990'larda tanıştığı saadet zinciri dolandırıcılığı, aradan geçen on yıllara ve sayısız kötü örneğe rağmen bugün kripto para formunda yeniden ortaya çıkarak binlerce kişiye para kaybettirmeyi sürdürmektedirhurriyet.com.tr. Nitekim 2021 yılında Eskişehir merkezli bir kripto saadet zinciri olan Smart Trade Coin’in aylık %30 kâr vaadiyle 200 bine yakın kişiden yaklaşık 100 milyon dolar topladığı ve üyelerinin paralarını yurt dışındaki hesaplara aktardığı iddia edilmiştirtr.cointelegraph.comtr.cointelegraph.com. 2024 yılında Zonguldak merkezli bir diğer saadet zincirinde ise yaklaşık 200 kişi, aylık %21 kazanç ve yeni üye getirdikçe %5–15 komisyon vaadiyle toplam 200 milyon TL dolandırılmıştırm.bursadabugun.comm.bursadabugun.com. Bu tür vakalar, kripto varlıkların teknik yapısı ve regülasyon boşluklarından yararlanan dolandırıcıların çok boyutlu stratejilerini gözler önüne sermektedir. Bu makalede, kripto para piyasalarında Ponzi şemalarının nasıl işlediği, yatırımcıların bu tuzaklara düşme motivasyonları, dolandırıcıların blockchain teknolojisini nasıl istismar ettikleri ve Türkiye özelinde kripto varlıkların yasal konumu ile mevcut regülasyon eksiklikleri akademik bir bakışla incelenecektir. Ayrıca yatırımcıların hukuki korunma yolları ve son dönemdeki düzenleyici gelişmeler ele alınacaktır.
Kripto Parada Ponzi Sistemi Nedir?
Ponzi şeması, yüksek kazanç getiren bir yatırım faaliyeti varmış gibi göstererek yeni yatırımcıları sisteme dahil eden ve daha önce sisteme giren yatırımcılara yapılan ödemelerin aslında sisteme sonradan katılanların parasıyla finanse edildiği bir dolandırıcılık yöntemidirtr.wikipedia.org. Bu tür bir düzende gerçekte kâr getiren bir ticari faaliyet olmadığı halde, organizatörler yeni katılımcılardan topladıkları parayla eski katılımcılara sözde kâr payı öder ve böylece sistemin meşru ve kârlı olduğuna dair aldatıcı bir kazanç görüntüsü yaratırlardergipark.org.trdergipark.org.tr. Oysa ortada sürdürülebilir bir gelir kaynağı yoktur; Ponzi şeması tamamen yeni gelen yatırımcıların parasına dayanır. Sisteme yeni para girişi durduğu anda veya katılımcı sayısı artıp ödemeler zorlaşınca, zincir kırılır ve sistem çökerdergipark.org.trtr.wikipedia.org. Nitekim tipik bir Ponzi planında katılımcı sayısı büyüdükçe para çekme işlemleri zorlaştırılır; sonunda ya ödeme yapamaz hale gelinir ya da kolluk güçlerinin müdahalesiyle dolandırıcılık ortaya çıkardergipark.org.tr.
Kripto para piyasalarında Ponzi şemaları genellikle yatırım dolandırıcılığı biçiminde karşımıza çıkmaktadırdergipark.org.tr. Dolandırıcılar, kurulması kolay bir çevrimiçi platform veya uygulama üzerinden uydurma bir yüksek kazanç programı sunarlar. Örneğin, kripto varlık alım-satımı yapan otomatik bir bot, bulut madencilik yatırım paketi, arbitraj sistemi ya da benzeri teknoloji tabanlı hikâyeler ile yatırımcıları cezbetmeye çalışırlar. İlk aşamada sisteme dâhil olanlara bir süre gerçekten ödeme yapılır veya hesaplarında kâğıt üzerinde yüksek getiriler gösterilir. Örneğin Dogecoin madenciliği vaadiyle kurulan Türkiye'deki bir şemada mağdurlar ilk aylarda düzenli ödeme almış, hatta dolandırıcılar güven kazanmak için lüks otellerde gösterişli toplantılar düzenlemiştirkoinbulteni.comkoinbulteni.com. Bu şekilde erken katılanların kazanç sağladığı algısı yayılır ve daha fazla kişi sisteme çekilir. Ancak sistem yeterince büyüdükten ve dolandırıcılar yeterli fonu topladıktan sonra ödemeler durur, platform kapanır ve organizatörler ortadan kaybolur.
Ponzi şeması ile piramit satış kavramları çoğunlukla benzer şekilde anılsa da teknik olarak aralarında bazı farklar vardır. Ponzi şemasında katılımcılar genellikle sadece yatırım yapmaya teşvik edilir ve başkalarını getirme zorunluluğu olmadan da sisteme katılım sağlanır; ödemeler merkezi bir havuzdan yönetilir. Piramit sistemlerde ise bireylerin hem müşteri hem pazarlamacı rolü vardır: Her katılımcının sisteme yeni üyeler kazandırması beklenir ve getirilen her yeni üye için üst kademelere komisyon ödenirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Kripto para alanında piramit sistemler genellikle gerçek bir kripto varlığın doğrudan satışına dayalı çok katmanlı pazarlama ağları şeklinde ortaya çıkabilir. Örneğin dünyaca ünlü OneCoin vakasında sahte bir kripto para “paketler” halinde çok seviyeli bir piramit yapıyla pazarlanmış, getirilen üye sayısına göre katılımcılara kazanç vaat edilmiştirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Hem Ponzi hem de piramit türü yapılar Türkiye'de halk arasında "saadet zinciri" olarak anılmaktadır. Kripto paraların popülaritesi ile birlikte bu klasik dolandırıcılık yöntemleri de dijital ortamda yeniden boy göstermiştir.
Saadet Zincirlerinin Blockchain ile İstismarı
Kripto varlık ekosistemi, dolandırıcılara Ponzi düzenlerini yürütmek için yeni araçlar ve zeminler sunmaktadır. Blockchain teknolojisinin şeffaf, merkeziyetsiz ve sınır ötesi yapısı kötü niyetli aktörlerce suistimal edilebilmektedir. Özellikle kripto paraların teknik karmaşıklığı ve yeni terimler içermesi, finansal okuryazarlığı düşük kitleleri etkilemek için kullanılmaktadır. Dolandırıcılar, gerçek dışı projelerini meşru göstermek adına blockchain jargonuyla süslü anlatımlar yapar; akıllı sözleşmeler, DAO, DeFi gibi kavramları sıkça dile getirerek teknik güvenilirlik algısı yaratmaya çalışırlar. Örneğin bir saadet zinciri, 7/24 kâr getiren bir “robot trader” yazılımına yatırım yaptığını iddia ederek binlerce kişiyi kandırmıştır. Sözde yapay zekâ destekli bu algoritma sayesinde piyasalarda garantili kazanç elde edileceği vaat edilmiş, yatırımcılar Ether (ETH) veya nakit karşılığı üyelik paketleri almaya ikna edilmiştirtr.cointelegraph.comtr.cointelegraph.com. Oysa daha sonra ortaya çıktığı üzere ortada gerçek bir algoritmik ticaret sistemi yoktur; üyelerden toplanan paralar klasik Ponzi mantığıyla kullanılmıştır.
Benzer şekilde, kripto saadet zinciri organizatörleri blockchain ağlarını ve kripto cüzdanlarını da kendi lehlerine kullanmaktadır. Örneğin yatırımcılardan gelen kripto paralar, kolaylıkla yurtdışı hesaplara veya farklı cüzdanlara transfer edilerek izleri zorlaştırlabilmektedir. Türkiye’deki Smart Trade Coin vakasında dolandırıcıların, kurbanlardan topladıkları fonları Marshall Adaları’na aktardıkları iddia edilmiştirtr.cointelegraph.comtr.cointelegraph.com. Blockchain’in sınır tanımayan yapısı dolandırıcılara coğrafi avantaj sağlamakta; uluslararası işbirliği olmadıkça bu fonların izlenip geri alınması güçleşmektedir. Nitekim bazı büyük saadet zinciri organizatörlerinin kısa sürede ülke dışına kaçtığı ve varlıkları kripto cüzdanlarda gizlediği görülmüştür (örneğin Thodex borsası vakasında kurucu, yüklü miktarda kripto varlıkla yurt dışına kaçmıştırbbc.com).
Öte yandan, blockchain teknolojisinin kendisi de doğrudan bir Ponzi aracı olarak programlanabilmektedir. Merkeziyetsiz finans (DeFi) alanında, akıllı sözleşmeler kullanılarak otomatik Ponzi protokolleri kurulabildiği literatürde ifade edilmektedirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Örneğin bazı dolandırıcılar, akıllı sözleşme kodlarıyla yönetilen ve yüksek getiri vaat eden likidite havuzu projeleri başlatıp, bir süre düzenli ödeme yaptıktan sonra havuzu boşaltarak (“rug pull”) ortadan kaybolabilmektedir. Akıllı sözleşme denetimi ve blockchain izleme araçları yetersiz kaldığında, bu tür merkeziyetsiz Ponzi şemalarını tespit etmek oldukça zorlaşmaktadırdergipark.org.trdergipark.org.tr. Böylelikle dolandırıcılar, klasik saadet zinciri taktiklerini yeni teknoloji platformlarına uyarlayarak suçun izini gizlemekte ve kolluk birimleri ile düzenleyicilerin işini daha da güçleştirmektedir.
Dolandırıcıların sosyal mühendislik stratejileri de blockchain ile iç içe geçmiştir. Kripto saadet zincirlerinde sıkça, yatırımcıların güvenini kazanmak için Telegram, WhatsApp gibi uygulamalarda topluluklar kurulur; buralarda sahte başarı hikâyeleri paylaşılır, yüksek kazanç elde eden hayali kullanıcı profilleri yaratılır. Hatta bazı dolandırıcılar profesyonelce tasarlanmış web siteleri, beyaz kâğıt (whitepaper) dokümanları ve sosyal medya reklamlarıyla gerçek bir blockchain projesi havası vererek yatırımcıları yanıltmaktadırdergipark.org.trdergipark.org.tr. Örneğin NFT veya metaverse temalı saadet zincirlerinde, değerli dijital varlıklar geliştirdikleri iddiasıyla kullanıcıların parası alınmakta; karşılığında değersiz token’lar veya işe yaramayan NFT’ler verilmektedirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Sonuç olarak, blockchain teknolojisi kötüye kullanıldığında saadet zincirlerine yepyeni bir boyut eklenmiştir. Dolandırıcılar, hem kriptonun teknik avantajlarını (anonimlik, sınır ötesi transfer, merkeziyetsizlik) kullanarak yakalanmayı zorlaştırmakta hem de kriptonun etrafındaki hype’ı (abartılı tanıtımlar, teknoloji fetişizmi) kullanarak daha fazla kişiyi aldatabilmektedir.
İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde Kripto Yatırımcı Profili
İstanbul ve Marmara Bölgesi, Türkiye’nin finans ve ticaret merkezi olması nedeniyle kripto para yatırımlarının da en yoğun gözlendiği yerlerdendir. Ülke genelinde kripto paralara ilgi son derece yüksek olup 2022 verilerine göre Türkiye, nüfusuna oranla dünyada en fazla kripto yatırımcısına sahip ilk üç ülke arasında yer almaktadıraa.com.traa.com.tr. 2024 itibarıyla Türkiye’de yaklaşık her 5 kişiden 1’inin kripto varlıklara yatırım yaptığı tahmin edilmektediraa.com.traa.com.tr. Bu kapsamlı kitlenin önemli bir kısmı İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde ve özellikle Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşmaktadır. İstanbul, kripto para borsalarının da merkezi konumunda olup birçok yerli kripto platformunun kullanıcı tabanının büyük bölümünü barındırmaktadır. Dolayısıyla saadet zinciri organizatörleri de faaliyetlerini çoğu zaman İstanbul gibi metropollerde veya Marmara’daki diğer sanayi şehirlerinde yürütmeyi tercih etmektedir.
Kripto yatırımcı profili incelendiğinde, demografik olarak genç nüfusun öne çıktığı görülmektedir. Özellikle 30 yaş altı üniversite öğrencileri, yeni mezunlar ve işsiz gençler kripto üzerinden hızlı kazanç elde etme hayaliyle bu piyasaya ilgi duyan kesimlerdirhurriyet.com.trhurriyet.com.tr. Bu grubun bir kısmı geleneksel yatırım araçlarından (mevduat, döviz, altın vb.) umduğu getiriyi alamamış; yüksek enflasyon ve işsizlik ortamında alternatif arayışına girmiştirhurriyet.com.tr. Ekonomik dalgalanmalar ve gelir adaletsizliğinin yarattığı gelecek endişesi, maalesef bu genç kitleyi zaman zaman saadet zinciri gibi aşırı riskli ve şeffaf olmayan yapılara itmektedirhurriyet.com.trhurriyet.com.tr.
Yatırımcı psikolojisi açısından bakıldığında, kripto saadet zincirlerine katılan kişilerin belirgin bazı özellikleri ortaya çıkmaktadır. Birincisi, finansal okuryazarlık seviyesinin düşüklüğü önemli bir etkendir. Ponzi şemalarından zarar gören kişilerin çoğunlukla finans piyasalarının işleyişi ve risk-getiri dengesi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları gözlenmektedirhurriyet.com.tr. Yüksek getiri vaadinin yüksek risk anlamına geldiği bilinmediği için, “ayda %20-30 garantili kazanç” gibi vaatler sorgulanmadan gerçek sanılabilmektedirhurriyet.com.tr. Oysa finans teorisinde garantili ve yüksek kazanç çelişkisi iyi bilinir; sürdürülebilir olmayan böyle bir getirinin mümkün olamayacağı konusunda bilinç eksikliği vardır. Bu durum, dolandırıcıların “risk yok, garantili kâr” söylemleriyle kitleleri kandırmasını kolaylaştırmaktadır.
İkinci önemli unsur, sosyal çevrenin etkisi ve sürü psikolojisidir. Saadet zincirlerinde her katılımcının yeni üyeler getirmesi beklendiğinden, genellikle sistem ağızdan ağıza propaganda ile büyür. Yakın akraba, eş-dost veya arkadaş tavsiyesi ile sisteme giren çok sayıda kişi olduğu bilinmektedirhurriyet.com.tr. İnsanlar güvendikleri tanıdıklarının “ben iyi para kazandım” söylemlerine kanarak yatırım yapmaya meyilli olurlarhurriyet.com.tr. Bu durum, eğitim seviyesi yüksek kişiler için bile geçerli olabilmektedir; çünkü referans veren kişi tanıdık olduğunda tedbir elden bırakılmaktadırhurriyet.com.tr. Ayrıca kalabalığın bir işi yapıyor olması da birey üzerinde güçlü bir psikolojik baskı kurar. Çoğunluğa uyma eğilimi (sürü psikolojisi) nedeniyle, etrafında birçok kişinin girdiği bir yatırıma insanlar sorgulamadan dahil olabilmektedirhurriyet.com.tr. “Herkes kazanıyor, ben de geri kalmayayım” düşüncesi rasyonel değerlendirmelerin önüne geçmektedir. Dolandırıcılar da bu psikolojiyi istismar etmek için erken katılımcılara kazandırıp bunu reklam malzemesi yapar, böylece daha da fazla kişiyi çekmeye çalışırlar.
Üçüncü olarak, açgözlülük ve kolay yoldan köşeyi dönme arzusu bir kısım yatırımcının zafiyetidir. Psikologlar, insanların dolandırıcılık olduğunu sezseler bile “ya tutarsa” diyerek yüksek getiri uğruna bile isteye risk alabildiklerini belirtmektedirhurriyet.com.trhurriyet.com.tr. Özellikle bazı yatırımcılar, Ponzi sistemine erken girip birkaç ödeme aldıktan sonra çıkabileceklerini, böylece yakalanmadan kâr edebileceklerini düşünürlerhurriyet.com.trhurriyet.com.tr. Bu bir anlamda kumar psikolojisidir ve ne yazık ki çoğu zaman planlandığı gibi gitmez. Örneğin bir mağdurun ifadesinde, sisteme ilk girenlerden olup kazanıp çıkmayı umduğunu, önce küçük miktarla deneme yapıp kâr görünce daha büyük meblağlar yatırdığını ancak sonunda tüm parasını çekemeden sistemin battığını anlattığı görülmektedirhurriyet.com.trhurriyet.com.tr. Bu tür irrasyonel özgüven ve açgözlülük, dolandırıcıların işini kolaylaştıran faktörlerdir.
Sonuç olarak, İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde kripto saadet zincirlerine katılan yatırımcı profilinde genel olarak genç, finansal okuryazarlığı sınırlı, yüksek getiri arayışında ve sosyal çevre etkisine açık kişiler ağırlık kazanmaktadır. Toplumdaki ekonomik güvensizlik, enflasyonist ortam ve kurumsal yapılara duyulan düşük güven de kriptonun çekiciliğini artırarak bu kitleyi beslemektedirbbc.combbc.com. Bu tablo, dolandırıcılık riskine karşı özellikle finansal eğitim ve farkındalık ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Türkiye'de Kripto Varlıkların Yasal Konumu ve Regülasyon Eksiklikleri
Kripto varlıklar, uzun süre Türk hukukunda tanımsız ve denetimsiz bir alan olarak kalmıştır. 16 Nisan 2021 tarihli yönetmelikle ilk kez mevzuatımıza “kripto varlık” tanımı girmiş ve kripto varlıklar, itibari para, elektronik para, sermaye piyasası aracı veya ödeme aracı olarak kabul edilmediği açıkça belirtilmiştirbtcturk.com. Bu yönetmelikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasını yasaklamış ve kripto hizmet sağlayıcılarına yapılacak para transferlerinin sadece bankalar üzerinden olması kuralını getirmiştirbtcturk.combtcturk.com. Ancak bu düzenleme, kripto paraların alım-satımını veya yatırım amaçlı kullanılmasını yasaklamamış; sadece bir ödeme yöntemi olarak kullanılmasının önüne geçmiştir. Dolayısıyla 2021 öncesinde fiilen var olan regülasyon boşluğu, bu tarihte kısmen daralsa da kripto varlıkların yatırım ve ticaretine dair kapsamlı bir çerçeve çizilememiştir.
Nisan 2021’deki ödeme yasağının hemen ardından Mayıs 2021’de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), kripto sektörünü yakından ilgilendiren bir adım atmıştır. 1 Mayıs 2021 tarihli yönetmelik değişikliği ile kripto varlık hizmet sağlayıcıları (kripto borsa ve platformlar), suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine dair mevzuatta “yükümlü” kapsamına alınmıştırbtcturk.combtcturk.com. Yani kripto platformları da tıpkı bankalar gibi müşteri kimlik tespiti yapmak, şüpheli işlem bildiriminde bulunmak ve MASAK denetimine açık olmak zorunda bırakılmıştır. Bu adım, esasen uluslararası FATF tavsiyelerine uyum kapsamında atılmış olup kripto sektörüne yönelik ilk AML (kara para aklama ile mücadele) yükümlülüklerini getirmiştirbtcturk.combtcturk.com. Ancak bu dönemde dahi kripto varlıkların yatırımcıları koruyacak sermaye piyasası mevzuatı dışında kalması, dolandırıcılıklarla mücadelede önemli bir regülasyon eksikliği olarak devam ediyordu.
Nitekim 2021 yılında ardı ardına patlak veren Thodex, VeBitcoin gibi kripto borsası skandalları ve çeşitli saadet zinciri vakaları sonrası, Türkiye’de kapsamlı bir yasal düzenleme ihtiyacı yüksek sesle dile getirilmeye başlandıbbc.comdergipark.org.tr. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve diğer otoriteler, kripto varlıkların yasal statüsünün belirsizliğinin yatırımcı mağduriyetlerini artırdığı görüşündeydi. Uzunca bir hazırlık sürecinin ardından Temmuz 2024’te nihayet ilk kapsamlı yasal adım atıldı. 2 Temmuz 2024 tarihli ve 7518 sayılı Kanun, Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişiklik yaparak kripto varlık hizmet sağlayıcılarını SPK düzenleme ve denetimine tabi kılan hükümleri yürürlüğe koymuşturturkishlawblog.comturkishlawblog.com. Bu kanunla, Bitcoin, Ethereum, Solana gibi kripto varlıklar ve bunlara ilişkin alım-satım, takas, saklama hizmetleri sunan platformlar ilk kez tanımlanmış; sektöre lisanslama zorunluluğu getirilmiştirturkishlawblog.comturkishlawblog.com. Hâlihazırda faaliyette bulunan kripto borsalarının 2 Ağustos 2024’e kadar SPK’ya başvurarak uyum sağlaması, yeni faaliyete gireceklerin ise SPK’dan izin alması mecburiyeti getirilmiştirturkishlawblog.comturkishlawblog.com. Böylece kripto hizmet sağlayıcıları, sermaye piyasası mevzuatı çerçevesine çekilerek yatırımcıların korunması ve piyasa istikrarı açısından önemli bir adım atılmıştır.
Yeni yasal çerçeve, kuşkusuz sektör için bir dönüm noktasıdır. Ancak düzenleme eksikliklerinin tamamen giderildiğini söylemek mümkün değildir. Öncelikle, bu kanun daha çok kripto platformlarının lisanslanması ve denetlenmesine odaklanmakta, bireysel kripto varlık ihraçları (ICO’lar), DeFi protokolleri veya NFT piyasaları gibi alanlarda halen gri bölgeler bulunmaktadır. Ayrıca Ponzi ve piramit yapılara karşı mevcut mevzuatın uygulamasında bazı sorunlar devam edebilir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 80, piramit satış sistemlerini yasaklamış olsa da, kripto projeleri bu yasağı dolanmaya çalışarak farklı isim ve yöntemlerle faaliyet gösterebilmektedirdergipark.org.trdergipark.org.tr. Örneğin OneCoin benzeri tamamen sahte kripto paraların pazarlanması açıkça dolandırıcılık suçu oluşturur ve mevcut ceza kanunu hükümleri uygulanabilirdergipark.org.tr. Ancak bazı projeler, yasal boşluklardan yararlanıp kâğıt üstünde belli sözleşmeler yaparak veya küçük baskı detaylarıyla sorumluluk reddi beyanları ekleyerek piramit düzenini gizlemeye çalışabilir. Bu durumda TCK 157’de tanımlanan dolandırıcılık suçunun tüm unsurlarının oluşup oluşmadığı yargı mercilerince tartışılmak zorunda kalınmaktadırdergipark.org.tr. Doktrinde, kripto varlık bağlantılı yeni nesil dolandırıcılıkların mevcut mevzuat karşısında tipiklik unsurlarında (yani suç tanımına uyup uymadığı konusunda) tereddütler yarattığı, bu nedenle yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunduğu dile getirilmiştirdergipark.org.tr. Nitekim bir akademik çalışmada, Türk Ceza Kanunu’ndaki dolandırıcılık suç tanımının kripto temelli sahtekârlıkları engellemede yetersiz kaldığı noktaların bulunduğu ve yeni düzenlemede bu boşlukların kapatılması gerektiği vurgulanmıştırdergipark.org.trdergipark.org.tr. Özetle, Türkiye’de kripto varlıkların yasal konumu 2024 itibarıyla önemli ölçüde netleşmiş ve piyasa gözetimi artmışsa da, özellikle saadet zinciri türü dolandırıcılıklara karşı hem idari hem cezai alanda uygulama geliştirilmesine devam edilmelidir.
Kripto Para Dolandırıcılığına Karşı Hukuki Koruma Yolları
Kripto para saadet zincirine maruz kalan yatırımcılar için mevcut hukuk düzeninde çeşitli korunma yolları bulunmaktadır. Her şeyden önce, bu tip yapılar Türk Ceza Kanunu kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır. TCK m.157’de tanımlanan dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp kendisine veya başkasına haksız menfaat sağlamayı yasaklar. Ponzi tipi kripto düzeneklerinde genellikle çok sayıda mağdur, bilişim sistemleri kullanılarak dolandırıldığı için bu fiiller TCK m.158’de düzenlenen ağırlaştırılmış dolandırıcılık halleri kapsamına da girebilir (örn. Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması, kamu tarafından tanınan şirket izlenimi verilmesi, teşkilat halinde işlenmesi gibi kriterler mevcutsa ceza artmaktadır). Nitekim 2024’te Zonguldak merkezli kripto saadet zinciri operasyonunda yakalanan şüpheliler hakkında “nitelikli dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlarından işlem yapılmıştırm.bursadabugun.com. Dolayısıyla bir kripto yatırımcısı böyle bir dolandırıcılığın kurbanı olduğunda vakit kaybetmeden Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmalıdır. Savcılık, yeterli şüphe varsa soruşturma başlatarak faillerin tespiti ve yakalanması için gerekli adli işlemleri yapacaktır.
Hukuken hak aramanın ceza soruşturması dışında bir diğer boyutu da hukuk davalarıdır. Mağdurlar, dolandırıcılara karşı sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil hükümlerine dayanarak tazminat davası açabilirler. Ancak pratikte Ponzi şemalarında faillerin kayıpları karşılayacak malvarlığı bırakmaması veya fonları yurtdışına/kriptoya kaçırması nedeniyle hukuk davalarının mağdur açısından etkin bir çözüm olma ihtimali düşüktür. Bu yüzden öncelik, ceza soruşturmasıyla faillerin yakalanması ve mümkünse malvarlıklarına el konulması olmalıdır. Türkiye’de son yıllarda bu konuda kolluk birimleri ve düzenleyici kurumlar arasında koordinasyon geliştirilmektedir. Örneğin İçişleri Bakanlığı bünyesinde yürütülen siber operasyonlar kapsamında bir seferde 1 milyar dolara yakın vurgun yapan uluslararası dolandırıcılık şebekelerine dahi müdahale edilmiş, yüzün üzerinde şüpheli yakalanmıştıricisleri.gov.tricisleri.gov.tr. MASAK da kripto suç gelirlerinin izlenmesi ve dondurulması hususunda aktif rol oynayabilmektedir. Thodex skandalında bizzat İçişleri ve MASAK devreye girerek borsa kurucusunun Türkiye’deki hesaplarında bulunan 31 milyon TL’ye el konulmasını sağlamıştırtr.cointelegraph.com. Bu gibi adımlar, mağdurların zararının bir kısmının devlet marifetiyle geri alınabilmesine yöneliktir.
Düzenleyici kurumların aldığı önlemler de dolandırıcılığa karşı koruyucu bir işlev görmektedir. SPK, yeni yasa sonrasında kripto varlık platformlarını mercek altına almış ve bunların uyması gereken kuralları belirlemiştir. Örneğin 2025 yılında SPK, kripto borsaları için rezerv kanıtı denetimi zorunluluğu getiren ilkeleri açıklamıştırturkishlawblog.comturkishlawblog.com. Bu sayede borsaların müşteri varlıklarını karşılayacak rezervleri olup olmadığı denetlenecek, aksi halde faaliyet izni alamayacaklardır. Lisanslı ve denetlenen platformlarda dolandırıcılık yapılması zorlaşacağından, yatırımcılar için daha güvenli bir ortam hedeflenmektedir. Bununla birlikte, regülasyon dışında faaliyet gösteren, yurt dışı merkezli veya tamamen yeraltında çalışan saadet zincirlerine karşı yatırımcının en büyük koruma mekanizması kendisidir. Bu nedenle kamu otoriteleri ve sivil toplum, yatırımcı farkındalığını artırmak amacıyla bilgilendirme çalışmaları yapmalıdır. SPK, BDDK gibi kurumlar dönem dönem kripto varlık risklerine dair uyarılar yayınlamakta; MASAK, şüpheli işlem bildirimleriyle bu ağları tespit etmeye çalışmaktadır. TÜBİTAK destekli akademik çalışmalar da kripto dolandırıcılıklarının yöntemlerini analiz ederek mevzuata ışık tutmaktadırdergipark.org.trdergipark.org.tr.
Bir yatırımcının hukuken korunmasının ilk şartı, önleyici tedbirleri almasıdır. Her şeyden önce yatırım yapılacak kripto platformunun yasal izinleri olup olmadığı, SPK lisansına sahip bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir. 2024 sonrası Türkiye’de faaliyet gösteren kripto borsalarının SPK’ya kayıtlı olması beklenmektedir; dolayısıyla lisanssız, merdiven altı platformlardan uzak durulmalıdır. İkinci olarak, aşırı yüksek getiri vaadi barındıran, şeffaf olmayan, teknik detaylarını anlamadığınız yatırımlardan kaçınmak gerekir. Örneğin aylık %30 getiri veya birkaç ayda paranızı katlama iddiası somut bir dayanağı olmaksızın sunuluyorsa, bunun bir saadet zinciri olma ihtimali çok yüksektirhurriyet.com.tr. Üçüncü olarak, soğukkanlı ve araştırmacı yaklaşım şarttır: Yakın çevreden gelen “çok kazanıyorum” söylemlerine hemen itibar etmemek, ilgili şirket veya projenin geçmişini, varsa lisanslarını, kamu otoritesi uyarılarını incelemek gerekir. Unutulmamalıdır ki yasal bir zeminde faaliyet gösteren hiçbir yatırım aracı, garanti edilmiş fahiş kazanç sunmaz.
Sonuç olarak, kripto para saadet zincirleri karşısında hukuk sistemimiz hem cezai hem idari yönden mücadeleyi sürdürmektedir. Son düzenlemelerle kısmen güçlendirilmiş olan yasal çerçeve, yatırımcıları korumada önemli bir başlangıç noktasıdır ancak tek başına yeterli değildir. Yatırımcıların bilinçlenmesi, şüpheli durumlarda yetkililere başvurması ve kolluk ile düzenleyici kurumların proaktif davranması, bu çok boyutlu soruna karşı en etkili koruma kalkanını oluşturacaktır. İstanbul ve Marmara Bölgesi başta olmak üzere ülkemizde kripto ekosistemi büyürken, bu ekosistemin sağlıklı gelişimi için saadet zinciri gibi asalak yapıların hukuk yoluyla bertaraf edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bizlere düşen, teknoloji ne kadar değişirse değişsin klasik bir dolandırıcılık yöntemi olan Ponzi şemasının yeni kılıflarını tanımak ve bu tuzaklara karşı uyanık olmaktır.